Ya dost Tahir Kutsi Makal!

Kimler gelip geçmedi gelimli gidimli son ucu ölümlü yalan dünyadan? Meslek hayatımda, pek çok ilke onun gösterdiği onun geçtiği yollardan ulaşmıştım. Aynı gazetelerde çalıştığımız, aynı dergilere yazdığımız, aynı programlarda konuştuğumuz oldu. Ortak yolumuz, ve yollarımızın kesişmeleri halk edebiyatı ve folklor üzerineydi.

Abone Ol

İkimizde Anadolu’nun mütevazı bir ilçesinde fakir bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelmiştik. Ben Şarkışla’dan, o, Denizli Acıpayam’dandı. Yaşça benden büyüktü ama, ikimiz de adeta tırnağımızla kaza kaza bir yerlere tutunmuştuk.

Evet Tahir Kutsi Makal’da söz ediyorum. 1937 yılının şubat ayında, Acıpayam İlçesinin Oğuz Köyünde dünyaya geldi.. Babasının adı Hacı Mehmet, annesinin adı ise Kezban'dı. Annesini yedi yaşında iken kaybetmişti. Rençberlik yapan Hacı Mehmet Hoca’nın 13 çocuğundan üçüncüsüydü.

Denizli lisesinde öğrenciyken, “Varlık”, “Yücel”, “20.Asır” dergilerinde yazıları yayınlanıyordu. 1953’ de fethin 500. Yıldönümünde “Doğan Kardeş” dergisinin okullar arasında açtığı şiir yarışmasında birincilik kazandı. İzmir’de  “Nasır” dergisinin yarışmasında “Burası Denizli’dir” şiiriyle ödül kazandı.

 Tahir Kutsi 1952 yılında askere alındı. Yedek subay öğretmen olarak Konya’nın Yunak ilçesine bağlı Saray Köyü’nde askerlik yaptı. Oğuz Köyü, Yunak’ın Saray Köyü ve İstanbul, ona “İç göç” gibi mükemmel bir kitabı yazdırmıştı.

Yedek subay öğretmenliğinin ikinci yılında, Pamukkale’nin bitişiğinde ki Develi Köyü’nden Denizli’ ye göç eden pamukçu Celal Koyun’ un kızı Ayşe Makal’la evlendi. Çeyiz, Çimen, İklim ve İnanç isimli dört çocuğu oldu.

İlk şiir kitabını 1957’ de “Fakir İşi” adıyla yayınlamıştı. “Fakir İşi” gönül fırınından aldığı ilk taze ekmekti. “Fakir İşi”. Petek Dergisi yayınları arasında çıktı. Gençliğinde Petek ve Yelken Dergilerini yönetti.

Tahir Kutsi aktif gazeteciliğe “Tan” gazetesinin idare servisinde başladı. Kapatılınca yerine “Yeni Gazete” yayınlandı. Orada muhabir olarak görev yaptı.  Tan matbaasında 6 Ocak 1959’ da ki infilâktan sonra, Halil Lütfi’nin Yeni Gazetesi yayınını durdurdu. Bir süre “Vatan” gazetesinde, sonra Dünya Ekspres, Son Havadis, Her Gün, Ortadoğu Gazetelerinde çalıştı.

Basın emekçisi olarak, gazetenin yetiştirilmesi, düzgün ve başarılı yayını, okuyucuya ulaşması ve tirajını artırma çabası gibi çileleri yıllarca çekmişti.

1960’dan itibaren her yıl Gazeteciler Cemiyeti’nin ve Gazeteciler Sendikası’nın yarışmalarına katıldı. Röportaj dalında ödüller kazandı. 1962-1963 yılında “İç Göç” seri röportajıyla yılın gazetecisi seçildi.

Bu iddialı bir yarışmaydı. Stajyer muhabirden genel yayın müdürlerine kadar birçok kişi yarışmaya katılmıştı. Çünkü BP, Avrupa gezisi ödülü koymuştu. Yılın gazetecisi seçildi ve armağan olarak Avrupa’ ya gönderildi.

1963 yılında İç Göç kitap olarak yayınlandı. Geniş ilgi gördü ve hemen ikinci baskısı yapıldı.

“İç Göç” için Kadircan Kaflı: “Kitapta bir çok gerçek olay, birer güzel hikâye dokusu içinde sade bir anlatışla gözlerimizin önünden geçiriliyor,” diye yazmıştı.

1963’de , "Acı Yol" çıktı. Daha sonra "Köylü Gözüyle Avrupa yayınlandı.

Tahir Kutsi, Avrupa’dan “Köylü Gözüyle Avrupa” isimli kitabıyla döndü. Değişik bir bakışla Avrupa’yı yazan bir kitaptı.  Komplekse düşmeden, gerçek bir Türk gözüyle, gerçekçi bir gözle Avrupa'ya bakışı yansıtıyordu.

Bu kitap için Tarık Dursun Milliyet gazetesinde şöyle yazmıştı:

“Gazeteciliğin en güç dalı röportaj, yeni kuşak sanatçıların gazeteciliğe geçmesiyle yeni bir kan tazelenmesine uğradı... Köylü Gözüyle Avrupa’ nın özelliği, batıya gitmişlerdeki aşırı tutkunluk, bunun getirdiği bir ezilme, bir kendini aşağılamanın dışında kalışı. Hem gerçekçi, hem güvenli...”

Yarın ki yazımda  şiirlerinden hatırlatmalar yapacağım.