İstanbul'da ünlü gece kulübündeki katliam bir gerçeği daha ortaya koydu. Bu da terör örgütlerinin taktik değiştirdiğini, yeni bir terör uygulamasını devreye soktuklarını gösteriyor. Daha önce yapılan araçlarla yapılan bombalı saldırıların yanına şimdi de saldırı şeklini eklememiz gerekiyor.

Saldırı nereden gelirse gelsin alçakça, kahpece ve Türkiye'yi çökertmek, moralleri alt üst etmek amacı ile gerçekleştirilmiş bir katliamdır. Bu saldırının hangi örgüt tarafından yapılmış olduğu önemli değil, önemli olan saldırının hedefidir.

Türkiye, dikkat edilecek olursa bir yandan PKK, öte yandan IŞİD ile kıyasıya mücadele diyor. Bu iki terör örgütü ile yapılan mücadele yalnız bırakıldığımızı da görmemiz gerekir. Öte yandan Suriye'deki PKK'nın uzantısı PYD/YPG'yi de hiçbir zaman görmezden gelmememiz gerekiyor.

Nitekim Cumhurbaşkanı Erdoğan en üst perdeden terörle mücadelede Amerika ve Batı tarafından yalnız bırakıldığımızı söylüyor. Bununla da kalmıyor "Dostlarımız ve müttefiklerimiz adı geçen terör örgütlerine destek de veriyor. Bunları biliyoruz" diye de sesleniyor.

PKK olsun, IŞİD olsun Türkiye'yi bölmek, parçalamak isteyen dış güçlerin maşası haline geldi. Bu terör örgütlerini kullanarak Türkiye'ye karşı bir meydan savaşı açtılar. Türkiye ateşin içine atılmak isteniyor.

Terör karşısında kararlılığımız, birlik ve bütünlüğümüz önemlidir. Bir yandan içeride PKK terör örgütü ile mücadele ederken, Suriye'de El Bab'da da IŞİD terör örgütünün üzerine kararlılıkla gidiyoruz.

Adı geçen terör örgütlerinin, bu mücadelede Türkiye'de katliam yapmaları, intikam almak için harekete geçmeleri beklenmelidir.

Geçtiğimiz günlerde Cumhurbaşkanı Erdoğan, IŞİD konusunda yaptığı açıklamada "Amerika ve Batı, IŞİD ile mücadele ettiklerini söylüyor. Biz aylardır El Bab'ta IŞİD ile mücadele ediyoruz. Ne Amerika ne de müttefikleri bu mücadelemizde bize destek vermediler. IŞİD hedeflerine yönelik hava harekâtında bulunmadılar" demişti.

Yüzümüzü El Bab'a döndüğümüzde bu gerçekle karşılaşıyoruz.

Harekete geçen Amerika, İncirlik Üssü'nden IŞİD hedeflerini vurmak için uçak havalandırdı. Yapılan açıklamalarda hava koşullarının uygun olmadığı ve sis nedeni ile uçakların yeniden üsse döndüğü vurgulandı.

Aynı koşullarda Türk jetleri IŞİD hedeflerini vurdu.

Burada Amerika'nın ve Batı'nın IŞİD hedeflerini vurmadığı, aksine PKK'nın Suriye uzantısı PYD/YPG' ye destek vererek bu mücadelede Türkiye'yi yalnız bırakarak ateşin içine atmak istediğini görmekteyiz.

Şimdi gelelim Ortaköy'deki katliama:

Böylesi bir katliamı bir kişin yaptığı yolunda açıklamalar var.

Biz, bunun tek kişi ile gerçekleşmiş olabileceğine ihtimal vermiyoruz. Bu işin arkasında dış güçlerin gizli servislerinin olabileceğini düşünüyoruz. Profesyonel üstü hazırlanmış bu katliamı yapan bu satırlar yazılıncaya kadar yakalanmamıştı. Sağ eke geçirilirse konu aydınlatılacaktır.

Yazımızın başında terör örgütlerinin taktik değişikliğine gittiklerinden söz ettik. Ortaköy katliamı bunun somut bir örneğidir.

Bombalı araçlarla yapılan saldırılarda güvenlik güçlerinin dikkatlerini başka yönlere dağıtmayı hedefleyen terör örgütleri bireysel katliamlarla Türkiye üzerindeki oyunlarını oynamaya devam edeceklerdir.

Bu saldırı, terörün 2017 yılında da acımazsı şekilde devam edeceğini gösteriyor.

Türkiye'de toplumları birbirine düşürmek, bölmek, kargaşa çıkarmak amacı ile bundan sonra oynanacak oyunlara karşı çok daha dikkatli hareket etmek durumundayız. Bugün ünlü gece kulübünü hedef alan terör örgütlerinin yarın çok daha ses getirecek hedeflere yönelebileceklerini de göz önünde bulundurmak gerekiyor.

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Mehmet Görmez'in saldırı sonrası yaptığı şu açıklamayı da çok yerinde buluyoruz:

"Bu insanlık dışı katliamın bir pazarda ve bir mabette yapılmasıyla eğlence yerinde yapılmasının herhangi bir farkı yoktur. Bu terörü diğer olaylardan ayıran tek fark toplumda fitne oluşturarak yaşam biçimlerine göre toplumu bölmek ve karşı karşıya getirmektir."

Toplumda fitne oluşturmak, kardeş kavgasını körüklemek, mezhep kavgası ile insanları birbirine düşürmeyi hedefleyen terör örgütlerine ve bunların dış güçlerine karşı çok daha birlik, bütünlüğe ihtiyacımızın olduğu günler yaşıyoruz.

Bugüne kadar teröre karşı sergilediğimiz birliğimiz, bütünlüğümüzü korumak için verdiğimiz mücadeleye bundan sonra çok daha duyarlı ve kararlılıkla devam etmek durumundayız.

Saldırıda ölenlere rahmet, yaralılara da acil şifalar diliyoruz. Temennimiz bir daha böyle olayların yaşanmamasıdır.