En korkutucu duygudur belirsizlik.

En çok can sıkan.

En çok can yakan duygudur.

Korkutucu bir karanlığa doğru gidiyoruz. Engellenemez ve durdurulamaz bir durum bu.

Tarım alanında başlayan sıkıntı devam ediyor. Tarım yapılan bölgelerde yetiştirilen ürünler korkunç masraflarla ulaşıyor kentlere. Çanakkale bölgesinde yetişen elma İstanbul’a 1 Kg için yaklaşık on lira masrafla ulaşıyor. Şu anda on lira masrafla yollanan elma İstanbul Halinde on iki lira gibi bir rakamdan satılıyor.

Komisyon ve vergiler kesildikten sonra insanların eline geçen para çoğu zaman neredeyse on lira bile olmuyor.

Ne yazık ki bu ülkeyi yönetenler ellili yıllardan bu yana tarım ürünlerini makul fiyatlarla şehirlere ulaştırmayı başaramadı. Düzgün işleyen bir sistem kuramadı.

Yaşadığım bölgede alım satım neredeyse durma noktasında. Meyve alımı yapan iş yerlerinde dükkanlar boş. İnsanlar ne yapacağını şaşırmış durumda.

Çiftçiler umutsuz ve gergin; ne olacağını bilmiyor.

Belirsizlik hepimizin canını yakmaya devam ediyor. Belirsizlik beraberinde korkuyu ve gerginliği getiriyor. İnsanların öfkesi gözle görülür elle tutulur hale geldi. Konuşurken sıktıkları dişleri arasından öfke fışkırıyor.

Yaklaşan kasırga herkes tarafından hissedilir hale geldi. Sosyal medyada, televizyonlarda insanlar Eylül ayını işaret ediyor. Galiba kasırganın ipleri içinde bulunduğumuz Eylül ayında kopacak.

Sadece tarımda değil sıkıntı. Ekonomik hayatın tamamında sıkıntılar yaşanıyor. Tanıdığım birçok insan işsizlikten ve parasızlıktan yakınıyor.

Ortadoğu’da yaşanan savaş ve gerginlik içinden geçtiğimiz ekonomik krizi daha da derinleştirdi. Çevremizde büyük bir yangın var. Çocukların öldüğü, açlıkla, susuzlukla sınandığı bir savaş sürdürülüyor. Birçoğumuz insan olduğumuzdan, çaresizliğimizden utanç duyuyoruz. Ve çare olamıyoruz.

Önümüz kış. Kış geliyor. Belki de en zor geçecek zamanlara girmek üzereyiz.

Uzmanların aylardır söylediklerini tekrar etmekte yarar var. Gereksiz harcama yapmayın. Borçlanmayın. Tasarruf yapın.

Son bir yılda en çok bunları duydum ve okudum. Galiba o anlar gelmek üzere

Günümüzde hiçbir ekonomi içine kapanarak ayakta kalamaz. Savaş nedeniyle bazı alanlarda gerileme yaşıyoruz. Dışarıya satılamayan tarım ürünleri nedeniyle iç piyasadaki arz fazlası fiyatları önemli ölçüde düşürdü. Çiftçiler ürettiklerini satamadı. Zararları dayanamayacakları noktaya ulaştı. Önümüzdeki yıl tekrar ekim yaparlar mı bilmiyorum. Ya da o gücü ve umudu kendilerinde bulurlar mı?

Önemli bir market zincirinin yetkilisiyle konuştuğumuzda önceki sene on beş bin ton karpuz sattıklarını bu sene üç bin tonda kaldıklarını anlattı. Sanırım talep daralmasını en iyi açıklayan örnek bu.

İnanın bunları yazmak, felaket tellalı gibi görünmek istemiyorum ama içimde hissettiğim sıkıntıdan kurtulmam olanaksız.

Umarım bu kısır döngüden kısa sürede kurtuluruz.