Hafter'e Birleşik Arap Emirlikleri, Mısır ve Rusya destek verirken, Türkiye Trablus'taki hükümeti destekliyor. Son gelen haberlere göre Fransa, BAE destekli saldırılarını Trablus'taki Hükümetin elindeki hava üslerini bombalıyor. Bazı havaalanlarının da kullanılmaz hale geldikleri haberlerini alıyoruz.

Hafter güçlerini destekleyen Rusya'ya bağlı Wagner Group adlı şirketin Libya'da 1200'e kadar paralı asker bulundurduğu tahmin ediliyor. Rusya'nın bazı askeri uzmanlarının da Libya'da askeri eğitim verdiği söyleniyor.

Aynı şekilde Fransız askeri uzmanlarının da Hafter güçlerini eğittikleri ve yeni bazı uzmanlarını da Libya'ya gönderdikleri yerel kaynaklar tarafından ifade ediliyor.

Kısacası Libya'da işler karışık ve kimin eli kimin cebinde belli değil. Amerika'nın da her iki tarafa da destek verdiği iddia ediliyor.

BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, Libya'daki ihtilafın "yabancı müdahalelerin eşi görülmemiş seviyelere yükselmesi nedeniyle" yeni bir aşamaya girdiği uyarısında bulundu.

Petrol üreticisi ülkelerden biri olan Libya, eski lideri Muammer Kaddafi'nin 2011'de NATO destekli operasyonla devrilmesinin ardından kaosa sürüklendi. Ülke 2014 yılından bu yana bölünmüş durumda. Uluslararası camiada tanınan hükümet başkent Trablus'u ve ülkenin kuzeybatısını kontrol ederken, askeri lider Halife Hafter de doğuda hakimiyeti elinde bulunduruyor.

Libya konusunda BM Güvenlik Konseyi'ne hitap eden Guterres, "İhtilaf, ileri düzeyde ekipmanların sevkiyatı ve çatışmalara katılan paralı askerlerin sayısı dahil, yabancı müdahalelerin eşi görülmemiş seviyelere yükselmesi nedeniyle yeni bir aşamaya girmiş durumda" dedi.

Savaşan taraflar halen Misrata ve Sirte kentleri arasındaki yeni cephe hatlarında güçlerini mobilize ediyor. Mısır, Türkiye'nin desteğiyle Sirte'yi almaya yönelik herhangi bir girişim karşısında doğrudan askeri müdahalede bulunacağı uyarısını yapmıştı.

Mısır'ın hamlesine karşı Türkiye Libya'da Trablus'taki Hükümeti sonuna kadar destekleyeceği açıklaması yaparak "Libya, Libya halkınındır" açıklamasında bulundu.

BM Genel Sekreteri Guterres, "Kentin etrafındaki alarm verici askeri yığınaktan ve BM silah ambargosunun, BM Güvenlik Konseyi kararlarının ve Berlin'de üye ülkelerin verdiği taahhütlerin ihlalini oluşturacak şekilde yüksek seviyede doğrudan yabancı müdahalelerden çok endişeliyiz" ifadesini kullandı.

Bu yılın Nisan ve Mayıs ayları arasında BM misyonunun siviller arasında en az 102 ölüm ve 254 yaralanma vakasını belgelediğini, bu oranların 2020'nin ilk çeyreğine göre yüzde 172'lik artışa tekabül ettiğini belirten Guterres, tıbbi tesislere, ambulanslara ve sağlık personeline de en az 21 saldırı düzenlendiğini söyledi.

Guterres ayrıca, BM'nin, doğudaki güçlerin Ocak ayında uygulamaya başladığı ve OPEC üyesi Libya'nın 6 milyar doların üzerinde gelir kaybına uğramasına yol açan ablukanın sona erdirilmesi için arabuluculuk yapmaya çalıştığını belirtti. BM Genel Sekreteri, çatışmalar ve Korona salgınıyla daha da katlanan ekonomik sıkıntıları hafifletmeyi amaçladıklarını kaydetti.

Libya'daki doğrulanmış Korona virüsü vakalarının sayısı Haziran ayında yedi kat artarak 1000'in üzerine çıktı ancak Guterres bu ülkedeki salgının gerçek boyutunun muhtemelen bundan çok daha fazla olduğunu söyledi.

Görebildiğimiz şu:

Libya üzerinde hemen her devlet oyun oynuyor Libya'yı rahat bırakmayacaklar. İşler daha da karışacak gibi. Özellikle Rusya, Fransa, Mısır ve BAE var güçleri ile Trablus Hükümetine karşı bir ittifak içindeler. Bu da adı geçen ülkelerin Türkiye'nin çıkarları ile karşı karşıya gelmeleri anlamı taşıyor.

Türkiye, haklı olarak BM tarafından tanının Hükümet ile Deniz Yetki Alanları konusunda anlaşma yaparak ve davet üzerine Libya'da bulunuyor. Bunun da birçok ülkeyi rahatsız ettiğini görmekteyiz. Özellikle Yunanistan bu konuda düşmanlığını ortaya koyuyor.

Ya diğer ülkeler?

Libya boş bırakılmayacak. Her ülkenin burada bir hesabı var.

Türkiye, Trablus Hükümeti'nin yanında, ancak kendisine destek bulabilecek bir ülke ile işbirliği ile burada daha da güç kazanacaktır.