Beşiktaş, Süper Lig’in 31. Haftasında evinde Başakşehir’e ikinci yarının 62. ve 76. dakikalarında Yusuf Sarı’nın attığı iki golle iki sıfır yenilerek mağlubiyet serisine devam etti.
Samsunspor’un yenildiği hafta, evinde yine kaybederek hayal kırıklığını devam ettirdi.
Solskjaer hoca felsefesini takıma yansıtamadı, ama takım Solskjaer hocaya felsefesini uygulattı.
Son 5 maç, 1 galibiyet, 1 beraberlik, 3 rezil mağlubiyet.
Amatör ligde bile gösterilemeyecek bir performans.
Takım şöyle oynadı, şu iyiydi, şu girdi, kadro böyleydi, artık söylemeye bile gerek kalmadı.
Ruhunu kaybetmiş bir takım ve ruhsuz oyuncu topluluğu.
Her hafta kahreden taraftar, yine yaşanan bir heba sezonu, gelecekten umut var mı, çok zor.
Başkan Serdal Adalı’ya büyük sorumluluk düşüyor. İşi zor. Çok zor.
Kredisi var. Taraftar ona güveniyor. Ama kısa vadede bu takımı düzeltmek imkansız.
İki üç oyuncu dışında tüm oyuncuları yollayıp yeni bir yapılanma yapılmazsa gelecek sezon da çöp.
Rakip takımların yedek kadrosu bile Beşiktaş A takımından bir seviye önde.
Bir maç galip geldik diye seviniyoruz.
Rakibimiz 31 maçta bir defa yenildi, biz 7 maçta yenildik, 9 maçta berabere kaldık.
Ligin özeti: Adı büyük, kendi KÜÇÜK takım. Beşiktaş’ın geldiği nokta bu.
Ayrıca, Beşiktaş Divan Kurulu’nda yaşanan olaylar, Beşiktaş duruşuna, terbiyesine yakışmadı. Her ne kadar, bizler de önceki başkan Hasan Arat’ı eleştirsek de, divan başkanının yumruklaması yakışıksızdı.
O divan kurulu üyeleri Hasan Aratı başkan olarak seçmişti. Oy atan herkesin vebali var. Kimse kafasını kuma gömmesin.
Seçimlerde oy pazarlığı yapan, “Şu kadar oyum var” diyen üyeler, başkanları seçerken yaşananlar unutulmadı.
Hasan Arat dönemi yargılanmalı, cezayı suçluysa devlet vermeli. Şimdi, yeni bir yapılanma için Serdal Adalı’ya destek olmalıyız. Camia olarak birleşmeliyiz