Sepsis, halk arasında kan zehirlenmesi olarak da bilinen ciddi bir enfeksiyon hastalığıdır. Vücutta herhangi bir bölgede gelişen enfeksiyonun sonucunda bağışıklık sisteminin verdiği yoğun tepki ile organ ve dokularda hasarlar ortaya çıkabilir. Tekli veya çoklu organ yetmezliklerinden ölüme kadar gidebilen bu durum, yaşamı tehdit eder. Sepsisin önlenebilmesi için enfeksiyonlar ciddiye alınarak ilerlemeden tedavi edilmelidir. Sepsis nedenleri, belirtileri ve tedavi yöntemleri nelerdir? Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Dr. Göktaş sepsis hakkında önemli bilgiler verdi.
Dr. Emine Fırat Göktaş '' Sepsis erken tanı ve uygun tedaviyle ölüm oranlarının ciddi azaltılabileceği bir hastalıktır'' dedi.
Ankara Atatürk Sanatoryum Eğitim ve Araştırma Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Uzm. Dr. Emine Fırat Göktaş, 13 Eylül Dünya Sepsis Günü dolayısıyla Sepsis hastalığına ve hastalıkta erken tanının önemine dair açıklamalarda bulundu.
Göktaş, Sepsis Enfeksiyonun hayatı tehdit eden bir organ iç fonksiyonu olduğunu ve dünyada her yıl yaklaşık 50 milyon kişinin Sepsis'e yakalanarak yaklaşık 11 milyon kişinin hayatını kaybettiğini açıkladı.
Sepsis’in önemli bir halk sağlığı konusu olduğunu ifade eden Göktaş, şu ifadeleri kullandı:
“Birçok Mikroorganizma Sepsis'e neden olabilir. En sık olarak bakterilere bağlı görürüz. Bunun yanı sıra virüsler, mantarlar, parazitlerde sık olmamakla birlikte Sepsis'e neden olabilirler. Bu mikroorganizmaların neden olduğu santral sinir sistemi enfeksiyonları, solunum yolu enfeksiyonları, karın içi enfeksiyonları, cilt enfeksiyonları yada idrar yolu enfeksiyonları da Sepsis'e ilerleyebilir''
1 yaş altı çocukların, 60 yaş üstü erişkinlerin, kronik Akciğer, Karaciğer, Kalp, Böbrek hastalığı olan kişiler yüksek riskli guruplar olduğunun altını çizen Göktaş, ''Sepsis'i her yaşta göre biliriz ve herkeste bir enfeksiyon Sepsis'e ilerleyebilir. Ancak 1 yaş altı çocuklar, 60 yaş üstü erişkinler, kronik Akciğer, Karaciğer, Kalp, Böbrek hastalığı olan kişiler yüksek riskli guruptadırlar. Bunların yanı sıra geniş travma ve yanıklar, diyabet hastaları da risk oluşturan faktörlerdir” dedi. Sepsis hastalığında en sık gördüğümüz belirtiler ateş, kas ağrıları, şiddetli titreme, terleme, nefes darlığı, bilinç durumunda bozukluk, idrar miktarında azalma, ciltte solukluk ya da döküntülerin gelişmesidir” diye konuştu.
Sepsis’in erken tanı ve uygun tedaviyle ölüm oranlarının ciddi azaltılabileceği bir hastalık olduğunu da altını çizen Göktaş “Bunun yanı sıra koruyucu önlemler alınarak ta önüne geçmek mümkündür. Bu koruyucu önlemlere örnek verecek olursak el hijyeninin farkındalığının artırılması, çocuk ve erişkinlerde uygun zamanda aşılarının tam olarak yapılması, hastane enfeksiyonlarının engellenmesi ve temiz suya ulaşım sıralanabilir. Sepsis'in iyileştikten sonra uzun dönemde bazı sekeller bırakabilir. Bunlar unutkanlık, konsantrasyon bozukluğu, uyku bozuklukları, kas güçsüzlükleri, yutma güçlüğü, yine uzuv kaybı gibi sekeller şeklinde sıralayabiliriz. Sepsis'e karşı farkındalığı artırmak hem toplum genelinde hem sağlık çalışanları arasında önemli bir durumdur. Farkındalık artarsa enfeksiyonlar engellenebilir ve dolayısıyla Sepsis gelişmesi önlenmiş olur” ifadelerine yer verdi.