A Milli Bayan Voleybol takımımız büyük bir başarıya daha imza atarak Avrupa Şampiyonu oldu…

Şampiyonluğu hazmedemeyenler var.

Kimisi Ebrar Karakurt üzerinden akıllarınca milli takımı eleştiriyor, kimisi Melissa Vargas’a laf atmaya yelteniyor.

Kimileri milli takımın aldığı reklamı beğenmiyor, kimi hadsizler de milli takım forması üzerinden ahlâk bekçiliğine soyunuyor.

Hazımsızlığı o kadar ileri boyuta taşıdılar ki, Sırpların Srebrenitsa ve Bosna Hersek’te yaptıkları katliamı bile unutup Sırbistan’ın kazanması için dua ettiler ve salavat zinciri oluşturdular.

Gözlerini o kadar kin ve nefret bürümüş ki; şu veya bu ülke değil, Sırpların kazanması için salavat zinciri oluşturuldu… Akla ziyan!

Sıra gelir bilge lider Aliya İzzetbegoviç diye gözyaşı dökerler…

Rahmetli Aliya İzzetbegoviç, sağ olsaydı Sırpların kazanması için dua edenlerin yüzlerine tükürürdü…

Yanlış anlaşılmasın. Konu tabii ki siyasi değil… Bir spor müsabakası…

Eli kanlı katillerin yaptıkları zulümle centilmence mücadele eden Sırp voleybolcuları ilişkilendirmek tabii ki aklımızın ucundan geçmedi, geçmez de…

Sırp voleybolcuları da tebrik ediyoruz, bu kadar başarılı oldukları ve centilmence maç oynadıkları için…

Her fırsatta din ve İslâm nutukları atıp, sıra Türklere gelince her şeyi unuttuklarını hatırlatmak ve yüzlerine vurmak için bu örneği verdim.

Aslında karşı çıktıkları ne Ebrar Karakurt, ne Melissa Vargas, ne de milli takım formasının şeklidir.

Asıl mesele Türk’ün, Türk kadınının başarısını hazmedememeleridir.

Milli takımımızın Avrupa Şampiyonu ve dünyanın bir numarası olmasını sindiremedikleri için akıllarınca bahane bulup ahlâksızca saldırıyorlar.

Kurtuluş Savaşı için “Keşke Yunan kazansaydı” diyenler ile “Sırpların kazanması için dua edip salavat zinciri oluşturanlar” aynı kafadır… Türk’e düşman olan, Türk’ün bağımsızlığını ve başarılarını hazmedemeyen kafalardır…

Özellikle de Türk kadınlarının başarısını istemiyorlar.

Çünkü Türk kadını Avrupa’nın ve dünyanın zirvesine çıktıkça kendi karanlık ve çağdışı fikirlerini uygulama imkânı ellerinden kayıp gidecek.

Evlerine hapsetmek istedikleri kadınların gözleri açılacak ve dünyayı görecekler. İkinci sınıf gördükleri, otur evinde diye susturdukları kadınların ufku açılacak.

O sebeple de ellerinden oyuncakları alınmış çocuklar gibi zırlıyorlar.

İşin özü şudur ki…

İstiklâl Marşı okunurken bile ayağa kalkmayacak kadar milli ruhtan ve Türklükten yoksun olanların…

Avrupa’nın başkentinde Türk Bayrağı çektiren ve İstiklâl Marşı okutan Türk kızlarına ve İstiklâl Marşı okunurken gözyaşı döken Ebrar Karakurt’a laf söylemeye hakkı yoktur.

****

 100 sterlinlik adam!

Yıl: 1917… Yer: Irak…

İngiliz general, koyunlarını otlatan çobanı uzaktan bir müddet izledikten sonra yanına yaklaşır ve “Eğer sürüyü koruyan köpeğini öldürürsen, sana 100 sterlin vereceğim” der.

Uzun zamandır zor şartlarda yaşayan çoban için büyük paradır 100 sterlin…

Ancak köpek de çok kıymetlidir.

Çobanın tek güvendiği, sürüsünü idare eden, her türlü tehlikeye karşı koruyan, hasta olan koyunun başında bile günlerce aç susuz bekleyen bir değerdir köpeği…

Ama teklif edilen para, 100 sterlin…

İyi para!

Çoban, köpeği yakalayıp generalin önünde keser ve alır parayı.

General; “Köpeğin derisini yüzersen, 100 sterlin daha veririm” der.

Çoban bu sefer düşünmeden, yüzer deriyi ve alır parayı.

General; “Köpeği parçalara ayırırsan, 100 sterlin daha” der.

İş raydan çıkmıştır artık.

Ayırır parçalara, alır parayı…

İşi biten general oradan ayrılırken, bu sefer teklif çobandan gelir; “100 sterlin daha verirsen, köpeğin etinden de yerim.”

General cevap verir: “Asla! Benim amacım, değer verdiklerinize karşı yaklaşımınızı öğrenmekti. Sen para için yoldaşın, yardımcın, her şeyin olan köpeği feda ettin. Ben ihtiyacım olan şeyi öğrendim.”

Sonra yanındakilere dönüp; “İnsanlar bu karakterde olduğu müddetçe korkmayın, her şeyi yaptırabilirsiniz” der.

(Alıntıdır)

***

 TEBESSÜM

 Maç

Fanatik taraftar Temel, Dursun’a sorar:

- Maça gitmiyor musun?

- Ne diye gideyim? Oynanan futbol değil ki... Hakemler kötü... Oynanan oyun itiş kakış... Saatlerce gişe önünde, kuyrukta bekle... İçeride kavga gürültü... Çıkışta vasıta bulamıyorsun...

- Ben de senin gibi maça gitmiyorum. Bana da tıpkı senin gibi karım izin vermiyor.

****

 GÜNÜN SÖZÜ

Türklüğü her baş, her omuz, her yürek kaldıramaz.

Kemal Sunal