Yandaş yayın organları, yılbaşında köprü ve otoyollara yapılan okkalı zammı, fiyat güncellemesi diye duyurmuştu.

Bazıları kızıyor, “Zam bile diyemiyorlar, fiyat güncellemesi söylüyorlar” diye…

Haberi verdiklerine şükredin, haberi hiç vermeyebilirlerdi… Hatta yapılan zam için “Zam haberi yalan, dış güçlerin oyunu, Türkiye’yi zor durumda bırakmak için yalan söylüyorlar” diye de haber yapabilirlerdi!

Hakkını teslim etmek lazım, bu işi en iyi yapan TÜİK!

Aralık ayı enflasyonunu yüzde 2,93, 2023 yılı enflasyonunu da yüzde 64,77 olarak açıkladı.

TÜİK’in açıkladığı üretici enflasyonu daha da güzel! Aralık ayında yüzde 1,14, yıllık ise yüzde 44,22…

Fiyatlar güncellenmemiş bile adeta yerinde saymış!

ENAG’ın açıkladığı rakamlar ise TÜİK’in iki katı…

ENAG’a göre aylık yüzde 4,12, yıllık enflasyon ise yüzde 127,21…

Gerçek enflasyon ise emin olun açıklanan bu rakamların da çok üstünde…

Kiralara yüzde 25’ten fazla zam yapmak yasak, buna rağmen yüzde 25 değil, yüzde 127 zamma razı olan kaç ev sahibi var…

Ya kamunun yaptığı zamlar…

2022 için yeniden değerleme oranı, yani kamunun vergi ve harçlara yapacağı zam oranı yüzde 122,93 olarak belirlenmişti. 1 Ocak 2023 itibariyle tüm vergi ve harçlara yüzde 122,93 zam yapılmıştı.

Yetmedi 7 Temmuz 2023 tarihinde zamlı tarife üzerinden harçlara yüzde 50 daha zam yapılmıştı.

2023 yılında Ocak ve Temmuz’da yapılan zamlarla harçlar yüzde 334,3 oranında artmıştı.

Şaka değil, 2023’te harç ve vergilere neredeyse üç buçuk katı zam yapıldı.

Bu arada motorlu taşıtlar vergisine yapılan zam yetmemiş olacak ki aynı vergi ikinci kez alınmıştı.

TÜİK’in açıkladığı enflasyon ise harçlara yapılan zammın beşte biri bile değil.

1 Ocak 2024 tarihinde harç ve vergilere yapılan yüzde 58,46 oranındaki zammı saymıyorum bile.

1 Ocak’ta karayollarının işlettiği köprü ve otoyol ücretlerine yüzde 76 zam yapıldı ki enflasyona henüz eklenmedi.

Muhtemelen önümüzdeki ay da eklenmez!

Boğaz köprülerinden geçiş ücreti tek yönlü 15 TL oldu.

Geçenin de geçmeyenin de para ödediği köprü ve otoyol fiyatlarını ne siz sorun ne de ben söyleyeyim…

Ama hayat pahalılığının asıl suçlusu fırsatçılar!

Hele şu marketler yok mu, fiyatı onlar artırıyor, akşam sabah etiket değiştiriyorlar!

TÜİK enflasyon yok diyor, marketler habire fiyat artırıyor!

Allah aşkına siz TÜİK’ten daha iyi mi bileceksiniz!

Marketler söz dinlese, hele TÜİK’i dinlese enflasyon derdimiz kalmayacak!

***

Yalan yarışması

Bir zamanlar padişahın biri yalan yarışması düzenlenmesini emretti. Ülkenin her yerinden yalan yarışmasına katılanlar; padişahın huzuruna çıkıp inanılması güç, gerçekleşmesi mümkün olmayan bir yalan söyleyeceklerdi. Padişah kimin yalanının gerçekleşmesinin mümkün olmadığına kanaat getirirse onu bir kese altınla ödüllendirecekti.

Ülkenin en usta yalancıları, en usta dolandırıcıları birer birer padişahın huzuruna çıkıp yalan söylemeye başladılar.

İçlerinden biri çıkıp; “Padişahım ben gökyüzüne uzanan bir merdiven kurdum!” dedi. Padişah; “Olabilir. Mümkündür” cevabını verdi.

Bir diğeri gelip; “Padişahım ben okyanusu geçebilecek bir köprü kurdum!” dedi.

Padişah buna da “Olabilir. Mümkündür” diye karşılık verdi.

Daha birçok yalancı gelip sırayla yalan söylediler. Ancak padişah hepsine biraz düşünüp “olabilir mümkündür” cevabını veriyordu.

Ama yarışmaya katılan bir kişi vardı ki; bir tek o fark etmişti bu yarışın yalan yarışından ziyade bir akıl yarışı olduğunu...

Sıra ona geldiğinde öyle bir yalan söyledi ki; padişah, bunun olup olamayacağını düşünme ihtiyacı bile hissetmedi. Bu akıllı adam, yalan yarışmasını şu yalanla kazandı:

- Padişahım sizin merhum muhterem pederinizin, benim merhum muhterem pederime bir kese altın borcu vardı!

***

 TEBESSÜM

Çok şey biliyor

Temel ile Dursun birlikte meyhaneye giderler. Birer rakı isteyip bir tek atarlar. Sonra ikincileri isterler... Bu sırada Temel sorar:

- Dursun aklıma takıldı. İki iki daha ne eder?

Dursun:

- 4 eder uşağum.

Rakılar gelir, ikinci kadehleri de içerler. Birer tane daha isterler. Kadehler gelirken Temel yine sorar:

- Dursun aklıma takıldı. Peki dört dört daha kaç eder?

Dursun, “8 eder uşağum” der demez Temel aniden bıçağı Dursun’un kalbine saplar. Dursun yere yığılır, bir daha kalkamaz.

Karakolda polis memuru, Temel’e sorar:

- Arkadaşını neden öldürdün?

Temel iç çekerek cevap verdi:

- Çok şey biliyordu!

***

 GÜNÜN SÖZÜ

Düşünmediğim zaman, yaşamadığım zamandır.

Rembrantd