Sevgili yolcu, Okuduklarımızın ne kadarı aklımızda kalıyor? Bu konu üzerinde sohbet edelim bu yolculuğumuzda. Lise ve üniversitelere geçiş sınavlarına az kaldı. Her sene başında yeni bir dönem ve beraberinde sınavlara hazırlık süreci başlıyor.

Sadece sınavlara hazırlık yapan öğrencilerimden değil; yetişkinlerden ve k12 seviyesi öğrencilerimden ‘’Odaklanamıyorum. Dikkatim çok çabuk dağılıyor. Okuyorum birkaç sayfa sonra ne okuduğumu unutuyorum.’’ Sık duyduğum cümleler oluyor. Sende de aynı durum söz konusu ise, çözüm yolları ne olabilir bunu konuşalım.

Çok kısa sürede okuduklarını unutmak aslında günümüzde çok sayıda insanın yaşadığı bir problem. Okuduklarını nasıl daha iyi aklında tutabilirsin bunlardan bahsedeceğim.

Öncelikli adım, okuduğun kitabı ne için okuduğuna dair bir amaç belirlemen lazım. Niyetini netleştirdiğinde zihnini buna hazırlamış oluyorsun. Okumak için kitabı eline aldığında önce bir kitabın kapağını ve arka kapağında yazan kitap özetini okuyup özümseyebilirsin. Sonra içindekiler kısmını açıp tek tek ne yazıyor onları inceledikten sonra kitabın tüm sayfalarına göz attığında, zihninde kitabın ana resmini, felsefesini oluşturmuş olursun. Sen bunları yaparken zihnin başka bağlantılar yapmaya başladı bile. Kitabı okumaya başladığında bu bağlantılar anlamanı kolaylaştırmış oluyor.

Özellikle değinmek istediğim bir şey var. Kendini okumak için zorlamaman! Okumaya başladın ve sıkılıyorsun, üç beş sayfa okudun fakat okuduğun sayfalar zihninden gitmiş. Kendini böyle bir durumda zorlarsan, elli sayfa da okusan o elli sayfanın on sayfası anca aklında kalır. Yani kendini gözlemle, baktın dikkatin dağılıyor, kafanda başka şeyler dönüyor, orada okumayı bırakabilirsin sonra okursun. Okuma kapasitesi diye de bir şey var aslında. Tek oturuşta yüz sayfa okumak belki de okuma kapasiteni zorluyor olabiliyor. Adım adım okuma kapasiteni geliştirebilirsin. Çünkü önemli olan nicelik değil nitelik! Amacımız odaklanarak okumak ve okuduğunu anlamaktır. Verimli bir şekilde, dikkatin dağılmadan kaç sayfa okuyabiliyorsun? Bunun için süre tutup, kendini gözlemleyebilirsin ve bu okuma sürelerini not alabilirsin. Dediğim gibi adım adım, aşamalı olarak okuma kapasiteni arttıracağına inanıyorum. Bu arada dikkatin dağılmadan üç sayfa mı okuyabiliyorsun altı sayfa mı okuyabiliyorsun? Hiç az olarak düşünme, zamanla bu sayı artacaktır. Yeter ki istikrarlı ol ve kitap okumaktan vazgeçme!

Kitap okurken, okuduğun cümlelerden sana ilham veren varsa ve bir fikri çağrıştırıyorsa zihninde, bunu hemen o sayfaya not alabilirsin. Kitabı okuyup bitirdin ve üzerinden bir hafta geçtikten sonra, nereleri not aldığını gözden geçirebilirsin. Fotoğrafını çekip, Google’da keep diye bir uygulama var. Not tutma uygulaması. Bu fotoğrafladığın notlarını burada biriktirebilirsin. Aradığın anda ulaşılabilir olur ve bu notlara ara ara baktığında zihninde kalıcılığı sağlarsın.

Kitabı bitirdikten sonra, kendine bir bardak çay ya da kahve koy. Pencereni açıp güzel bir manzarayı da izleyebilsin bu esna da. Dinlendirici bir müzik de açabilirsin fonda. Okuduğun ve anladığın şeyi bir düşün. Ne anlattı bu kitap? Hangi kısımları kişisel gelişimine hizmet ediyor? Amacı neydi bu kitabı. Bilhassa ‘’ana fikri’’ anlamaya çalışmamız lazım. Çünkü kitabın özeti farklı bir başlık ve içeriktir; ana fikri ayrı bir başlık ve içeriktir. Özellikle öğrencilerimden bu ayrımda zorlandıklarını gözlemliyorum. Aklıma gelmişken burada da bu konuya değinmek istedim.

Dilerim bu yolculuğumuz, okuduğunu anlama konusunda sana fayda sağlayıcı olur. Haftaya bu konuda devam niteliğinde bir yolculuk planlıyorum.

Peki sen sevgili yolcu, okuduklarını anlamak için hangi yöntemleri kullanıyorsun?

Dinlediğin için teşekkür ediyorum. Varlığın için teşekkür ediyorum.

Sağlıcakla kal.