ANADOLU HİSARI MİMARİ ÖZELLİKLERİ
Anadolu Hisarı esasen, asıl kale, iç kale duvarları ve üç kuleden meydana gelmektedir. Hisar’ın asıl kale kısmı, dikdörtgen bir plan üzerine yükselen bir kuledir. Kule, üzeri toprakla örtülü yüksekçe bir kayanın üzerine oturtulmuştur. 4 kattan oluşan bu kuleye günümüzde güneybatıda bulunan bir kapıdan girilmektedir. Hisar’ın iç kale duvarları ise iki üç metre kalınlığında asıl kaleyi çevrelemektedir ve üzerinde dört kule bulunmaktadır. İç kale kuzeydoğudaki kulenin kuzeyindedir. Dış kale surları, çok kemerli ve çokken bir surdur. İç kale surları ile güneydoğu ve kuzeybatıdan birleşir ve üzerinde bulunan üç kule ile korunmaktadır. Dış suru Fatih Sultan Mehmet döneminde yapılan ve Rumelihisarı ile birlikte İstanbul’un alınmasında Boğaz’ın denetiminde önemli bir işlevi olan Anadoluhisarı, Anadolu Türk mimarlığının kendi türündeki en ilginç eserlerinden birisidir.
ANADOLU HİSARI NEREDEDİR?
Anadolu Hisarı’nın bulunduğu alan yaklaşık 7 dönümlük bir genişliğe sahiptir. Rumeli Hisarı’nın sahip olduğu alanın yaklaşık çeyreğine denk gelmektedir. Rumeli Hisarı gibi, Anadolu Hisarı da boğazın en dar bölgesine inşa edilmiştir. Bu iki hisar birbirinin karşısında boğazın iki yakasındadır. Birbirlerine uzaklığı yaklaşık 850 metredir.
ANADOLU HİSARI’NDA NELER YAPILABİLİR?
Anadolu Hisarı, boğaz manzarası ve güzel doğası ile ziyaretçilerini büyülemektedir. Hisar’da Göksu deresinin denize döküldüğü alanda bulunan Güzelcehisar Kafe, İstanbulluların özellikle hafta sonu kahvaltı için tercih ettikleri bir mekandır. Bununla beraber Anadolu Hisarı iskelesinin çevresi ve meydanının etrafında çok sayıda güzel ve şirin çay bahçesi, kafe ve restoran bulmak mümkündür. Tepelere doğru dar sokaklarda yürüyerek muhteşem boğaz manzarası eşliğinde temiz havada Anadolu Hisarı’nın zevki bir başkadır. Anadolu Hisarı’nın tepelerine doğru yer alan TEMA-Vehbi Koç Doğa Kültür Merkezi de ayrıca gezilip görülmeye değerdir. Ayrıca Burada çok sayıda bitki ve ağaç ile 180 derece boğaz manzarasını görebilirsiniz.
GÖKSU VE KÜÇÜKSU DERESİ
Beykoz malumunuz Küçüksu’dan başlar, bir adım ötesi Göksu’dur. I. Mahmut Kağıthane mesiresi isyan sonrası görkemli günlerini geride bırakınca Göksu kıyısında gösterişli ahşap bir yalı yaptırır. İşte bu yalı Göksu’nun kaderini değiştirecektir. Ardından Göksu çevresine kır kahvehaneleri birbiri ardına inşa edilmeye başlanır. Göksu Deresi, İstanbul boğazının Anadolu Yakasında yer alan ilçesi Beykoz’a bağlı Anadolu Hisarı semtinden akan deredir. Kıyılarında kış aylarında bile yemyeşil kalan ağaçları ve asırlık çınarlarıyla sessiz bir doğa harikasıdır. Göksu Deresi’nin adı oldukça geçmişe ta Bizans’a kadar uzanır. Bizans İmparatorluğu döneminde Göksu ismi Potamion yani küçük ırmak adından türemiştir. Anadoluhisarı’nda, kalenin hemen yanında boğazla birleşen dere, hem bir balıkçı barınağı hem de kenarına kurulu mekanlarda hoş vakit geçirebileceğiniz bir ortam sağlamaktadır.
Göksu Deresi ve çevresi semtin en güzel kesimleri olarak değer görmektedir.
Kıyılarından semtin tepelerine doğru yayılan Göksu ve Küçüksu mesire yerleri hem semt sakinlerinin hem de İstanbul’un diğer yerlerinden gelen ziyaretçilerin tercih ettikleri yerlerdir. Özellikle bahar ve yaz aylarında Göksu Deresi kenarındaki restoranlarda taze deniz ürünlerinden yiyebilir, sevdiklerinizle güzel vakit geçirebilirsiniz.
Devamı haftaya…