ÖZEL HABER/MAŞALLAH DAĞ Kuduz, ölümcül bir beyin iltihabı hastalığıdır. Kuduz virüsü, sıcak kanlı memeli hayvanların tükürüğüyle insanlara bulaşır. En sık ısırma yoluyla bulaşan kuduz, tırmalama veya yalama sonucu da bulaşabilir. Kuduzun tedavisi yok, ancak aşı ile önlenebilir. Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. F. Gökçe Demir,  kuduz aşısı son derece koruyucu olduğuna dikkat çekerek, aşılanma durumunu bilmediğiniz, sahipsiz her memeli hayvan ısırığında mutlaka aşı yaptırmak gerektiği konusunda uyarıda bulundu.

KUDUZ NEDİR, NASIL BULAŞIR?

Kuduz, merkezi sinir sistemini etkileyen, aşı ile önlenebilir, zoonotik yani hayvanlardan geçen, viral bir hastalıktır. Kuduz virüsü, sıcak kanlı memeli hayvanların tükürüğüyle insanlara bulaşır. En sık ısırma yoluyla bulaşan kuduz, tırmalama veya yalama sonucu da bulaşabilir. Kuduz hastalığı geliştikten sonra tedavi edilemez ve ölüm kaçınılmazdır.

Kuduz konusunda önemli uyarılarda bulunan Demir kuduz hastalığını şöyle tanımlıyor:

"Kuduz merkezi sinir sistemine yerleşme ve orada kalıcı hasar yapma yeteneğine sahip olan bir virüsün yol açtığı ve maalesef sonucu daima ölümle sonuçlanan beyin iltihabına giden viral bir enfeksiyon hastalığıdır. Sıcak kanlı memeli hayvanlardan en çok ısırma yoluyla insanlara bulaşıyor.  Bu hayvanlar doğada yaşayan vahşi hayvanlar olabileceği gibi köpek, kedi gibi evcil hayvanlar da olabilmekte."

KUDUZ BELİRTİLERİ NELERDİR?

Kuduz hastalığı için kuluçka süresi normalde  2-3 aydır, ancak virüsün giriş yeri ve viral yük virüsün ısırık yerindeki miktarı gibi faktörlere bağlı olarak 1 haftadan 1 yıla kadar değişebilir. İşte bu sebeple memeli hayvanların ısırıkları sonrasında sağlık kuruluşlarına başvuran kişiler derhal aşılanmaya başlanmalı. Kuduz , merkezi sinir sistemine yerleşerek kalıcı hasar yapar, yakalanan kişilerde belirtiler kendini zamanla gösterir.

Kuduzun en sık görülen belirtileri şunlardır:

- Isırık yerinde karıncalanma,

- Uyuşma,

- Saldırganlık,

- Paranoya,

- Ağızda köpürme,

- Terleme,

- Suya karşı korku.

ISIRIK YADA TIRMALANMA YERİNDE HAFİF KARINCALANMAYLA BAŞLAR

Gökçe Demir, kuzun ilk belirtisinin ısırılan yada tırmalanan alanda hafif karıncalanma hissi olduğunu belirterek, çok basit bir semptom olmasına karşın bu aşamada hemen doktora başvurulması gerektiğinin altını çizdi. Demir, "İlk başta ısırık yerinde hafif bir karıncalanma, uyuşma hissiyle başlar. ondan sonra tipine göre değişir. Bazen  öncelerinde insanlardan kaçma paranoyak düşünceler, şüpheci yaklaşımlar daha sonra saldırgan tavırlar artık zaten bu dönemden sonra iş işten geçmiştir ve aşı ya da anti serum herhangi bir işe yaramaz. O yüzden dediğim gibi her sahipsiz hayvan ısırığında mutlaka aşı için başvurulmalı" diye konuştu. 

KUDUZ NASIL ÖNLENEBİLİR? 

Kuduz hastalığından korunmanın tek yolu aşıdır. Aşılanma durumunu bilmediğiniz veya sahipsiz herhangi bir memeli hayvan ısırığında mutlaka bir kuduz aşı istasyonuna başvurmalı. Kuduz aşı istasyonları Sağlık Bakanlığı’nın kontrolünde olan eğitim araştırma hastaneleri veya devlet hastaneleridir.

