Musul'u IŞİD' dan kurtarmak için başlatılan operasyon bütün hızı ile sürüyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan "Operasyonlarda Musul'da da olacağız, masada da olacağız. Bunun dışında kalmamız mümkün değil. Çünkü bizim Musul'da tarihi köklerimiz var, Türkmen, Arap, Kürt kardeşlerimiz var" diyor.
Bu sözlere katılıyoruz.
Türkiye, bölgede tehdit altına bulunan en önemli ülke durumunda kaldı. Mutlak şekilde bir çıkış yolu bulmak durumundayız. Bütün bu nedenlerden dolayı Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın sözlerine katılıyoruz. Ancak, önemli olan sonuç alabilmek olmalıdır.
Ancak, şu ana kadar Türkiye operasyonlarda yer almadı. Irak buna izin vermiyor. Irak Başbakanı İbadi, konu ile ilgili açıklamalarında "Türkiye'yi topraklarımızda istemiyoruz. Beşika'dan da çekilsinler" diyor.
Türkiye'nin dışında hemen her ülke operasyonda yer alıyor. Operasyonlar tamamlandıktan sonra masada nasıl yer alacağız bunu bilemiyoruz.
Şimdi doğruları bulmaya ve gerçekleri görmeye bakalım.
Cumhurbaşkanı Erdoğan açıklamasında "Gerekirse B ve C planlarımız var, devreye sokarız" demişti.
Koalisyon güçleri ile Musul operasyonuna katılmamız (A) planı idi tutmadı. Peşmergebaşı Barzani'nin isteği ile Musul operasyonlarına katılabilirdik bu da ( B) planıydı bu da tutmadı.
Barzani, yine kıvırdı ve yaptığı açıklamada "Türkiye Musul'da operasyonlara katılmak istiyorsa Irak Merkezi Hükümeti ile anlaşmalıdır" dedi. Peşmergebaşının ipi ile kuyua inilir mi? Bu adama güvenilir mi?
Bazı açıklamalarda Barzani'nin peşmerge güçleri arasında eğitilmiş PKK unsurlarının da bulunduğu yönde haberler geliyor. PYD güçlerinin de Peşmerge kıyafeti ve bayrağı altında operasyonlarda yer aldıkları da söyleniyor.
Oyun içinde oyun oynanıyor.
Kimin eli kimin cebinde belli değil. Böyle bir karmaşada Türkiye hem oyunun dışında kalmış, hem de en sıkıntıyı çeken ülke konumuna itilmiş durumda.
Şimdi, Musul'da bazı Sünni aşireter var, onların çağırması ile Türkiye'nin Musul harekâtına katılabileceği de © planı olarak görülüyor. Bu plan tutar mı? Buna Amerika ve Irak izin verir mi? Önüne set çekerler mi şu anda bu konuda açık konuşmak mümkün değil. Musul'da savaş var ve gidiş nereye dayanır bunu kestirmek de zor.
Musul'da aslında petrol savaşı yapılıyor ve bu savaşta Amerika ile AB üyesi ülkeler aslan payını kapacaklar. Tıpkı Libya'da olduğu gibi. Savaş sonrası bu masada bize pastadan pay çıkar mı, bunu da zor görüyoruz.
Asıl sorunlar sanıyoruz bundan sonra başlayacak.
Amerika ile İran'ın Musul konusunda bir anlaşmaya vardığı haberleri geliyor. İran'ın eğittiği 3500 Şii milisin operasyonlara katılabileceği söyleniyor. Eğer böyle bir durum ortaya çıkarsa Türkiye'nin endişeleri de ortaya çıkmış olacak. Bölgede Sünni-Şii kapışmasından endişe ediliyor.
Amerika'ya güvenmiyoruz ve böyle bir ortamın yaratılmasında başrol oyuncusu olabilirler. Bu da Amerika'nın Türkiye'ye atacağı bir başka kazık anlamına gelir. Amerika ile Türkiye arasındaki gerilimin giderek artması böyle bir olasılığı da gündeme getirebilir.
Zaten uzmanların yaptığı analizlerden ortaya çıkan tablo şöyle:
"Musul operasyonu Türkiye'nin Fırat Kalkanı ile Rusya'nın Halep operasyonlarına yanıt niteliği taşıyor. Hedefi de Akdeniz'e açılacak Amerikan koridorunun doğu ucunu sağlama almaktır. Bunun için Amerika 3 parçalı Irak planını devreye soktu. Musul'un yarısı Kürtlere teslim edilecek."
Dikkat edilecek olursa Musul operasyonuna havadan katılan Amerika artık İncirlik üssünü kullanmıyor. Amerikan savaş uçakları Kuveyt'teki üslerden kalkıyor.
Asıl bir başka sıkıntı daha var. O da Musul'dan yeni bir sığınmacı akınının olabileceği yönündedir.
Birleşmiş Milletler (BM) Mülteciler Komiserliği bir açıklama yaptı. Bu açıklamada Musul'da sivil hedeflere karşı dikkatli olunması istendi. Açıklamada "Operasyon 100 bin Iraklının Türkiye'ye kaçmasına da neden olabilir. Yeni bir sığınmacı akınına karşı dikkatli olunmalıdır" denildi.
Hatta çok daha fazla sığınmacının Türkiye sınırına akın edebileceği bilgileri de geliyor.
Biz, "Musul'da operasyonda da, masada da olacağız" derken, yeni bir sığınmacı akınına uğramış olmayalım.
Yanı başımızda bir mezhep çatışması ile karşılaşmayalım.
Bu nedenle "Kapımızdaki sıkıntı büyük" diyoruz.
Yola çıktıklarımız şu anda bizi yolda bırakmış durumdalar. Amerika, Irak, İran, Barzani bakınız ikili oynuyorlar. Bizi resmen sistemin dışına ittiler. Kaldı ki bizi daha da köşeye sıkıştırmak, zor durumda bırakmak için oyun içinde oyun da oynayabilirler. Bunu şimdiden görebilmeliyiz.