İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, her seçim öncesinde olduğu gibi, referandum öncesinde de ilçeleri ziyaret ederek müjdeler vermeyi sürdürdü. Özellikle CHP'li belediyelerin ağırlıkta bulunduğu Büyükçekmece-Silivri hattında Metrobüs müjdesini tekrarlayan Başkan Topbaş, Büyükçekmece'de "özel yasa" talebinde bulundu. Topbaş, geçtiğimiz yıllarda da dillendirdiği talebini tekrarladı ve "Diyorum ki İstanbul kendi kendini yönetsin, başka müdahaleler olmasın, kendi kararını kendi versin. Bu yanlış mı? Doğru. Böyle tek elden yürüsün" dedi.

Dünyanın sayılı şehirleri arasında yer alan İstanbul, bırakın kabuğuna sığmayı artık sınırlarını zorluyor. Silivri sınırından Tekirdağ'ı, Tuzla'dan Kocaeli'yle birleşen İstanbul, 3. Köprü ve Kuzey Otoyolu'nun yapılmasının ardından Karadeniz sınırına doğru yayılmaya başladı.

İstanbul birçok ülkeden büyük bir coğrafyaya ve nüfusa sahip. Anadolu'nun bazı şehirlerinden çok fazla nüfus barındıran ilçeleri var mega kentin.

Dolayısıyla sorunları da ağır.

* * *

İstanbul'un sorunları, "düzensiz ve plansız yapılaşma"dan kaynaklanıyor. Büyükşehir Belediyesi ve 38 ilçe belediyesi, her ay yaptığı Meclis toplantılarında sürekli olarak "imar planı"nı yatırıyor masaya ve ada bazlı, parsel bazlı imar düzenlemeleri getiriyor. Yani, şehrin oturmuş bir imar anayasası bile yok. Parselasyonu yapılmadan binalar dikilmiş, yollar arada kalan boşluklara veya inşaatlara malzeme taşıyan kamyonların tekerlek izinin üzerine yapılmış. "O kadar da değil" demeyin, örneklerini de verebilirim. Sur dışında kalan, bugün "varoş" olarak adlandırılan birçok ilçe bu şekilde çarpık büyüdü.

Peki, Başkan Kadir Topbaş'ın talep ettiği "özel yasa" İstanbul'un yaralarına çare olur mu, sorunlarını çözer mi?

Tartışmak gerekir...

Eğer Başkan Topbaş "başka müdahaleler olmasın" sözünden hangi müdahaleleri kastettiğini açıklarsa daha objektif ve verimli bir tartışma olur. Örneğin, İstanbul'un "kentsel dönüşüm", "imar planı" gibi konularında Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın belirleyici olmasını mı kastediyor Başkan Topbaş, net bir şekilde söylemiyor bunu.

* * *

Eğer, "özel yasa" yani bir diğer tanımla "özerklik" İstanbul'u kurtaracaksa, bunu sağlamak hiç de zor değil. Hatta, 16 Nisan'da halk tarafından oylanacak olan Anayasa'nın değişen maddeleri, İstanbul'a tek imzayla "özerklik" kazandırabilir.

Anayasa'nın 127. maddesinde 23 Temmuz 1995 tarihinde yapılan değişiklikle zaten yolu açılmıştı "özel yönetim" biçiminin. Değişen madde, "Kanun, büyük yerleşim merkezleri için özel yönetim biçimleri getirebilir" diyor 4121/12 maddede.

"Özel yasa", "özel yönetim" veya kısa adıyla "özerklik" için, mevcut Anayasa'nın 106 ve 123. maddeleri köklü değişiklikler emrediyor. Bakanlıkların teşkilat yapılarını ve görevlerini düzenleyen yasaların komple değişmesi gerekiyor örneğin. Kurulacak kamu tüzel kişiliği için de ayrıca kanun gerekiyor.

Şu anda yürürlükte olan Anayasa'nın 123. maddesi aynen şöyle diyor:

"İdare, kuruluş ve görevleriyle bir bütündür ve kanunla düzenlenir.

İdarenin kuruluş ve görevleri, merkezden yönetim ve yerinden yönetim esaslarına dayanır.

Kamu tüzelkişiliği, ancak kanunla veya kanunun açıkça verdiği yetkiye dayanılarak kurulur."

Yani, Meclis'e İstanbul'a "özel yönetim" modeli getiren bir düzenleme için "kanun tasarısı" getirilecek, siyasi partiler tartışacak ve TBMM'de çoğunluğun oyunu alarak yasalaşacak. Cumhurbaşkanı onaylayacak ve yasa yürürlüğe girecek.

* * *

16 Nisan'da oylanacak Anayasa değişikliği ile bu uzun yol kısaltılmış. 106. maddede oylanacak değişiklik, "Cumhurbaşkanı'na vekillik etme" başlığını kaldırmış, Cumhurbaşkanı yardımcılarının hangi hallerde vekalet edeceği gibi geniş bir düzenlemeyi öneriyor.

Önerilen Anayasa değişikliğinin son paragrafında, "Bakanlıkların kurulması, kaldırılması, görevleri ve yetkileri ile teşkilat yapısı ile merkez ve taşra teşkilatlarının kurulması Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile düzenlenir" deniliyor.

Yani, İstanbul'a müdahil olan ve Başkan Kadir Topbaş'ın "engel" gördüğü bakanlıkların yetkileri ile teşkilatları bir kararname ile düzenlenebiliyor.

Oylanacak 18 madde içerisinde yer alan Madde 123'te ise şöyle diyor:

"İdare, kuruluş ve görevleriyle bir bütündür ve kanunla düzenlenir.

İdarenin kuruluş ve görevleri, merkezden yönetim ve yerinden yönetim esaslarına dayanır.

Kamu tüzelkişiliği, kanunla veya Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle kurulur."

Yani; kamu tüzel kişiliği ancak kanunla kurulabilirken, sadece Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile kurulabilecek hale geliyor.

Eğer referandumdan "evet" çıkarsa ve 2019'da yapılacak seçimde, Kadir Topbaş'ın istediği "özel yönetim" modelini İstanbul'a uygulamaya koyacak bir Cumhurbaşkanı seçilirse başkan istediğini almış olacak. 3 dönem kuralına takılmazsa tabii...