Geçtiğimiz hafta kaybettiğimiz Türk tarihinin asırlık çınarı Halil İnalcık'ı, TRT'de 23 yıl boyunca farklı başlıklar altında yaklaşık 100'e yakın belgesele yapımcı, yönetmen ve metin yazarı olarak imza atan Neşe Sarısoy Karatay ve Zafer Karatay anlattı.

Köklü bir tarihe sahip olan Türk Milleti, ne yazık ki tarihini doğru yazabilecek ve hem ülkemiz hem de dünya ilim ve tarih aleminde, otorite olmuş tarih yazabilen, eserler ortaya koyabilen tarihçilerimiz, ne yazık ki yeterli derecede değildir. Bunun için de, tarihi yeterince bilmediğimiz ve yeterli derecede de eserler ortaya koyamadığımız için, tarihte yaşanan bir çok hadisede biz kendimizi ifade edebilmekte aciz ve yetersiz duruma düşmekteyiz. Ama çok şükür ki, istisna olan, araştırmacılığı, disiplini, metodolojisi ile yazdığı eserler ile verdiği konferanslar ile yetiştirdiği çok sayıda öğrencisi ile dünyada, halen Osmanlı Tarihi sahasında, bilimsel olarak otorite görülen ve geçtiğimiz hafta Ankara'da Hakk'a yürüyen ve İstanbul'da Fatih Camii haziresine defenedilen Prof. Dr. Halil İnalcık Hoca'nın, bize ve insanlık tarihine bıraktığı kitapları, makaleleri ve belgeselleri ile tarihe duyulan ilgiyi artırması ve unutulmaz eserleri ve hizmetleri hakkında, bu hafta TRT'de 23 yıllık bir uzun süreli, fakat  farklı başlıklar altında yaklaşık 100'e yakın bölümler halinde yayınlanan belgesellerin yapımcısı ve yönetmeni, metin yazarlığını yapan Neşe Sarısoy Karatay ve Zafer Karatay ile görüştük. Nerde ise çeyrek asır süren çekimler ile bir asır yaşamış olan İnalcık Hoca hakkındaki tespitlerini ve düşüncelerini paylaştık. Hz. Ali'nin ifadeleri ile 'Alim ol ki ölmeyesin, çünkü insanlar ölür, fakat alimler diridir.' Düşüncesi ile iki günlük röportajımızda, ikinci gün ise, dünyadaki Halil İnalcık Hocanın bıraktığı izler ve uzmanların görüşlerini paylaşacağız.

2

Prof. Dr. Halil İnalcık ile çekimleri 23 yıl süren ve TRT'de yayınlanan belgesel çekimleri hakkında bilgi verir misiniz?

Prof. Dr. Halil İnalcık Hocamız, 80 yıla yaklaşan akademik hayatında, yaptığı eşsiz çalışmalar ile haklı olarak, Uluslararası akademik çevreler ve Türkiye'deki bilim adamları tarafından, en büyük otorite olarak kabul etmektedir.  Eserleri Avrupa ve Amerika'daki üniversitelerde, Osmanlı Tarihi derslerinin temel kitabı olarak kullanılmaktadır.  Ancak, bir televizyon programcısı ve belgeselcisi olarak, büyük tarihçi Halil İnalcık ile yaptığım söyleşiler, 23 yıl boyunca inanılmaz zevk verdi ve yepyeni bilgiler ile tarih hazinemi artırdı. İnalcık Hoca uzun yıllar yaptığı çalışmalar ve hafızasında biriktirdiği bilgileri, kıvrak zekası ile etkili sözcüklere dönüştürüyor, sonunda aklı ve mantığı ile yaptığı yorumları ile eşsiz ve zevkli bir söyleşi meydana getiriyordu. Dağarcığındaki bilgileri, farklı ve vurgulayıcı sözcükler ile yeri doldurulamaz tanımlara dönüştürüyor ve konuşmasını, hep zirvede bırakıyordu. Röportaj yapacağımız bir sonraki günü, heyecan ile ve merak ile bekliyorduk. Konuşmasını nerde kestiği halde, bizim dikkatimizi  ölçmek için, 'Nerede kalmıştık?' diye soruyordu. 'Hocam, tam anlatıyordunuz, Kösem Sultan'ı...' derken, 'Haa tamam' deyip, bilhassa kaldığı yerden konuşmayı devam ettirmiyor,  tarihin farklı karakterleri ve dönemlerinden bağlantı kurup, konuşmayı bir gün önce kaldığı yere getiriyordu. Böylece Halil Hoca, tarihin devam eden  bir süreç olduğunu ve aslında geçmiş ve gelecek ile ne kadar bağlantılı olduğunu vurgulamak istiyordu.

