Bir kıyametin başlangıcındayız. Gözlerimiz bağlı bir uçurumun kenarında dolaştırılıyoruz.
Dün gece Kayseri’de başlayan olaylar bugün daha da ağır şekilde Suriye’de devam etti. Sanırım birileri bir yerlerde düğmeye bastı ve sonuçlarını bekliyorlar.
Suriye Devlet Başkanı Esat ile görüşebiliriz açıklaması bölgedeki karmaşanın sürmesini isteyenlerin pek hoşuna gitmedi. Türkiye ve Esat görüşmesi Rusya tarafından da desteklenince karşı cevap bölgede konuşlu askerlerimize, polisimize saldırı olarak geldi.
1.Dünya Savaşı’nın nedeni sömürge edinmek ve Ortadoğu’da var olan enerji kaynaklarından pay almak isteyen Almanya ve buna engel olmak isteyen diğer sömürgeci devletler arasında çıkmış ve sonucunda milyonlarca insanın ölmesine neden olmuştu.
2.Dünya Savaşı da yine güç ve zenginlik için verilen bir savaştı. Savaşın galipleri Dünya’yı aralarında paylaştılar.
Geçen seksen yıl içinde Dünya değişti. Başka başka devletler, başka aktörler çıktı sahneye. Galiplerin cetvellerle çizerek kurdukları devletler değişti. Daha doğrusu kukla hükümetler, kukla kralların birçoğunu oynatan kuklacılar değişti.
Güç dengelerinin, ticaretin yönünün değişmesiyle ellerindeki hükmetme gücünü ve zenginliği kaybetmekten korkanlar emperyalist devletler yeniden paylaşım savaşına başladı.
Ülkelerinden uzakta. Başkalarının çocuklarının kanıyla, başkalarının acılarıyla veriyorlar bu savaşı. Yüz yıl önce paramparça ettiğimiz planlarını yeniden üstelik ana hatlarıyla hiç değiştirmeden uygulamaya koydular.
Üstelik öyle pervasızlar ki açık açık yapıyorlar ne yapıyorlarsa. Örneğin Suriye sınırındaki mayınları temizle diyorlar ve basiretsiz birileri hemen temizliyor. O sınırlardan milyonlarca kaçak ülkemize akıyor. İran sınırındaki mayınları temizletip milyonlarca Afgan kaçağı ülkemize sokuyorlar.
Ermenistan sınırındaki mayınlar temizlendi sizce o sınırdan kimler girecek?
3.Paylaşım savaşının tam ortasındayız. Ortadoğu’da yer alan enerji kaynakları Batıya mı akacak yoksa Doğu’ya mı? Bütün bu karmaşanın, dökülen kanın tek sebebi budur.
Birileri zengin refah içinde yaşasın diye birileri ölüyor bu dünyada.
Kayseri’de gerçekten bir taciz olayı yaşandı mı bilmiyoruz. Olaylar birileri tarafından mı körüklendi bilmiyoruz. Bir kıvılcımın yangına dönmesi için parlamaya hazır bir kitle olması şarttır. Kitle patlamaya hazır değilse değil kıvılcım meşaleyle deneseniz yangını başlatamazsınız.
Karşımızda kendi çıkarını korumaya çalışan sırtlanlar var ve onlar nasıl nerede kıvılcım çakacaklarını iyi biliyorlar. Halkımız sakin olup serin kanlı bir şekilde davranmalı.
Ekonomik sıkıntıdan nefes alamaz hale gelmiş insanların içine, arasına kültürel olarak uyumsuz olan bir kitle girerse gerilim sürekli artar ve önünde sonunda patlamayla sonuçlanır.
Türk halkı sakin ve sabırlı bir halktır. Her şeyi devletin çözmesini bekler. Son noktaya kadar asla yerinden kıpırdamaz ama bir kere ayağa kalkarsa yerine oturması da çok zordur.
Milyonlarca mülteci işgal kuvveti gibi başka bir Avrupa ülkesine aksaydı inanın o ülke insanları ayağa kalkıp bir tane bile mülteci bırakmazdı kendi ülkesinde. Zaten ülkesinde gerçekleşme olasılığı olan sosyal patlamayı da para harcayarak ülke dışında tutuyor.
Orası bizim ülkemiz biliyorsunuz değil mi?
Mülteci sorununda halk ayağa kalkarsa aralarında asla ayrılık olmaz, parti farkı falan kalmaz sağcısı, solcusu bir araya gelir ve olaylar hiç istenmeyen yerlere gider.
Eğer bu yangından, bu savaştan kaçmayı başarırsak sanırım verilen savaşın kazananı biz olacağız.