"At izi it izine karıştı", "cadı avı" derken, Türkiye'de adeta bir "nesil" yetiştiren Kurtlar Vadisi 15 Temmuz ihanetinin ardından hedef tahtasına oturdu. Bakmayın bir magazin programında dizinin eski sahnelerinden sahneler yayınlanarak dizinin hedefe oturtulmasına. İddialar hiç yabana atılacak gibi değil. Mezarlıkta çekilen bir bölümde, mezar taşına kocaman Erdoğan yazılmış olması, dizinin "derin" ve "acımasız katil" karakteri emekli general İskender Büyük'ün aracına RTE plakasının konulmasının ardından, geçen yılın son bölümleri de geldi gündeme. Uluslararası derin konseyin Ortadoğu'da devreye soktuğu karanlık aktörü, Boğaz kıyısında adamıyla konuşuyor ve 3 köprüyü birden havaya uçurmaktan söz ediyor bu bölümde.
15 Temmuz gecesi köprüde silahların ateşlenmesi, bomba sesleri ve uçuşan jetlerle kolajlanarak bu sahne defalarca gösterilince anlam üzerine anlam yükleniyor tabii... Neden? Çünkü, 15 Temmuz ihanetinin ardından "Kurtlar Vadisi Darbe"nin çekilmesi gündeme gelmiş, ancak bu ismin internet adresinin o ihanet gecesinden aylar önce satın alındığı ortaya çıkmıştı. Bir an 10 Temmuz'da olduğunuzu ve Polat Alemdar ekibinin "Kurtlar Vadisi Darbe" diye bir internet adresi satın aldığını öğrendiğinizi hayal edin. Sizin aklınıza ne gelirdi?
* * *
Kurtlar Vadisi, Türk televizyonculuk tarihine geçmiş bir dizi. Başladığında "yeraltı" dünyası ile "devlet" arasındaki karmaşık ilişkilere ışık tutuyordu. Her ne kadar "hayal mahsülü" denilse, dizideki kişilerin gerçek hayatta karşılığı olmadığı notu düşülse de, dizinin müdavimleri bunu pek böyle algılamıyordu. Herkes, dizide yer alan isimlerin karşılığına bir hatta birkaç isim yazabiliyordu. "Derin devlet" ve "devlet-mafya" ilişkileri, Susurluk kazası sonrası yazılıp çizilenler, şehir efsanesi de olsa belli mahfillerde dillendirilen karanlık ilişkilere ışık tuttuğu düşünülüyordu dizinin. Birçok bölümü elbette öyleydi. En azından belli bölümlere kadar. Öldürülen uyuşturucu kaçakçıları, onları öldürenin "mafya" dünyasında "devletle iç içe" bir karanlık ekip tarafından yükseltilmesi, kumarhaneler kralının da içinde yer aldığı konseyler vs. Türkiye'nin tarihinde görülmemiş ilişkiler ağı değildi.
Dizinin müdavimleri arasında yer alan birçok kişiden "Karahanlı kim, Polat sence şu karakteri mi canlandırıyor?" gibi sorularla o kadar çok karşılaştığım için Kurtlar Vadisi'nin "sosyal" etkisini yakından gözlemleme şansım oldu.
* * *
Savcılık, 15 Temmuz'dan aylar önce "Kurtlar Vadisi Darbe" internet adını satın aldığı için dizinin yapımcısı Pana Film için soruşturma açmış. Bir magazin programı şimdi dizinin tüm bölümlerini büyük titizlikle inceliyor ve "subliminal" mesaj arıyor. Erdoğan yazan mezar taşı, RTE plakasının dışında başka mesajlar da bulmak mümkün olacak elbette. Mesela, suikast sonucu ölümden Polat Alemdar sayesinde kurtulan Başbakan'ın, daha sonra "karanlık güçler"i tercih ederek Polat'ı kenara itmesi gibi...
Soruşturma sonucunda birşey çıkar mı, çıkmaz mı orası yargının işi.
Beni asıl ilgilendiren, Kurtlar Vadisi'nin sokaktaki yansıması... Siyaset de, basın da iyice sokaktan kopup belli merkezlerde dönüp dolaştığı için Kurtlar Vadisi'nin bir nesil üzerinde ne tür etkiler yaptığını görmek istemiyor kimse.
Birçok şehirde, birçok ilçede, mahallede, sokaklarda yüzlerce Polat Alemdar, binlerce Memati Baş var biliyor musunuz? Kendisine "model" seçtiği bir Kurtlar Vadisi kahramanı gibi hareket eden, Polat Alemdar'ı "idol" yaparak "rajon" kesenler dolaşıyor yıllardır sokaklarda. Çakır için mevlüt okutanlarla sınırlı değildi yani dizinin gençler üzerindeki etkisi...
* * *
Öyle ceketinin içerisinden gömleğinin yakasını sivrilterek giyinmesi, eldeki tespih, Kurtlar Vadisi'ndeki tipler gibi hareketler falan değil sorun olan. Modadır, gelip geçicidir. Ama asıl sorun olan, "kendi adaletini kendisi sağlama" fikrinin, Kurtlar Vadisi aracılığıyla toplumun kılcal damarlarına kadar yerleşmesidir.
Özellikle eğitim seviyesinin düşük olduğu, dar gelirli ailelerin çocuklarının "gruplar" halinde zaman doldurmaya çalıştığı varoşlarda, her gün bir Kurtlar Vadisi bölümü çekiliyor. Gruplar halinde kavgalar yaşanıyor, "adam kaldırma", "cezasını verme" gibi olaylar ölümle sonuçlanmadığı için pek gündeme gelmiyor.
2003 yılından bu yana çocuk, genç, yaşlı milyonlarca insanı ekran başına kilitleyen dizi sayesinde "yeraltı kültürü" oluştu toplumda. Kurtlar Vadisi'ni 7 yaşında izlemeye başlayan bir çocuk bugün 21 yaşında. Bir üniversite, uzmanlarıyla İstanbul'un varoşlarında bir "sosyolojik araştırma" yürütse, sokaklarda dolaşan Kurtlar Vadisi tiplerini, yaşananları kayıt altına alsa ancak anlayabiliriz dizinin sosyal sonucunu.
Ama ben sonuçlardan bir tanesini size söyleyeyim: Bugün "Siyah Sancak" için eleman toplamaya kalksanız, İstanbul'un 3 ilçesinden binlerce genci gönüllü olarak toplayıp kime ait olduğu bilinmeyen bir eğitim kampına götürebilirsiniz. Onların içerisinden de mutlaka, "neden" diye sormadan birçok karanlık eylem yaptıracak tip çıkarabilirsiniz...
Bu saatten sonra Kurtlar Vadisi Darbe'nin çekimleri yapılır mı bilmem, ama "Kurtlar Vadisi Sokak" kameralardan uzak köşelerde yaşanıp gidiyor...