Emeklilere bayram ikramiyesi müjdesi diye duyuruldu.
İnanılır gibi değil, büyük bir müjde!
Emeklilerin 2 bin lira olan bayram ikramiyesi 3 bin liraya çıkarıldı!
Yüzde 50 zam yapıldı, daha ne olsun ki!
Gerçi TÜİK’e göre bile enflasyon yüzde 64,86… Hatta TÜİK hissedilen enflasyonun yüzde 130 olduğunu sessizce söylemişti. Gerçekte ise özellikle gıda ve kira enflasyonu yüzde 150’yi çoktan geçti.
Bu darlıkta, emeklilerin bayram ikramiyesine yüzde 50 zam yapılmış, nesini beğenmiyorsunuz!
Emeklilerimiz yapılan zamdan çok mutlu! Zam açıkladığından beri bayram ikramiyesini nereye harcayacaklarını kara kara düşünüyorlar!
Karı koca tartışmaları bile başladı, kimisi emekli ikramiyesi ile bayramda Antalya’ya tatile gitmek istiyor, kimisi ise illa umreye gidelim diyor!
Yurt dışında tatilini geçirmek isteyenler de çoğunlukta!
Bir kısım ise yatırım amaçlı düşünüyor, bir villa bir de lüks araba mı alsak diye karar veremiyorlar!
Rüya mı görüyorsun, yoksa bizimle dalga mı geçiyorsun diyebilirsiniz.
Tabii ki bunların hepsi hayal, hatta hayalden bile öte…
Ama bayram ikramiyesinin bin lira artırılmasını büyük müjde diye açıklayanların ne düşündüklerini ve ne yaptıklarını bilemem!
Bu arada yanlış anlaşılma olmasın, zamlı 3 bin liralık bayram ikramiyesi tüm emeklilere verilmeyecek.
Dul ve yetimler, 3 bin liralık bayram ikramiyesinin tamamını alamayacak.
Dul ve yetimlere hak sahibinin maaşının bir kısmı ödeniyor. Bayram ikramiyesi de aldıkları maaş oranında verilecek.
Örneğin eşinin maaşının yüzde 50’sini alan birine, sadece 1.500 lira bayram ikramiyesi ödenecek. Babasının maaşının yüzde 25’ini alan bir kız çocuğuna ise sadece 750 lira ikramiye verilecek.
750 lira bayram harçlığı bile değil.
Çalışmayan emeklilerin büyük çoğunluğu vakit geçirmek için kahveye ya da camilerdeki çay ocaklarına gidiyor.
Bir bardak çay en ucuz yerde bile 15 lira.
Emekli kahvede veya çay ocağında her gün iki bardak çay içse günde 30 lira, ayda 900 lira tutuyor.
Bir de simit yiyeyim dese bayram ikramiyesinin tamamı bile yetmiyor.
Emeklinin ikramiyesine yapılan zam, günlük iki bardak çay parasına denk geliyor…
O çayı da iki bayram arasında, sadece iki ayda içebilecek.
Bu arada bayram ikramiyesi ödenene kadar kahvelerde çaya zam yapılırsa iki bardak çay da hayal olur!
***
Köpek ile tavşan
Köpeği ile yaşayan bir genç İstanbul’da bir daire kiralar.
Dairenin önünde bir teras vardır. Yan dairede de ev sahibi yaşlı kadın ile oğlu oturmaktadır.
İki dairenin teraslarından birbirine geçilebilmektedir.
Kiracı genç taşınırken ev sahibinin oğlu söyle der:
- Köpeğinize ne olur dikkat edin, annemin tavşanına bir şey yapmasın. Annem yaşlı, o hayvana da çok bağlandı, tavşana bir şey olursa yaşayamaz. Tavşanın kafesi terasta duruyor, aman dikkat.
Kiracı da dikkat edeceğini söyler.
Gel zaman git zaman, köpek ve tavşanın birbirileri ile hiçbir sorunu olmaz, beyaz tavşan da iyice büyür. Tavşan bazen kafesinde duruyor, bazen de terasta dolaşıyordu.
Bir gece köpek ağzında bir şey ile sahibinin yanına gelir. Sahibi bakar ki köpeğin ağzındaki şey ev sahibinin beyaz tavşanı, ama ölü ve çamur içinde!
Kiracı paniğe kapılır, ölü tavşanı güzelce yıkar, tüylerini saç kurutma makinesi ile kurutup kabartır ve usulca yan terasa süzülüp tavşanı kafesine bırakır.
O gece, suç üzerine kalacak korkusu ile köpeği alıp annesine gider.
Bir hafta sonra döndüğünde ev sahibinin oğlunu görür. Genç kederlidir. Kiracı tedirgin tedirgin ne olduğunu sorar.
Ev sahibinin oğlu cevap verir:
- Siz yoktunuz tabi, bilmiyorsunuz. Annem vefat etti…
Kiracı suçlulukla yutkunarak sorar:
- Başınız sağ olsun, nasıl vefat etti anneniz?
- Tavşanı beslemeyi unutmuşuz, hayvancağız ölmüş. Annemle birlikte tavşanı bahçeye gömdük. Ertesi sabah annem tavşanı hortlamış, kafesinde görünce kalbi dayanmadı…
(Alıntıdır)
***
TEBESSÜM
Limon
Mutfakta Dursun, Temel’e kek yapmayı öğretiyordu. Dursun, Temel’e sormuş:
- Limon ne zaman sıkılır?
Temel cevap vermiş:
- Yalnız kalınca!
***
GÜNÜN SÖZÜ
En yaşlı ağaçlar en tatlı meyveyi verir.
Ernest Hemingway