Her ülkede olduğu gibi koronavirüs vakaları Türk ekonomisini de vurdu. Ekonomik sıkıntıların boyutu genişliyor. Virüs öncesi ekonomide sıkıntı yaşayan ülkemizde virüs ile birlikte daha ağır bir ekonomik fatura ortaya çıktı.
Türkiye'nin döviz açığı büyüyor. Ekonomi yetkilileri, bu açığı kapatabilmek için dış kaynaklı para arayışındalar.
Merkez Bankası'nın (TCMB) yıl başında 40 milyar dolar olan net döviz rezervleri 28 milyar dolara düştü. Bankacılar, düşüşün büyük bir kısmının, bu yıl %15 değer kaybetmiş TL'yi desteklemek için döviz piyasalarında 30 milyar dolar satan kamu bankalarından kaynaklandığını açıkladılar.
Türkiye'nin 12 aylık dış borç yükümlülüğü 168 milyar dolar seviyesinde ve bu yükümlülüklerin yaklaşık yarısının Ağustos ayına kadar ödenmesi gerekiyor. Turizm gelirlerinin azalması nedeniyle aylık cari açık da yaklaşık 5 milyar dolara çıktı.
Analistlere göre potansiyel bir kur krizine karşı ekonomiyi savunmak için hazırlık yapan Ankara, dış kaynak sağlamak için yakın başkentler ile görüşmeler yürütüyor.
Yetkililerin verdiği bilgiye göre Ankara yeni döviz takas hattı, yani swap hattı kurmak için Tokyo ve Londra ile görüşürken var olan swap imkanının hacmini artırmak için Çin ve Katar ile de temasları yoğunlaştırdı.
Ankara swap hatları için yürütülen müzakereler ile hem dış ticaret açığının cari işlemler dengesine olumsuz yansımasını bir miktar gidermeyi hem de yerli para ile ticareti geliştirmeyi amaçlıyor.
AKP'nin dış politikadan sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Türkiye'nin yeni swap hatları kurmayı amaçladığını teyit etti. Yılmaz yaptığı açıklamada, "Farklı merkez bankalarıyla swap fırsatlarını görüşüyoruz... Sadece ABD ile değil, başka ülkelerle de" dedi.
TL son zamanlarda hızla değer kaybederek geçtiğimiz haftalarda dolar karşısında tarihi dip seviyeyi görmüştü. TL'nin kayıpları ülkenin düşük döviz rezervleri ve yüksek borçları hakkında endişelere neden oluyor. Olası swap anlaşmalarının TL üzerindeki baskıyı azaltacağı düşünülüyor.
Beklenti sürüyor ama "Geç mi kalınıyor?" endişeleri de yoğunlaşıyor.
Hazine Bakanlığı, Japonya Maliye Bakanlığı ve İngiltere Merkez Bankası Reuters'ın sorularına cevap vermedi. Çin Merkez Bankası faks ile iletilen soruları yanıtlamadı. Katar hükümeti enformasyon birimi swap anlaşmasının kapsamının genişletilmesi sorusuna yanıt vermedi.
Hükümet yetkilileri son açıklamalarında döviz kaynaklarının yeterli olduğunu söylediler. Ancak korona virüsü nedeniyle ekonomik resesyon ile karşı karşıya kalan Ankara'nın diplomatik çabaları son haftalarda hız kazanmış olduğu da görülüyor..
Yatırımcılara göre bu durum Türkiye'nin şu ana kadar döviz kaynağı olarak birinci tercih olan ABD Merkez Bankası'ndan başka seçenekleri değerlendirdiğini gösteriyor.
IMF ile herhangi bir anlaşmaya sıcak bakmayan Türkiye'nin "sermaye kontrolü" gibi bir düşüncesinin bulunmadığının altı özellikle çiziliyor.
Adının açıklanmasını istemeyen üst düzey yetkili, "Görüşmeler özellikle Katar, Çin ve İngiltere ile daha iyi durumda. Belli bir miktarda kaynağın sağlanacağı konusunda iyimserim. anlaşmaya varılması çok uzun sürmeyebilir" diyerek olumlu bir mesaj vermiş oldu.
Bir yetkili, özel sektör dahil Türkiye'nin yükümlülüklerini yerine getirmede herhangi bir sorun içinde olmadığını ve olmayacağını belirtiyor.
New York'taki AllianceBernstein'deki gelişmekte olan ülke tahvili birimi direktörü Shamaila Khan, "Türkiye'nin özellikle dış kırılganlıklarını göz önünde bulundurarak bu süreci nasıl atlatacağını gerçekten öngöremiyorum" açıklaması yaptı.
Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak'ın uluslararası yatırımcılara yönelik düzenlediği telekonferanstaki yüzlerce yatırımcı arasında bulunan Khan, Türkiye'nin maalesef aylardır risklerini hafife aldığını söylüyor.
Albayrak 6 Mayıs'ta Türkiye'nin yeterli olandan da fazla döviz rezervi olduğunu söyleyerek, sermaye kontrolleri getirilmesi gibi bir planları olmadığını söylemişti.
Albayrak ayrıca yabancı ülkelerle TL-döviz swap mekanizması kurulması konusunda iyimser olduğunu belirtmiş, ancak ayrıntı vermemişti.
Telekonferansa katılan bir yatırımcı, Albayrak'ın Türkiye'nin yüksek ticaret açığına sahip olduğu ülkelere atıfta bulunarak var olan swap imkanlarının güncelleneceğine söz verdiğini ifade etti. Türkiye'nin Çin ile 1.7 milyar dolar ve Katar ile 5 milyar dolar hacimde swap hattı bulunuyor.
Bir Japon hükümet yetkilisi Tokyo'nun şimdilik TL'yi yakından izlemenin ötesinde bir planı olmadığını, ancak "gerçek bir krize dönüşürse" G7 ülkelerinin veya Uluslararası Para Fonu'nun (IMF) Türkiye'ye ekonomik destekte bulunacağını sözlerine ekledi.
Bir Türk yetkili, kura yönelik "spekülatif saldırıları" önlemek için bazı adımlar atıldığını ancak sermaye kontrollerinin "kesinlikle gündemde olmadığını" söyledi.