Kıbrıs'a, oradan da Midilli'ye sürgün edilen Namık Kemal, sürgün sonrası geldiği İstanbul'da Hürriyet Kasidesi adlı eserini kaleme aldı.

2. Abdülhamit tarafından ilk Osmanlı Anayasası için kurulan komisyonun üyeliğine seçilen Namık Kemal, padişahın aleyhine bir tehdit beyti yazıp, bunu mecliste okuyunca mahkemede yargılandı.

Asayişi bozduğu gerekçesiyle suçlu bulunup 6 ay hapis cezasına çarptırıldıysa da sonradan beraat eden Namık Kemal, Girit Adası'nda ikamete mecbur edildi daha sonra ikameti Midilli Adası'na çevrildi.

1879'dan itibaren 5 yıl Midilli mutasarrıfı olarak görevlendirilen adalarda yaşayan Türk ahalisinin sorunlarını dile getiren bir rapor hazırlayıp Babıali'ye sundu.

"Vaveyla", "Murabba", "Vatan Mersiyesi" gibi şiirlerini burada yazan usta edebiyatçı, Kıbrıs'ta yazmaya başladığı Celaleddin Harzemşah adlı eserini de burada tamamladı.

Okunmak için yazılmış olan ve 15 perdelik tarihi bir oyun niteliği taşıyan bu eserde yazar, Harzemşahlar Devleti'nin son hükümdarı Celaleddin Harzemşah'ı ve İslam birliği düşüncesini işledi. 2. Abdülhamit, bu eserinden ötürü Namık Kemal'e bala rütbesi (mülki rütbe) ile ödüllendirdi.

Midilli'den sonra 1884'te Rodos mutasarrıfı olan Namık Kemal buradaki çalışmalarından dolayı imtiyaz madalyası ile ödüllendirildi.

Daha sonra Sakız Adası'na mutasarrıf olarak görevlendirilen Namık Kemal, burada 2 Aralık 1888 günü 48 yaşında hayatını kaybetti.

Adada bir mezarlığa defnedilen "Vatan ve Hürriyet şairi"nin naaşı şair arkadaşı Ebüziyya Tevfik'in isteğiyle ve 2. Abdülhamit'in talimatıyla Çanakkale'nin Gelibolu ilçesine bağlı Bolayır köyüne taşındı.

Tanzimat döneminin en önemli düşünce, sanat ve siyaset adamlarından biri olan Namık Kemal, eserlerinde "Toplum için sanat" anlayışını benimsedi.

Eserlerini halkın anlayabileceği sade bir dille kaleme alan usta edebiyatçı, divan edebiyatının süslü-sanatlı dili yerine, belli bir düşünceyi iletmeyi amaçlayan yeni bir dil kullandı.

Gençliğinde Divan Edebiyatı tarzında şiirler yazan Namık Kemal, Avrupa'ya gittikten sonra yeni edebiyatı benimsedi ve bu tarzda eserler üretti.

Namık Kemal’in Gülnihal’inden iki kıta vereyim:

Sen ölürsen anan ağlar

İmam ıskatını sağlar

Kurdlar, kuşlar, kırlar, dağlar

Etini yer ölmeye gör

 Kazmayı urdum mezâre

Kemik çıktı pâre pâre

Can verüp aldanma yâre

Senden geçer ölmeye gör.

Namık Kemal'in oyun türünde "Vatan Yahut Silistre", "Zavallı Çocuk", "Akif Bey", "Celaleddin Harzemşah", "Kara Bela"; roman türünde "Cezmi", "İntibah"; şiir türünde "Hürriyet Kasidesi", "Vaveyla", "Murabba", "Vatan Mersiyesi"; eleştiri türünde "Tahrib-i Harabat", "Takip", "Renan Müdafaanamesi", "İrfan Paşa'ya Mektup", "Mukaddeme-i Celal"; tarihi kitap alanında da "Devr-i İstila", "Barika-i Zafer", "Evrak-ı Perişan", "Kanije", "Silistre Muhasarası", "Osmanlı Tarihi" ve "Büyük İslam Tarihi" eserleri öne çıkıyor.

Şiirimize vatan ve millet sevgisi, hürriyet, hamiyet, hak, hukuk, adalet gibi birtakım yeni kavramları getirmişti. Eserlerinde halkı bilgilendirme çabasını göstermişti. Tanzimat döneminin "en gür sesli vatan şairi" olarak tanındı. Hürriyet kavramını şiirde ilk kez kullanan "Vatan şairi" Namık Kemal'in “Vatan Türküsü”yle  yazımı bitireyim:

“İşte adû, karşıda hâzır-silah,

Arş yiğitler vatan imdâdına.

Arş ileri, arş bizimdir felâh,

Arş yiğitler vatan imdâdına!

Cümlemizin vâlidemizdir vatan

Herkesi lûtfuyle odur besleyen.

Bastı adû göğsüne biz sağ iken;

Arş yiğitler vatan imdâdına!

Şân-ı vatan, hıfz-ı bilâd û ibâd

Etmededir süngünüze istinâd

Milleti eyler misiniz nâ-murâd?

Arş yiğitler vatan imdâdına!

Rehberimiz gayret-i merdânedir

Her taşımız bir nice bin cânedir

Câna değil meyl bugün şânedir

Arş yiğitler vatan imdâdına!

Yâre nişandır tenine erlerin,

Mevt ise son rutbesidir askerin.

Altı da bir, üstü de birdir yerin

Arş yiğitler vatan imdâdına!