Bugün sanki bir kahır mektubuyla, “Kahrolsun insanlığınız,” diye yazasım geldi.

Kahır Mektubu, Zeki Müren’in yorumladığı ve onunla anılan 29 dakika, 29 saniye uzunluğunda bir şarkının adı.

Nereden çıktı ve niçin kahrolsun, diye soracaksınız. Kahrolmasını istediğim ne “Kahır Mektubu”, ne Zeki Müren ne müziğini yapan Muzaffer Özpınar değil. Kimler olduğunu anlatacağım.

Bugün seçim sonuçlarını öğrenebilmek için bekleme günü. Kısa ve uzun bekleyişlerde, rahmetli ağabeyim Mehmet Zeki Akdağ’ın iki dizesini hatırlarım:

Çıkacaksın diye köşe başından

Bekle bekle beklemekten usandım.”

Bu dizelerin içinde bulunduğu şiir, Zeki Müren’in okuduğu, önceleri “Mektup” sonraları “Kahır Mektubu” alarak anılan uzun soluklu eserde yer almıştı. Şarkının güftesi, Mehmet Zeki Akdağ ile birlikte İlham Behlül Pektaş ve Ahmet Selçuk İlkan'ın şiirlerinden alıntılarla oluşuyordu. Bestekâr Muzaffer Özpınar, uzun süreli bu şarkıda Türk Sanat Müziği'nin yanı sıra arabesk müzikten esintilerde yüklemişti.

2000 yılıydı sanırım. Güfteye katkıda bulunanlardan biri, “Kahır Mektubu’nun sözlerinin altına adını yazdırmıştı. Mehmet Zeki Akdağ benim yanımda o şahsa telefon etmiş, nedenini sormuştu. Aldığı cevap “özrü kabahatinden büyük” cinsindendi:

Seni öldü biliyorduk.”

Mehmet Zeki Akdağ, 29 Ağustos 2018’de vefat etti. Bugün “Bekle bekle beklemekten usandım” sözü aklıma düşünce merak edip “Kahır Mektubu”nu Geogle’dan araştırdım. Yüzlerce sayfada yer adıyor ve güftenin tamamı yer alıyor, albümle ilgili geniş bilgiler bulunuyordu. Ne yazık ki hiç birinde Mehmet Zeki Akdağ adı geçmiyordu. Yalnız, Ahmet Selçuk İlkan ve İlham Behlül Pektaş’ın adı geçiyordu.

İşte “Kahrolsun insanlık” diye haykırmak istememin sebebi buydu. Gelecek üç kuruşluk telif ücretini üçe değil, ikiye bölmek insafsızlığına ne denir bilmem ki. Oysa M. Zeki Akdağ ömrünün son günlerini bir bakımevinde geçirmekte, Kızı Ferda Akdağ Sonakın’ın olağanüstü çabalarıyla hayata tutunmaktaydı.

Mehmet Zeki Akdağ 1930 yılında eski adıyla Ermenek Fariske köyünde, daha sonraki adıyla Ermenek Göktepe köyünde, şimdiki adıyla Karaman’ın Sarıveleler ilçesinin Göktepe kasabasında doğdu. Küçük yaşta babasız kaldı. Okula gitsin diye doğumunu 1929 olarak kaydettirdiler. Yoksullardı. Tek kurtuluşu Astsubay okuluna girişi olacaktı. Astsubay okulunda veteriner eğitimi aldı. Yabancı diller okuluna giderek dil öğrendi. 1968 yılında emekli oldu. Milliyet, Akşam, Güneş, Son Posta, Her Gün, Orta Doğu gazetelerinde çalıştı. Hisar topluluğu şairler arasında vücut buldu.

İlk şiiri 21 Haziran 1947’de Bayrak Gazetesi’nde yayınlanmıştı. 1950 yılında Kore Savaşları sırasında Şehit Düşen Bir Subayın kucağında çocuğu olan Eşine madalya verilişini anlatan “Bir Madalya Merasimi” şiiri ilgi toplamıştı. Aynı gazetelerde çalıştık. Aynı sanat mahfillerinde ve meslek örgütlerinin yönetiminde bulunduk.

3 Mart 1999 günlü Bizim Gazete’deki yazımda, Mehmet Zeki Akdağ’ın “Önce Şiir Vardı” kitabını tanıtırken, “Sonra da şiir olacak” diye yazmıştım. Eklemiştim: “Önce Şiir Vardı, bir solukta okuyup bitirdim, diyeceğiniz kitaplardan değil. Sıcak bir yaz günü, dilinizle damağınız arasında eze eze, tadını çıkara çıkara bir dondurma yer gibi, ağır ağır, lezzetini duyarak, ahenginin güzelliğine ulaşarak, anlamının derinliğini kavrayarak okunması gereken bir kitap” demiştim.

Birkaç ay sonra bir şiir kitabı daha yayınlandı. 18 Ağustos 1999 günlü Bizim Gazete’de bu kitabı; “Yağmura Duran Bulut, en eskilerden en yenilere kadar birbirinden güzel ve anlamlı çiçeklerin yer aldığı bir şiir buketi” olarak duyurmuş ve şiirlerinden örneklerle yazımı şöyle sürdürmüştüm.

Mehmet Zeki Akdağ, aynı güzelliği, aynı düzeyi koruyarak, çoğunluğu yeni olan şiirlerine seçme şiirlerini de ekleyip “Boşa Çiğnemedim Yalan Dünyayı” adıyla kitap haline getirdi.

Çocukluk günlerimizde yaygın söylenen bir bozlak vardı. Bir dizesi “Boşa çiğnemişim yalan dünyayı” şeklindeydi. Anadolu’da çiğnemek, basmak, yürümek anlamındadır. Ömrümüzün uzun ince yolunda giderken, yaptığınız şey dünyayı çiğnemektir.

Herkes yalan dünyayı çiğner ama, kimi insanlığına kahrettirir. Kimi bir hoş seda bırakır. Zeki Müren’in Kahır Mektubu’nda yer alan M. Zeki Akdağ’ın dizeleri şöyle:

Çıkacaksın diye köşe başından

Bekle bekle beklemekten usandım

Çilemin gemisi gelmiş demirli

Yükle yükle yüklemekten usandım

Dünyayı durdurdum bakarsın diye

Fallara bağlandım çıkarsın diye

Yolların sonunda sen varsın diye

Ekle ekle eklemekten usandım …