İNALCIK HOCA İLE OSMANLI'YI, FATİH'İ VE FETİHLERİ ADETA BİRLİKTE YAŞADIK

Birlikte kaç belgesel çekimi yaptınız?

Çok şükür ki; Hocanın sağlığında yaptığım 'Halil İnalcık ile Sözlü Tarih', 'Osmanlı Devleti'nin Doğuşu', 'Fatih ve Fetih', 'Halil İnalcık ile Tarih Sohbetleri'  adlı program ve belgeseller ile onun yüzlerce saat süren konuşmalarını ve çalışmalarını TRT arşivine kazandırma imkanı oldu.

İnalcık Hoca ile yaptığınız çekimler sırasında, sizi en fazla etkileyen yönleri nelerdi?

1

2000 Yılı Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Sedat Simavi TV ödülünü aldığımız "Osmanlı Devleti'nin Doğuşu" Belgeselinin saha çekimlerinde, yani 1998 yılının, Temmuz ve Ağustos Aylarındaki çekimlerde, uzun süreli olarak, çeşitli köylerde, tarihte geçen mekânları dolaşırken köylülerin ve yöre halkının anlattığı bilimsel olmayan efsaneleri son derece kibarlıkla ve sabırla dinleyen İnalcık Hoca, tarihçi olduğunu bildiği insanların, yanlışlarına hemen müdahale ettiğini ve onları düzelttiğini fark ettik. Neden böyle davrandığını ise şöyle açıklamıştı: "Köylülerin anlattığı efsanelerin, sözlü tarihin ve yer adlarının, dönemin kronikleri ve kaynaklarıyla ne kadar uyuştuğunu veya uyuşmadığını inceliyorum. Ancak bazı bilim adamları çok yanlış olarak,  doğru dürüst bir araştırma yapmadan, ya toptan dönemin kaynaklarını, yerel adları ve efsaneleri yok sayıyor ya da,  bütünüyle bu efsanelere inanıp, gerçek tarih gibi sunuyor." Hocam aynı zamanda bir halk adamıydı. Hiç bir zaman halka tepeden bakmıyor, engin bilgisine rağmen, onların söylediklerine değer veriyor, son derece alçak gönüllü olarak onlarla güzel sohbetler yapıyordu.

TARİHİNİ OKUMAYAN BİR MİLLETİN, TV'DE İZLEMESİNİ VE ÖĞRENMESİNİ SAĞLAMIŞTIK!

TRT'de yayınlanan Hoca ile yapılan belgeseller öncesi ve sonrasında, tarihe bakışta bir değişiklik oldu mu?

Osmanlı Devletinin 700. Kuruluş yıldönümü için hazırladığımız, 'Osmanlı Devleti'nin Doğuşu' belgeseli, yayınlandığı dönemde yoğun ilgi gördü. Hocamın konuşmalarının ve verdiği bilgilerin eşsizliği yanında; çektiğimiz dramatik canlandırmalar, dönemin siyasi yapısını anlatan 3 boyutlu haritalar, grafik animasyonlar, dönemin haçlı ve Osmanlı donanmaları ile ilgili hareketli çizimler, bilgisayarlarda hazırlanan görsel efektler, ilk defa bir belgeselde kullanılan Wescam ve helikopter çekimleri belgeseli 'görsel' olarak çok zenginleştirdi. Belgesel yayınlandığı 2000 yılının nisan ve mayıs aylarında, en üst sıralarda izlenme oranına erişti. Kendi tarihini okumayan bir Milletin, en azından izlemesini ve öğrenmesini sağlamıştık. Belgesel 2000 yılının en iyi TV programı olarak Türkiye Gazeteciler Cemiyeti- Sedat Simavi ödülüne ve Radyo TV Gazeteciler Derneği tarafından yılın belgeseli ödülüne layık görülmüştü. Hocamla yaptığımız bu çalışma böylece taçlanmış oldu. Bu belgesel yayınlanmadan önce Halil İnalcık'ın sadece adını ve çalışmalarını bilen insanlar ya da hiç bilmeyen sıradan halk, Onun yüzüyle bu belgesel yoluyla tanışmıştı. Artık Hocayı sokakta gördüklerinde tanıyor, büyük bir saygı ve sevgiyle selamlıyor ve elini öpüyorlardı. Halil İnalcık'ın milletinin tarihine adadığı çalışmaları, halktan aldığı sevgiyle, karşılık bulmuştu.

