Prens Adaları gezimizin ardından, Eyüp ve Balat gezimiz dikkat çekmişti. Şimdi ise, Haliç rotamızın ardından; Eminönü ve Karaköy’e, Bebek ve Aşiyan’a bir selam sarkıtıp, Boğaziçi’nın en gözde yeri olan Anadolu Hisarı, Göksu ve Küçüksu’yu keşfedeceğiz, yeniden…
Anadolu Hisarı ve Göksu Rotası
İstanbul gezim sürüyor…
Yaklaşık 10 yıl oturduğum Anadoluhisarı ve Küçüksu Semti, benim için oldukça anlamlı bir zaman dilimi ve hoş deneyimlerle dolu, şirin ve yaşanılması güzel bir yer olarak belleğime kazınmıştır. Anadolu Hisarı ve Küçüksu Kasrı, Kacacıkta bulunan Hidiv Kasrı ise, bu gezi rotasına ters düşmektedir. Anadolu Hisarı ve Küçüksu Kasrı ise, İstanbul’un en önemli tarihi eserlerinden birisidir. Peki, Anadolu Hisarı ne zaman yapılmıştır, hikayesi ve özellikleri nelerdir? Anadolu Hisarı arkasında yer alan Tarihi PTT binası ve karşısında yeni konuklarını selamlayan Erdal İnönü evi ise, bir başka gezi alanı olarak dikkat çekmektedir. Göksu Deresi üstünde ve Küçüksu Rasathane Yolu’nda bulunan eski Sevda Tepesi’nde oturduğum zamanlar ile şimdilerdeki Anadolu Hisarı Mahallesi ve Küçüksu çayırı, bir başkaydı. Göksu deresine demir atan balıkçı tekneleri, Hasan Usta’nın Çömlek Atölyesi, Küçüksu Kasrı ve Küçüksu
çayırındaki büyük mısır kazanları ile çok farklı mesire yeri olarak, İstanbulluların özellikle hafta sonlarını ailece geçirdikleri bir yerdi… 80’li yılların başında; Anadolu Hisarı eski Muhtarımız Nazmiye Korkmazlar’ın 38 yıl süren örnek çalışmaları ise, ayakta alkışı çoktan haketmişti. Şimdi ise, kızı Güzin Merve aynı görevi başarıyla, severek ve sevilerek yapmaktadır… Göksu Deresinin en renkli siması ve örnek insanı Balıkçı Ahmet Titiz amca ve eşi Rabia Teyze ve balıkçı Lastik Hasan abi Kurtuluş adındaki teknesi ile Boğaziçi’nde ve Karadeniz girişindeki, balık avı telaşımız, görülmeye değerdi… Nerede o günler?
Tam da bu sırada; Göksu’yu mekan tutan Ahmet Reis ve Anadoluhisarı’nı mizahi bir dil ve söylemle anlatan Coğrafyası yazar Hüseyin Yavuz’un yeni eseri “Filozof ve Keçisi” kitabını okumaktayım…
ANADOLU HİSARI HAKKINDA BİLGİ
Rumelihisarı karşısında yer alan Anadolu Hisarı; tarih kokan şehrimiz İstanbul’un Anadoluhisarı semtinde yer almaktadır. Göksu Deresi’nin Boğaz’a döküldüğü yerde, 1395 yılında Yıldırım Bayazıd tarafından yaptırılmıştır. Bu yapı, İstanbul’un İkinci Osmanlı Kuşatmasına hazırlığının bir parçası olarak İstanbul Boğazı’nın en dar yerinde yaptırılmış surlardır. Boğazı ele geçirmek ve Rumeli yakınlarında yapılabilecek bir savaşta orduyu karşı kıyıya güvenli bir şekilde geçirmek amacıyla yaptırılmıştır.
ANADOLU HİSARI TARİHİ
Anadolu Hisarı, İstanbul Boğazı’nın en dar yerinde yaptırdığı ilk hisar özelliği taşımaktadır.
Eski kaynaklara göre Anadolu Hisarı; Güzelhisar, Güzelcehisar, Yenihisar,
Yenicehisar, Akhisar isimleriyle de anılmaktadır. Hisar, o dönemde Bizans’a Karadeniz üzerinden yardım yollanmasını engellemek maksadıyla inşa edilmiştir. Anadolu Hisarının Osmanlı tarihinde önemli bir yeri vardır. Yıldırım Bayezid Han, Ankara Savaşında mağlup olunca oğlu Süleyman Çelebi bir süre burada saklanmıştır. Sultan İkinci Murad Han devrinde, Haçlı ve Macar ordusunu durdurmak üzere yola çıkan ordunun Rumeli’ye geçmesinde bu hisardan faydalanılmıştır. Sultan İkinci Murad Han Yalova yoluyla buraya gelmiş, Çandarlı Halil Paşa da, karşı kıyıdan top ateşiyle padişahı korumuş, Papalık ve Venedik donanmasına rağmen rahatlıkla karşı kıyıya geçilmiştir. İstanbul’un fethinden önce Rumeli Hisarı inşa edilmeden bu kale tahkim edilmiş, böylece iki hisar ile boğaz kontrol altında bulundurulmuştur. Anadolu
Hisarı, İstanbul’un fethinden sonra şehre, Karadeniz’den gelecek saldırıları karşılamak üzere kullanılmıştır. Hisar, yerleşme alanı olmaya Fatih Sultan Mehmed Han devrinde başlamıştır. Fatih Sultan Mehmed buraya, sultan mahfilli bir cami yaptırmıştır.
Devamı yarın…