AK Parti ile MHP'nin birlikte hazırladığı ve üzerinde mutabakata vardığı Yeni Anayasa Paketi'nin bazı maddelerinin AK Parti milletvekilleri arasında sıkıntıya neden olduğu görülüyor. Bu konuda milletvekilleri, rahatsızlıklarını Başbakan Yıldırım'a anlattılar. Yıldırım'dan "Arkadaşların bazı maddelerle ilgili eleştirileri var. Kafa karıştıran hususlar bulunuyor. Mahsurlu olan konular varsa düzeltilir. Israr edilmez" açıklaması geldi.

Başbakan Binali Yıldırım "cumhurbaşkanlığı sistemi" makyajlı "başkanlık" sistemine parti içinden gelen itirazları engellemek için çalışma yapıyor. Anayasa değişikliği için AKP milletvekilleriyle ikinci kez bir araya gelen Başbakan Binali Yıldırım aynı konuda il başkanlarıyla da buluştu.

AKP Genişletilmiş İl Başkanları toplantısının gündeminde de "Anayasa değişikliği paketi" yer aldı. Yıldırım toplantıda yaptığı konuşmada daha çok teklifle ilgili eleştirileri yanıtladı. AKP tabanındaki tepkileri önlemeye çalışan Yıldırım'ın teklifle ilgili savunma yapması dikkat çekti. Yıldırım teklifte itiraz edilen bazı maddelerin değiştirilebileceği sinyali verirken, hangi maddelerde düzenleme yapılacağı konusunda ayrıntı vermedi.

AK Parti milletvekilleri arasında rahatsızlık yaratan bazı konuların düzeltilmesi yönünde bir çalışma yapılabileceği görülüyor. Konu ile ilgili gelişmelere de kısaca bir göz atalım:

Başbakan Binali Yıldırım ile AK Parti İl Başkanlarının toplantının basına kapalı bölümünde il başkanlarının teklifle ilgili çok sayıda soru yönelttikleri ve itirazlarını gündeme getirdikleri söyleniyor. İtirazların milletvekillerinin itirazları ile paralel olduğu da vurgulanıyor. İl başkanlarının da "Cumhurbaşkanına kararname yetkisi, 18 yaşında seçilme, yedek milletvekilliği, değişikliğin sadece Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın durumuna göre hazırlanmış olması" gibi maddelerin yeniden ele alınmasını istedikleri bildirildi.

Başbakan Yıldırım, ikna çalışmalarında "Bizimki cumhurbaşkanlığı sistemi. İki irade birbirine karşı bir nüfuzu yok, üstünlüğü yok. Birisi Meclis, birisi cumhurbaşkanı. Hiç kafa karıştırmaya gerek yok, diktatörlük geldik, gitti. Diyelim ki anlaşamadılar, bir kriz olursa, o krizi yaşamak mecburiyetinde değil Türkiye. Cumhurbaşkanı'na seçime gitme yetkisi veriyor. Otomatik olarak Meclis de gidiyor. Meclis'e seçim kararı alma yetkisi veriyor. Dolayısıyla ikisi birbiriyle anlaşacak" diyor.

Yıldırım'ın söyledikleri bununla da sınırlı değil. Kendisini dinleyelim:

"Hükümet sistemi değişiyor. Cumhurbaşkanı var, cumhurbaşkanının bakanlar kurulu, kabinesi var, bir de Meclis var. Aynı günde yapılan bir seçim var, belediye başkanlığı seçimi gibi. Bu getirilen sistemde bunun aynısı. Cumhurbaşkanını seçiyorsunuz ve Meclis üyelerini de aynı anda seçiyorsunuz. Dolayısıyla bir günde seçimi tamamlıyorsunuz. Cumhurbaşkanı yüzde 50'nin altında kalırsa iki hafta sonra yeniden seçim yapmak ihtiyacı olabilir. Türkiye'nin rejimi belli. Cumhuriyet. 1923'te bedel ödedik, İstiklal Harbi'ni kazandık, rejimi değiştirdik, adını Cumhuriyet koyduk. Bu tarihte kaldı, o mesele 1923'te bitti. Şimdi artık yönetim ihtiyaçlarımızı karşılayacak, istikrarı esas alan hükümet sisteminden bahsediyoruz. Son yılların en fazla tartışılan konusu, Türkiye'de hükümet yönetim sisteminin kalıcı istikrarı sağlamadığı. Halkın tamamı artık bu konunun gündemden kalkmasını bekliyor. Siyaset sorun üretme değil, sorun çözme yeridir. Bu sorunu da çözmek bu kadrolara nasip olacak."

Bazı milletvekilleri düşüncelerini açıkça ortaya koymasa da partinin ve halkın kafasının karışık olduğunu söylemekle yetindikleri belirlendi. Bu arada Meclis'in yetkilerinin alınması konusunun toplantının kulislerinde seslendirilmesi dikkat çekerken, il başkanlarının Saray'ın ve parti yöneticilerinin tepkisini çekmekten ve kongre sürecinde tasfiye edilmekten çekindikleri öne sürüldü.

Bir önemli konun daha altını çizelim:

Ülke gündemi çok yoğun. Hemen her gün şehit haberleri geliyor. Bölgemizdeki sıkıntılar bitmek bilmiyor. Ekonomik durumumuz da pek parlak sayılmaz. Bütün bunların yanında "Yeni Cumhurbaşkanlığı sistemi"nin kamuyondan da tepki alabileceği görüşü öne sürülüyor.

Gerek bazı AK Partili milletvekilleri, gerekse İl Başkanlarının konu hakkında "Teklif Meclis'te kabul edilse bile referandum çantada keklik değil" dedikleri öne sürülüyor. Bazı il başkanlarının özel sohbetlerde halkı ikna etmekte zorlandıkları, partililerde bile farklı fikirler olduğu, Türkiye'nin içinde bulunduğu durumu da dikkate alarak teklifin görüşülmesinin ertelenmesi konusunda görüş bildirdikleri söyleniyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın görüşü ise farklı. Cumhurbaşkanı "Teklif Meclsi'te kabul edilsin, kamuoyunu ikna etmek ve referandumdan geçirmek benim işim" diyor.

Konu ile ilgili MHP cephesindeki gelişmeler de değinelim:

Her ne kadar MHP Genel Başkanı Bahçeli" Biz Meclis'te ne dediysek, teşkilatımızda da aynı şeyleri söyleyeceğiz" diyor. Ancak, MHP teşkilatlarında sıkıntı çok büyük. MHP'liler "Yeni Cumhurbaşkanlığı sistemi"nin eyaletleri gündeme getireceğini, ülkenin bölünmesine katkı sağlayabileceği,yargıdaki bağımsızlığı tamamen ortadan kaldıracağı görüşü ile buna karşı çıkıyor.

MHP tabanı "Tek adam yönetimi" değil, "Parlamenter sistem"den yana tavır koyuyor.

Yapılan kamuoyu araştırmalarında MHP kadrolarının çok öenmli bir bölümünün sisteme referandumda "hayır" oyu vereceği ortaya çıkıyor. Bu oranın % 67'lerde olduğuna da dikkat çekiliyor. Bu da "Yeni Cumhurbaşkanlığı sistemi"nin çantada keklik olmadığını göstermesi açısından önemsenmelidir.