AĞZIMDAN ÇIKABİLECEK YANLIŞ BİR SÖZÜN TELAFİSİ MÜMKÜN OLMAZ!

Hocaya göre, iyi bir tarihçi olabilmek için neler gerekiyordu?

4

Hocamla yaptığımız tüm bu çalışmalar iyi bir tarihçi olmanın bir şans olmadığını, akıl, zekâ, hafıza ve mücadeleci bir kişi olmanın yanında çalışkan, titiz ve disiplinli olmanın da gerektiğini gösteriyordu. "Osmanlı Devleti'nin Doğuşu" belgeseli çekimleri sırasında "ağzımdan yanlışlıkla çıkabilecek bir sözün, telafisi mümkün olmaz" demişti. Bu nedenle sabah erkenden kalkıp, o günkü konuşması hakkında notlar tutuyor, kaynakları okuyor, tekrar tekrar kontrol ediyordu. Televizyonlarda bazı sözde bilim adamlarının, yüzlerce yanlışla dolu konuşmalarını dinleyip, Hocamın en ufak bir röportaja bile çok değer vererek hazırlandığını düşündükçe, onun tarihçiliğinin büyüklüğünü bir kez daha anlıyorum.

HOCAMDAN ALDIĞIM TİTİZLİĞİM, ÇALIŞKANLIĞIM VE ÖVGÜSÜ BANA MİRAS...

Halil Hoca ile çekimler sırasında, 23 yıl, okumalar, araştırmalar, çekimler, mekan yer tespitleri sırasında, size kazandırdıkları nelerdir?

Halil İnalcık'ın belgesel için yaptığı tüm konuşmalar, yaklaşık 1000 sayfayı tutuyordu. Bu 1000 sayfanın okunması, tekrarların atılması ve bir televizyon metnine dönüştürülmesi gerekiyordu. Uzun bir zaman deşifreler üzerinde çalışarak, hocamın konuşmalarını 9 bölüm halinde, bir televizyon metni haline getirdim. Bu metin çalışmasının sonunda, Hocamdan aldığım titizliğimi ve çalışkanlığımı öven takdir dolu sözleri, hiç unutmadım. Biz Hoca ile tarihi, olayları, şahsiyetleri, mekanları adeta canlı olarak yaşadık, şahit olduk, gördük, öğrendik. Bu gerçekten de, bizler için Allah'ın bir lütfu idi. Kendisini, çok özel ve çok değerli bir insan olarak çok özleyeceğim ve bir bilim adamı ve tarihçi kişiliği ve hoca olarak da, hepimiz özleyeceğiz.

Yarın: İnalcık Hocanın, dünyada bıraktığı izler

HALİL İNALCIK'TAN, İNCİLER:

*Hayatta bir hedef-gaye olmalı. Benim hedefim şu idi; Türklerin Tarihini bir "yabancı" değil, bir "Türk gözüyle" yazmak. Ömrümü bu amaca hasrettim. Büyük gayemin gerçekleştiğine inanıyorum.

*Atalarımız sağlam taş binalarda, kıymetli kütüphaneler yapmışlar, herkesin kullanması için kitaplar koymuşlar. Arşivimiz dünyanın en zengin arşivlerinden... Dünya Tarihi yazabilirsiniz... Fakat dar görüşler bu imkanı engellemiştir... Bu arşivle Türkiye bir "Kültür İmparatorluğu " kurabilir diyorum.

