Sevgili yolcu, Yaşamımızda gün gelir ikilemde kalırız ve deriz ki ‘İki arada bir derede kaldım.’ Doğru kararlar vermeyi isteriz. Ne kadar istesek de bazen verdiğimiz kararlar doğru karar olmayabilir.
Peki nasıl düşünce hatalarına düşeriz?
Haydi gel seninle bugün bu konu üzerinde beyin fırtınası yapalım.
Gerek kendimde gerekse çevremdeki insanlarda gözlemlediğim düşünce hatalarından ve bunların çözüm önerilerinden bahsedeceğim.
Önünde seçenekler var ve kendi hayatın için en doğru kararı vermek istiyorsun. İster istemez en ince ayrıntısına kadar her kararı düşünüyorsun. Diyorsun ki kendi içinden ‘Ne kadar çok düşünürsem, o kadar çok doğru karar verebilirim.’ Aslında sen bir konu üzerine ne kadar çok düşünürsen o konu üzerinde eyleme geçmen zorlaşıyor. Aşırı düşünme tam tersine insanı boşluğa atıyor ve kararsızlığı artırıyor. Bunun çözümü nedir dersen? Bu duruma sık sık düşen birisiysen, bir yerde düşünmeyi bırakman lazım. Bir hafta bir konuda düşündükten sonra diyeceksin ki ‘Artık bu konuda hangi hissim var? Hangi sezgim var?’ Sonra bu noktadan sonra eyleme geçmen gerekiyor. Bir hafta yerine, bir iki ay o konu üzerinde düşündüğün zaman kararsızlığın artacak ve karar verme oranın yüzde kırklara otuzlara kadar düşecek hatta vazgeçeceksin. Aşırı düşünme, insanı eylemsizliğe iter. Kendini bu tuzağa düşürme.
Bir düşünce hatası da ‘karar yorgunluğu’. İrade ve karar verme yorgunluğu hep aynı depodan enerji harcıyor. Son zamanlarda çok fazla karar vermişsen, bu kararların büyük kararlar olmasına gerek yok. İş ile ilgili, ev ile ilgili, bir gezi ile ilgili, bir doktor seçimi ile ilgili, böyle minik kararlar da seni karar verme yorgunu yapabilir. Böyle durumlarda kendin için büyük kararlarda doğru kararı vermen zorlaşabilir ve en senin için zarar vermeyici olan en konforlu ama girişime de kapalı olan noktaya yönelebilirsin. Eğer karar yorgunluğu yaşıyorsan biraz ara verip, bir iki hafta ara verip, sakinleşip sonrasında o konuya dönmen çok daha mantıklı kararlar vermeni sağlayacaktır.
Bir diğer düşünce hatası da ‘aşırı bilgi yüklemesidir’. Biraz önce bahsettiğim aşırı düşünmeye çok benziyor. Bir konuda karar vermek için o konuda yazılmış, konuşulmuş, çekilmiş her şeyi okuyorsun, izliyorsun, dinliyorsun böyle bir noktada düşünüyorsun ki ‘Ne kadar çok bilgiye sahip olursam, o kadar doğru karar veririm.’ Bu da tam tersi bir etki sağlıyor insanda. Ne kadar çok okursan ne kadar çok bilirsen ne kadar çok araştırırsan o kadar çok aslında kararsız kalıyorsun. Çünkü böyle bir durumu düşününce her kararın artısı eksisi ortaya çıkıyor. O mu bu mu şu mu derken bir bakmışsın ki aylar ayları kovalıyor. Böyle bir durumda yine belli bir miktar bilgiyi edindikten sonra ‘Ben neyi istiyorum?’ ‘Kendimi hangi alana yatkın buluyorum?’ ‘Hangisini düşündüğüm zaman kalbim heyecanlanıyor?’ bu noktada ilerlemek daha sağlıklı olacaktır. Eğer bir süreçte durmazsan aşırı bilgi yüklemesinden yine sonuç kararsızlık ile sonuçlanabilir.
Ayrıca ne kadar az seçeneğin varsa, karar vermen de o kadar kolay olacaktır senin için.
Bu haftaki yolculuğumuzda bana eşlik ettiğin için ve varlığın için teşekkür ediyorum. Hep var ol! Haydi kal sağlıcakla.