Kuduz tedavisi olamayan ama aşı yoluyla önlenebilen bir hastalık olduğuna değinen Dr. Demir, şöyle konuştu:

"Kuduz hala etkeni spesifik antiviral tedavisi olmayan bir hastalık olduğu için burada en önemli şey kuduzu önlemek. Kuduz önlenebilen, evet tedavisi olmayan bir enfeksiyon hastalığıdır.  Kuduz aşısı son derece koruyucudur. O yüzden aşılanma durumunu bilmediğiniz, sahipsiz, takip edebileceğiniz her memeli hayvan ısırığında bunu sadece doğal Bulunan tilki, kurt maymun gibi şeyler düşünülmemeli. Sokak kedileri, köpeklerin ısırmaları da dahil mutlaka eğer hayvanın aşılanma durumunu bilmiyorsak bir kuduz aşı istasyonuna başvurup aşılarımıza başlamalıyız. bu aşı kuduz istasyonları sadece Sağlık Bakanlığı'nın kontrolünde olan eğitim araştırma hastaneleri olabilir. Devlet hastaneleri olabilir. hangi şehirde bulunuyorsanız, her şehirde, her beldede mutlaka vardır."

KUDUZ TEŞHİSİ NASIL KONULUR?

Kuduzun teşhiis hakkınd abilgi veren Dr. Demir, "Diyelim ki geç kalındı aşılama yapılmadı, teşhis saçlı deriden biyopsi alınabilir. Beyin biyopsisi yapılabilir. Ya da kornea dediğimiz gözün üzerine yapıştırarak PCR yöntemiyle virüsün genomon saptanabilir. Virüs hücre kültürlerinde üretilebilir. Bir de daha az özgül olmakla birlikte bazı serolojik kan tetkikleri Yapılabilir" diye konuştu. 

KUDUZ TEDAVİSİ NASIL YAPILIR?

Kuduz artık hastalık geliştikten sonra dediğim gibi etkeni spesifik bir tedavisinin olmadığını söyleyen Demir, "Sadece destekleyici tedavi. hasta sakinleştirilir. Uyutulur Çok ciddi bir olduğundan serumlarla sıvı desteği karşılanır.  çok fazla  sekresyonlarında artış olacağı için hani ağzı köpürür derler ya ağızda köpürme, terleme gibi bütün sekresyonlarda artış olacağı için onları önleyici bazı ilaçlar verilir. Ama dediğim gibi bu noktaya gelindikten sonra artık sonu daima ölümle sonuç. ölümle sonuçlanıyor. Tedavisi yok yine bunlar yapıldığında da ölecek ama rahat bir şekilde ölmesini sağlayacağız. O yüzden yapabileceğimiz tek şey korunmak" dedi. 

KUDUZ AŞISI NE ZAMAN YAPILIR?

Kuduz hastalığından korunmanın tek yolu aşıdır. Kuduz aşısı son derece koruyucudur. Aşılanma durumunu bilmediğiniz, sahipsiz her memeli hayvan ısırığında mutlaka aşı yaptırmak gerektiğini vurgulayan Dr. F. Gökçe Demir, şöyle devam etti:

“Aşı genellikle ısırıldıktan sonra yapılır. Bazen tırmalama sonrası da yapılabilir. Mesela hayvan patisini sürekli yalamıştır. Tükürüğünde olabileceği için. Kimlere koruma amaçlı yapılır? Devamlı bu hayvanlarla maruziyeti olan mesela hayvan bakıcıları, veterinerler, mağara araştırıcıları, belgesel çekicileri gibi sürekli hayvanlarla teması olanlara bu kez daha az da olsa ama iki yıl hatırlatıcı dozlar yapılarak sürekli yapılabilir. Onun dışında sürekli yapılması gereken bir aşı değil.”

UZM.DR. FERİDE GÖKÇE DEMİR KİMDİR?

1979 doğumlu Uzm. Dr. Feride Gökçe Demir Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi mezunudur. Tıpta uzmanlık eğitimini İstanbul HAydarpaşa Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde 2013 yılında tamamlamıştır. Yazmış olduğu makaleler ulusal ve uluslararası hakemli dergilerde yer verilmiştir.

İstanbul Florence Nightingale Hastanesi bünyesinde Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji bölümünde görev yapmaktadır.