Geçen hafta, İstanbul'da depremin nasıl kolay unutulduğu ile ilgili birkaç bilgi paylaşmıştım. Bugünlerdeyse şükür ki, İstanbul'da gündemimiz yine deprem. Sebebi ise Prof. Dr. Celal Şengör!

Celal hoca, evinin sağlam zeminde ve dayanıklı olduğunu bilmesine rağmen İstanbul'dan taşınmaya karar vermiş.

Deprem gerçeğini sürekli yüzümüze vuran hocamız, bu sefer çıtayı daha da yükseltmiş ve deprem sonrasındaki yaşanacaklara dair iddialarda bulunmuş.

Celal hoca tüm çıplaklığıyla demiş ki; “Taşınıyorum çünkü depremden sonra İstanbul’un ne hale geleceğini biliyorum. Tabii ki, bütün İstanbul yerle bir olmayacak. Prof. Dr. Mustafa Erdik, 8 bin binanın akordeon gibi olacağını söylüyordu. Bu sayı galiba daha fazla olacak. 60-70 bin bina tamamen çökmese de, yıkılacak. Kurtarma çalışmaları için sokaklara girilemeyecek.

Kente giren çıkan yolların önemli bir bölümü kullanılamaz hale gelecek. Ortaya çıkacak kaos ortamında sağ kalanlar da günlerce belki haftalarca bloke olacak. Kentin elektrik, su, kanalizasyon ve doğalgaz alt yapısı bitecek.

İlk gün her yerde yangınlar olacak. İtfaiye enkaz altında kaldığı için; itfaiyeciler ya enkaz altında olduğundan, ya da enkaz altındaki araçlarına ulaşamadığından bu yangınlara müdahale edilemeyecek.

Kent dışından yardım gelemeyecek.

Bugün deprem bölgelerine giden yardım ve kurtarma ekiplerinin yüzde 60’ı İstanbul’dan gidiyor. İstanbul yıkılınca, İstanbul’a zaten çok az ekip gelebilecek, gelenler de kente giremeyecek.

Yeni havalimanı dolgu zemine yapıldığı için muhtemelen hasar alacak ve bir süre kullanılamaz olacak. Zaten o havalimanını kente bağlayan yolların ne olacağını da bilmiyoruz. Atatürk Havalimanı ise en iyi pisti kırıldığı için ancak yarım hizmet verebilecek.Birkaç gün içinde kentte açlık başlayacak. Yağmalar başlayacak. Bunu salgın hastalıklar takip edecek. Enkazlar uzun süre kaldırılamayacak. Kenti ağır bir koku saracak, nefes alınmaz hale gelecek.”

Korku filmi gibi değil mi? Ama maalesef görünen o ki öyle olacak! Çünkü biz bunu 6 Şubat'ta gördük. O günlerde neler yaşadığımızı, nelere ağladığımızı unutmadık. İstanbul'dan yapılan yardımlar, 11 kentte yıkıma sebep olan depremin yükünü, o kentlerde oldukça azaltmıştı. Yine de aksilikler yaşandı ve bu, insanların canına mal oldu.

2022 sonu verilerine bakılırsa, İstanbul'da 1 milyon 528 bin 782 adet bina ve 17 milyona yakın nüfus var.

7 şiddetindeki bir deprem için bu senaryoyu düşündüğümüzde Celal hocaya hak vermemek mümkün değil! Hatta umalım yıkım, 70 bin bina ile sınırlı kalsın! Sonrası mı? Sonrası tam bir kaos!

Unutmayalım!

İstanbul, depremi yaşayan diğer kentlere bakar hatta doyurur; ama diğer kentler bir İstanbul'u doyuramaz.