Yunus Emre... Sevginin ve hoşgörünün doruğu... Bir Türkmen Kocası o... On üçüncü yüzyılın ikinci yarısıyla on dördüncü yüz yılın başlarında Anadolu'da yaşamış. Nerede yaşamış? Erzurum'un Tuzcu köyü "Burada!" diyor,  kekik kokan bir mezarı gösteriyorlar. Bursa, "Burada" diyor. Kır menekşeleriyle bezeli mezarını gösteriyor. Isparta Güneykent beldesi sahip çıkıyor. Sivas, Sandıklı, Konya, Karaman, Kula, Kırşehir Ordu ve de Eskişehir Sarıköy...

Hâsılı bütün Anadolu Yunus'a sahip çıkıyor. "Bizim," diyor "Bizim Yunus! Bizim!" Yurdun dört bir yanında on dört "makamı" var. Oralar Yunus'un "yattığına" inanılan saygı ile ziyaret edilen yerler...  Halkın, büyük ozanına bu bağlılığı Feylesof Rıza Tevfik Bölükbaşı'nı da etkilemiş.  Halkı adına seslenmiş:

"Yüce dağlar ardından
Deniz aşırı geldim
Evliyalar yurdundan
Selam tapşuru geldim

... Yunus'un toprağına
Varıp yüzüm sürmeğe
Sildim gönül pasını
Yanuben aru geldim ..."

Rıza Tevfik'in, mezarı başına, "yanmış ve yunmuş" olarak gittiği Yunus'u, "görmeye" giden şiir ehli de var. İşte Halide Nusret Zorlutuna'nın mısraları:

"Kapında kul olmak ar dcğil bana
Toprağına yüzüm sürmek dilerim
Senden gayri kimse yâr değil bana
Bir görün Yunus'um, görmek dilerim! ..

... Rüzgâr ol şafakta, alnıma sürün
Bulutlara sarın, alnıma sürün
Görün bana pirim, bir kere görün
Vuslatın gülünü dermek dilerim."

Yunus Emre, halkın diliyle hakça söylemiş. Yaşadığı çalkantılı dönemin acılarıyla pişmiş; olayları, insanları bugünü, yarını düşünerek coşmuş. Bu yıllar öncesinin çağıltılı coşkusu Behçet Kemal Çağlar gibi şairleri de coşturmuş, anısının yaşamasına vesile olmuş:

"Kalem, hokka hokka söyler
Yunus coşar Hakk'a söyler
Cağlar, coşar halka söyler
Bana seni gerek seni.."

"Aşk yüzünden avare"dir Yunus .. "Gel gör beni aşk neyleydi." der. Ve dünyanın derdini üstlenmiş görür onu okuyan. Yunus Emre'nin torunları, günümüzün halk Ozanları da Yunus çağırırlar... Yunus özlemiyle, aşkıyla yanıp tutuşurlar, İşte Adanalı Âşık Feymani Yunus'ça söylüyor:

"Her varlıkta Hakk'ı arar
Gözüm Yunusça Yunusça
Kınarsa nefsimi kınar
Özüm Yunusça Yunusça

... Dost ararız akşamları
Sevgi siler evhamları
Pişirir nice hamları
Közüm, Yunusça Yunusça .. "

Onun için nerede doğduğunun, nerede yaşadığının ne önemi var?  Yunus bizim. Yedi yüz yetmiş yıldan beri bizim gönlümüzün sevgi bahçelerinde yaşıyor. Nesimi "Aşk ehli ölmez yerde çürümez / Yanmayan bilmez ateş-i aşk'a" demiş. 2003 yılında kaybettiğimiz Sefil Selimi şöyle diyor:

İster bir eleştir, ister bin defa,
Dilli de dilsiz de der gibi Yunus.
Esasen gerek yok hakkında lafa,
Yerler gökler kadar var gibi Yunus.

Büyütsem büyümez, ezsem küçülmez.
Kapatsam kapanmaz, açsam açılmaz.
Değeri ölçülmez, paha biçilmez,
Hazineler taşır sır gibi Yunus.

Şiir bahçemizin hayat suyu o
Suyu berrak duru dipsiz kuyu o,
Aşkın manası o aşkın huyu o;
Âşıktır maşuğa yâr gibi Yunus.

Âlimler ilmine hayrette kalmış
Pek çok Molla Kasım pes demiş yılmış.
Bu Türkmen Dervişi dersi tam almış,
Türkçe dersimizde var gibi Yunus.

Görmüş gördüğüne uymayı bilmiş.
Anlamış, anlatmış duymayı bilmiş.
Işımış ışıtmış yaymayı bilmiş.
Aydın ocaklarda kor gibi Yunus.