Amerika, Türkiye'nin Rusya ile yakınlaşmasından son derece rahatsız. Bu nedenle Rusya'dan aldığımız S-400 savunma füzelerine de karşı çıkıyor. İki ülke arasındaki krize neden olan bu konuda atılacak adımlar müttefikimiz ile aramızdaki ilişkilerin geleceğinde de belirleyici olacak.
Türkiye'nin S-400'leri teslim almasının ardından yaptırım tasarısı hazırlayan ABD'li iki senatör, "Sabır gösterme zamanı çoktan geçti" diyerek Trump yönetimine Türkiye'ye yaptırımların uygulanması çağrısında bulunarak ikili ilişkilerde yeni bir sayfa açtılar.
Sürekli olarak Türkiye'ye karşı sopa gösteren, tehdit eden bu tür girişimler artık kabak tadı vermeye başladı. Bu konuda neredeyse "şamar oğlanı" durumuna düşürülmeye çalışılıyoruz.
Lindsey Graham çok etkili bir senatör. Peşine birçoklarını da takabilecek gücü var. Chris Van Hollen'in de Demokratlar arasında saygınlığının bulunduğuna dikkat çekiliyor. Bu iki senatörün Cumhuriyetçiler ile Demokratları aynı noktada birleştirebilecekleri de konuşuluyor.
Bir nokta daha var:
Her iki senatör aynı zamanda Başkan Trump ve Pentegon üzerinde de etkilerini gösteriyor. Nitekim, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Trump ile görüşmesinde bu senatörlerin de toplantıya çağrılmış olması önemsenmelidir.
Cumhuriyetçi Senatör Lindsey Graham ve Demokrat Partili Senatör Chris Van Hollen, Dışişleri Bakanı Mike Pompeo'ya bir mektup yazarak, Türkiye'ye Rus S-400 savunma sistemini satın alması nedeniyle yaptırım uygulanması gerektiğini, yaptırımların uygulanmaması halinde bunun diğer ülkelere "korkunç bir mesaj" göndereceğini belirtti.
İki senatör yazdıkları mektupta, "Sabır gösterme zamanı geçti. Yasayı uygulama zamanınız geldi. Yasanın uygulanmaması, diğer ülkelere ABD yasalarının herhangi bir sonucu olmadan ihlal edilebileceği gibi korkunç bir mesaj verecektir" ifadelerini kullandı.
Türkiye, Rusya'dan satın aldığı S-400 savunma sistemini geçtiğimiz Temmuz ayında teslim almaya başlamış, sistemin beşinci nesil yeni savaş uçağı teknolojisine ilişkin bilgileri çalabileceği endişesini dile getiren ABD de Türkiye'yi ortak üreticilerinden olduğu F-35 programından çıkarmıştı.
Trump yönetimi ise, kısaca CAATSA olarak bilinen ve Rus savunma sektörüyle iş yapan ülkelere yaptırım uygulanmasını öngören ABD'nin Hasımlarıyla Yaptırımlar Yoluyla Mücadele Yasası uyarınca Türkiye'ye yaptırım uygulamamıştı.
ABD Kongresi'nde Türkiye'ye yönelik tepkiler Ankara'nın Suriye'nin kuzeydoğusuna başlattığı Barış Pınarı Harekatı'nın ardından daha da büyümüştü. Genel olarak Cumhuriyetçi Başkan Donald Trump'ın sıkı savunucularından olan Cumhuriyetçi Senatör Lindsey Graham, Trump'ın Suriye'nin kuzeydoğusundan ABD askerlerini çekmesini sert şekilde eleştirmişti.
Lindsey Graham ve Demokrat Senatör Chris Van Hollen, Türkiye'ye yaptırım uygulanması çağrısını en sık gündeme getiren isimler olarak öne çıkıyor.
İki senatör, S-400 alımı sebebiyle Türkiye'ye sert yaptırım uygulanmasını öngören bir tasarı da hazırlamıştı. Senatör Graham, 13 Kasım'da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Beyaz Saray ziyareti sırasında Oval Ofis'te görüştüğü beş senatörden de biriydi.
Dışişleri Bakanı Mike Pompeo 26 Kasım'da Türkiye'nin S-400 sistemini F-16 savaş uçaklarıyla test etmeye başladığı haberlerinin ardından yaptığı açıklamada gelişmeleri kaygı verici bulduğunu söylemiş, konuyla ilgili görüşmelerin sürdüğünü belirtmişti.
Aynı gün Rusya'nın savunma şirketi Rosoboronexport, Moskova'nın Türkiye ile 2020 yılının ilk yarısında daha fazla S-400 füze sistemi tedariki için anlaşma yapmayı umduklarını belirtmişti.
Şimdi iki ülke arasında oluşturulan ortak komisyon, konunun çözümü için çalışma yapıyor. Çalışmaların ne şekilde sonuçlanacağını bilemiyoruz. Ancak, konunun daha çok baş ağrıtacağını da şimdiden söyleyebiliriz.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve diğer yetkililer S-400'ler konusunda geri adım atılmayacağını, bu sistemlerin de kullanılacağını söylüyor. "Bu iş bitti, sistem çalıştırılacak" deniliyor.
S-400'ler konusu aynı zamanda Türkiye ile Rusya arasında da sorunlar yaşatabilir.