TOKİ’nin yapmayı planladığı yeni ev ve işyerleri için Cumhuriyet tarihinin en büyük sosyal konut hamlesi diye tanıtım yapılıyor.

İktidara yakın çevreler, konut projesini öve öve bitiremiyor. Dinledikçe herkese bedava konut dağıtılacak hissine kapılıyorsunuz.

Bir o kadar da eleştiren var. TOKİ’nin daha önce başladığı konutları bitiremediği, binlerce kişinin konut beklediği, şu an inşaatı bitmemiş yarım milyondan fazla konut olduğu, dar gelirlerin TOKİ konutlarını almasının imkansızlığı, fiyatların sabit olmadığı, iktidarın seçim yatırımı yaptığı gibi…

Eleştirenlerin de var gücüyle destekleyenlerin de mutlaka haklı oldukları tarafları vardır.

Ancak hiç kimsenin gündeme getirmediği veya bilerek unutturdukları çok önemli başka bir konu var.

İnsanların başını sokabileceği bir ev sahibi olması gerçekten çok güzel, özellikle dar gelirlilerin hayali ama en büyük derdimiz konut mu?

Türkiye yaklaşık 20 yıldır betonlaşma ile kalkınmayı denedi, deniyor. Betonlaşmanın, bina dikmenin dışında yatırım neredeyse yok…

Ülke ekonomisi bu kafayla uçurumun kenarına geldi. Üretim yok, iğneden ipliğe neredeyse her şeyi dışarıdan alıyoruz. Düşünün saman ve tavuk yemini bile ithal ediyoruz.

Her şey ithalata dayalı olduğu için fiyatlar uçmuş, minicik bir yumurta 2 lirayı geçti.

Hayvancılığın merkezi olan, daha doğrusu olması gereken ülkede bir litre süt 20 liraya dayandı.

150 liradan aşağı kıyma yok.

Üç adet yeşil soğanı birleştirip demet yapıyorlar 5 TL’ye satıyorlar; mini bir marul bile 7-8 lira.

Tarlalarımız boş dururken, ayçiçeği yağı ve buğdayı bile savaştaki Ukrayna ve Rusya’dan alıyoruz.

O kadar çaresiz duruma düşürüldük ki, Rusya’dan buğday getirebiliyoruz, buğday için ulaşım koridoru açabildik diye bayram ediyoruz.

Çiftçi imkansızlıktan üretim yapamıyor, sanayici girdi ve enerji fiyatları çok pahalı olduğu için fabrikanın kapısına kilit vuruyor.

Ülkenin durumu bu haldeyken, kenar köşede kalmış üç beş dönüm tarım arazisine de nasıl bina dikeriz telaşındayız.

Ne yazık ki, ülkenin içinde bulunduğu ekonomik krizden çıkmak için hiçbir gayret yok, daha da hazin tarafı yetkili makamda olanların böyle bir niyetleri de yok.

Kırsaldaki çiftçi, mazot, gübre ve işçilik maliyeti çok yüksek diye ekemiyor işsiz; hayvancılık yapanlar yem alamıyor, hayvanlarını sattı, onlar da işsiz. Fabrika işçisi, maliyeti kurtarmadığı için işyeri kapandı, işsiz kaldı.

3 kişilik iş için en az 3 bin kişi başvuruyor.

İstihdamı arttırmak için hiçbir gayret yok. Biz TOKİ konutlarını konuşuyoruz.

Sadece inşaatla, betonlaşma ile yüksek ve lüks binalar dikerek ülke kalkınmış olsaydı Birleşik Arap Emirlikleri, Katar, Suudi Arabistan dünyanın en gelişmiş ülkesi olurdu.

Demek ki, betonlaşma ile bir yere varılamıyor, ekmeden, üretmeden, sanayisiz kalkınma olmuyor.

TOKİ konutlarından önce üretime geçip en azından işsizliği azaltmamız gerekmiyor mu?

*****

Kızılderililer odun topluyor

Amerika’da bir köyde yaşayan ve geleneklerini sürdüren Kızılderililer sonbaharda kabile reislerine sorarlar:

- Büyük Şef! Bu kış havalar nasıl olacak? Kış nasıl geçecek?

Şef kabilesine karşı açık vermemek ve kendini sağlama almak için önlerindeki kışın soğuk geçeceğini ve kabilenin kış için odun toplamasını söyler.

Kızılderili Şefi, birkaç gün sonra da Meteoroloji Dairesine telefon açar ve sorar:

- Önümüzdeki kış nasıl geçecek acaba?

Telefondaki uzman, “Bu kış oldukça soğuk geçecek gibi görünüyor” der.

Bunu duyan şef, hemen kabileye daha çok odun toplamaları konusunda emir verir.

Bir hafta sonra şef, Meteoroloji Dairesini tekrar arar:

- Bu kış gerçekten soğuk mu geçecek?

Uzman cevaplar:

- Kesinlikle soğuk olacak!

Şef yine kabilesine bu kez odun namına ne bulurlarsa toplamalarını söyler.

İki hafta sonra şef, Meteoroloji Dairesini bir kez daha arar:

- Bu kışın çok soğuk geçeceğine kesinlikle emin misiniz?

Uzman cevaplar:

- Kesinlikle... Gelmiş geçmiş en soğuk kış olacak!

Şef yine sorar:

- Peki, nasıl bu kadar emin olabiliyorsunuz?

Uzman tereddütsüz cevaplar:

- Kızılderililer deli gibi odun topluyorlar!

*****

TEBESSÜM

Bilet

Temel otobüse binmiş. Sormuşlar:

- Bilet aldın mı?

- Biletçi sanki bilet almamışım gibi bana manalı manalı baktı…

- Sen ne yaptın?

- Ben de sanki bilet almışım gibi ona manalı manalı baktım.

*****

GÜNÜN SÖZÜ

Delilik, hassas insanların protestosudur.

Victor Hugo