Amerika'nın, bir yandan" IŞİD ile mücadele" adı altında bu terör örgütünü Suriye'de ve bölgede kendi çıkarları için kullandığı görülüyor. Uzun zamandır kafa kurcalayan "Amerika gibi bir süper güç, IŞİD'ı istediğinde bitirebilir, ama nedense bu örgüt giderek güç kazanıyor" olgusu halen tartışılıyor.
IŞİD konusunda Ortadoğu uzmanlarının görüşlerinin de bu doğrultuda olduğunun altını çizmeliyiz
Biz de konu ile ilgili daha önce yazdığımız yazılarda "Uçuşan sineklerin dişi mi, erkek mi olduğunu bile anında tespit edebilen teknolojiye sahip Amerika'nın IŞİD'ı bulunduğu noktalarda anında imha edebilecek güce sahip olmasına rağmen bu terör örgütünün bölgede cirit atmasına bir anlam veremiyoruz" diye yazmıştık.
Suriye yetkilileri ve Rusya, konu ile ilgili olarak daha önce yaptıkları açıklamalarda Amerika'nın IŞİD'ı himaye ettiğini belirtip "Bizim IŞİD ile mücadelemizi engelliyorlar" demişlerdi. Özellikle Suriye IŞİD'ın Amerika tarafından kullanıldığını, korunduğunu, bazı Amerikalı yetkililerin IŞİD ile ilişkilerinin bulunduğunu da yansıtmışlardı.
Şimdi bu konuyu neden gündeme aldık, ona bakalım:
Hatay'ın Reyhanlı ilçesinin karşısında yer alan Atme Çadır Kenti, sürekli olarak IŞİD tehdidi altında bulunuyor. Daha önce IŞİD bu çadır kenti vurdu ve 15kişi hayatını kaybetti. Türkiye'nin desteklediği Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) bu çadır kentte nöbet tutuyor.
Son olarak Atme'de ÖSO nöbet değişimi yaparken yine IŞİD'ın saldırısına uğradı ve 20 kişinin hayatını kaybettiği haberleri geldi. Bir intihar saldırısının gerçekleştiği, çok sayıda yaralının bulunduğu da belirtiliyor. Yapılan açıklamalarda "Ölü sayısı daha da artabilir" deniliyor.
Bu işin özeti şu:
IŞİD yanı başımızda ve sürekli tehdit altındayız.
"Fırat Kalkanı" adı altında Suriye'de yürütülen operasyonlarda "IŞİD'ı bölgeden silip süpürdük ve püskürttük" deniliyor. Ancak, bu acımasız terör örgütünün halen tehlike saçtığını görmekteyiz.
Demek ki bu örgüt bitmiyor ve bitirilemiyor.
Eğer birileri bunlara destek olmuyorsa, IŞİD bu kadar militanını nereden buluyor? Parasal ve silah kaynakları nereden elde ediliyor? Yıllardır sorulan ve yanıtı alınamayan bu sorular bugün yine gündeme oturdu.
Söz IŞİD' dan açılmışken, son gelişmelere de göz atalım:
Amerika öncülüğündeki koalisyon güçlerine ait uçaklar Suriye'de terörist hedeflere saldırılarını sürdürüyor. Son saldırılarda El Mayadin, El Aşara, El Abbas ve Ebu Kemal Köprüleri imha edildi. Siyasiyah Köprüsü ise daha önce bombalanmış ve devre dışı bırakılmıştı.
Peki, bu köprülerin imhası sonrası ortaya nasıl bir tablo çıkıyor, kısaca ona da değinelim:
Suriye'nin Irak sınırından Halabiye Köprü'ne kadar olan yaklaşık 180 kilometrelik bir hatta yer alan imha edilen bu köprüler Suriye ordusunun Fırat'ın Batı ve Doğu yakası arasındaki lojistik bağlarını sağlıyordu. Şimdi bu bağlar köprülerin imha edilmesi ile ortadan kaldırılmış oldu. Özeyle, bilinçli yapılan bir saldırıdan söz ediyoruz.
IŞİD, şu anda Fırat'ın Doğu'sunda yuvalanmış bulunuyor.
Suriye Ordusu IŞİD ile mücadele ederken bu köprüleri kullanıyordu. Şimdi, bu köprüler imha edildiğine göre Fırat'ın Doğusunda yuvalanan IŞİD'lıların varlığı güvence altına alınmış olmuyor mu?
Daha açık ifade edelim, Amerika bu bölgedeki IŞİD'ı kurtardı.
Hani Amerika IŞİD ile mücadele ediyordu? Hani IŞİD ile mücadele eden güçlere destek veriyordu ne oldu?
Daha düne kadar IŞİD'a karşı "Fırat Kalkanı" Operasyonuna da havadan destek veren Amerika, Türk askerinin başarısı karşısında bu hava desteğini kesmedi mi? Bizi ortada bırakmadılar mı?
Demek ki işin içinde iş var ve Amerika'nın hangi yönde hareket ettiğini çözmek de görmek de mümkün olamıyor.
Biz, bu gerçekler ışığı altında sürekli uyarılarda bulunuyor ve "Aman dikkat edelim, bizi Suriye batağına sürüklemek istiyorlar, attığımız her adımı görelim, müttefiklerimize de pek güvenmeyelim" diyoruz.
Gelişmeler baktığımızda bu görüşlerimizde ve endişelerimizdeki haklılığımızı da daha net biçimde görebilmekteyiz.
Suriye'de ve bölgemizde oynanan oyunun büyüklüğü her geçen gün daha da açığa çıkıyor. Süper güçler bile bugün karşı karşıya çatışma noktasına geldiler. Herkes her olayda birbirini suçlamaya başladı. Kimin eli kimin cebinde belli değil. Bölge büyük fırtınalara gebe görülüyor.
Bunlar yetmiyormuş gibi şimdi de Musul konusu gündeme oturtuldu. Türkiye'yi Musul konusunda da sıkıntılar bekliyor. Bir yandan Amerika kendi çıkarları için Türkiye'ye rol biçerken, Irak Hükümeti de Türkiye karşıtı tutumu ile dikkatleri çekiyor. Bölgede kopabilecek bir fırtınanın çok büyük tahribatlara neden olabileceğini de şimdiden söylemeliyiz.