*İstanbul'u bir Türk şehri olarak biz yaptık. Biz Bizans'ın harap şehri üzerine yeni bir Türk şehri kurduk. Bizans altyapısı, caddeler, meydanlar aynı ama onlarca cami külliyesi, mahalleler oluşturuldu. Bir Bizantinist, toprak altındaki Bizans eserini ortaya çıkarmak için, üzerindeki mescidi yıkmayı teklif etti. Hristiyan zihniyeti, İslam'ın yaptıklarını bertaraf edip, Bizans'ı ihya edelim, diyebiliyor.

*Türklere karşı Avrupa, daima Haçlı geleneğini benimsemekten geri kalmamıştır. Türkleri Avrupa'dan atmak, Avrupalının şuur altına yerleşmiş bir bağnazlıktır.

NEŞE SARISOY KARATAY KİMDİR?

3

Sinop-Ayancık'ta doğdu. İstanbul Üniversitesi Basın Yayın Yüksek Okulu Radyo -Tv Bölümünden mezun oldu (1989). Çeşitli gazete ve dergilerde, stajyer muhabirlik yaptı. TRT'de stajer olarak görev yapmaya başladı (1989). Halen aynı kurumda, yönetmen ve yapımcı olarak görev yapmaktadır. 'Gamalı Haç ile Kızıl Yıldız Arasında' adlı bir kitabı yayınlanmıştır (2011).

Belgesel ve tv programları ile ödülleri

Halil İnalcık belgeseli - yapım aşamasında 2016. Kur'an coğrafyası. Yönetmen-Yapımcı 4Bl, yapım aşamasında, 2015. Halil İnalcık ile tarih sohbetleri - 27 Bölüm. (2014-2015). Kırımoğlu: Bir Halkın Mücadelesi - 2012. Göç Doğuya- 2010. Avrupa'da Müslümanlar - 2007. Özü Türk - 2007. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, 31. Sedat Simavi Ödülleri, TV Dalı Ödülü. 2007.  Gamalı Haç İle Kızıl Yıldız Arasında - 2006. Fatih ve Fetih - 2003 / Zafer Karatay, Neşe Sarısoy Karatay. Ayancık'a Bir Tutam Temre Otu - 2002 (3 Bölüm). Osmanlı İmparatorluğunun Doğuşu - 2000 / Zafer Karatay, Neşe Sarısoy Karatay (9 Bölüm). 13. Ankara Uluslararası Film Festivaline katıldı. 2001. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, Sedat Simavi Ödülleri Televizyon Ödülü. 2000. Türkiye Radyo-Televizyon Gazetecileri Derneği, En iyi Belgesel Ödülü. Halil İnalcık İle Sözlü Tarih - 1999 / Zafer Karatay, Neşe Sarısoy Karatay (50 Bölüm). Arşivdeki Osmanlı Hazineleri - 1999 (3 Bölüm). Cengiz Dağcı Belgeseli - 2011 .... Yapımcı (9 Bölüm). Marmara Üniversitesi Kemal Çapraz İletişim Ödülleri Yılın Belgeseli Ödülü. 2012. El Cezire Uluslararası Belgesel Film Yarışması, Doha-Katar, Final Gösterim.  2012. Ölümünün 1. Yılında Uluslararası Cengiz Dağcı Sempozyumu, Kırım, Açılış Filmi. 2012. İsmail Bey Gaspıralı - 2001 .... Yapımcı (4 Bölüm). Tüketici Dünyası - 1995 /1999 Yönetmen (140 Bölüm). Sanayi ve Ticaret Bakanlığı, Tüketici Ödülü. 1999. Türkiye Eczacılık Genel Kongresi, Televizyon Programı Ödülü. 1999. Tüm Tüketicileri Koruma Derneği, Yılın Tüketici Programı Ödülü. 1999. Portakal Yokuşu - 1994 /1995 Yönetmen (Haftalık Program). Kırım Belgeseli - 1994 .... Yardımcı Yönetmen (6 Bölüm). Kınalı Koçum Sürmeli Koyunum - 1991 .... Yardımcı Yönetmen. Bedri Rahmi Eyüboğlu - 1990 .... Yönetmen Yardımcısı

Preveze Deniz Zaferi - 1990 .... Yönetmen Yardımcısı. İstanbul'da Yaşamak - 1993 Yapımcı, Yönetmen. BRT. Görünüm - 1990 / 1991 (19 Bölüm) - Yardımcı Yönetmen

İşte Evimiz İşte İşimiz - 1989 Yönetmen Yardımcısı.