Sevgili yolcu, ‘Stresle nasıl başa çıkabilirim?’ kulağıma en çok gelen sorulardan bir tanesi diyebilirim. Özellikle öğrencilerimden sıkça gelen bir soru. Cevabını birlikte aramaya ne dersiniz?
İtiraf edelim hepimiz stres içinde yaşıyoruz. Günlük yaşantımızda, okulda, evde, iş yerinde, trafikte, toplu taşıma içinde… Bireysel olarak, bütün bu kargaşa içinde karşılaştığımız zorluklar yetmiyor gibi ülke olarak yaşadığımız problemler de buna eklenince bunalmaya başlıyoruz.
İki arkadaş oturup sohbet edince, ülke problemleri dahil olmak üzere dünyayı kurtarmaya dahi çalışıyoruz değil mi? Evde perdenin sökülen kornişlerinden tut dünyanın siyasi sorunlarına kadar bize hep dert!
Stresle başa çıkmak için önerilen birçok yöntem var. Her şeyi sırayla adım adım yapmak. Her şeyi yazmak, hatta mümkünse bir günlük tutmak. İyi bir uyku çekmek. Spor yapmak. Sağlıklı ve dengeli beslenmek. Bu listeyi uzatabiliriz. Bu söylediklerimin hepsinin ortak bir özelliği var. Saydığım her şey sizi stresten uzak tutmak için başka bir şey yapmaya teşvik ediyor. Tabi ki bunlar da bir yol. Faydası yok demiyorum. Sadece stresle başa çıkmak için geçerli bir yol olmayabilir! Saydıklarım aslında akıl, ruh ve beden sağlığımız için, sağlıkla zinde yaş alabilmemiz için günlük rutinler arasında olası eylemler oluyor.
Bu noktadan sonra bambaşka bir şey önereceğim. Belki de zor bir şey! Nedir? Açıklıyorum.
Stresten kurtulmak için hiçbir şey yapmayın. Hiçbir şey yapmamak! Öyle sanıldığı gibi kolay olmayabilir. Çünkü aklımız hep geçmiş ve gelecekte gezinir. Geçmişin hayaletleriyle korkutur. Geleceğin bilinmezliği ile kaygılandırır. İçinde bulunduğumuz ana getirebilmemiz için aklımızı ikna etmemiz gerekiyor. Hayatımızın çoğu aklımızın içinde geçiyor. Bizi strese sokan duygular, düşünceler hepsi aklımızın içinde! Uzmanlar aklımızın içindeki duygu ve düşünceleri topa benzetiyor. Duygu ve düşünceleri durdurmak yerine onlara uzaktan bakmamızı öneriyor. Yargılamadan, sadece bakın!
Hiçbir şey yapmamaya çalışınca bile zihnimize duygular düşünceler gelecektir. Kendimize ulaşmak istiyorsak, duygu ve düşüncelerimizi bir top olarak imgeleyip karşımızda ona odaklanarak sadece dışardan, uzaktan bakmayı denemekte fayda var.
Şu anda etrafımızdaki, elimizdeki teknolojik aletler ile dünyanın her yerine ulaşım sağlayabiliriz değil mi? Peki kendimize? Kendimize ulaşabilmemiz için bunun tam tersini yapmayı öneriyorum. Tüm teknolojik cihazı kapatıp, kendimizle baş başa kalmak!
Stresin sağlığa zararlı olduğu düşüncesi, başlı başına sağlığa zarar vermek için büyük etkendir. Stresin başa çıkılması gereken bir düşman olmadığına inandığımız an işler değişiyor. Elbette strese maruz kalacağız. Bu yaşamımızın bir parası; ama bununla yaşamayı öğreneceğiz. Nasıl mı? Arada duraklayarak! Sessizliğin sesindeki boşlukları yakalayarak. Dünyamız stres altında. Belki bunu değiştirmek mümkün değil ama bakış açımızı değiştirmek mümkün. Sürekli koşuyoruz, yetişmeye yetmeye çalışıyoruz. Bir duralım, derin kocaman bir nefes alalım. O an alabildiğimiz nefese sevinelim, şükredelim. Geçmişin yüklerini ve geleceğin kaygılarını şöyle bir kenara bırakıp sessiz sakin bir düşünelim.
Dilerim senin için faydalı bir yolculuk olmuştur.
Varlığın ve bu haftaki yolculuğumuzda bana eşlik ettiğin için teşekkür ediyorum. Hep var ol! Sağlıcakla kal.