Daha düne kadar "dost ve müttefik" dediğimiz ülkeler bugün Türkiye karşıtı oldular. Gelişmeleri değerlendirdiğimizde dostluğun ve müttefikliğin, çıkar ilişkileri gündeme geldiğinde buharlaştığını görüyoruz.
En yakınımızdaki Amerika ve Rusya bizim "terörist" dediğimiz PYD/YPG'yi koruma altına aldı. Bizi tehdit eden bu unsurlar yanı başımızda devlet kurmanın temellerini atıyor.
Suriye'de ABD'den sonra Rusya da tıpkı ABD gibi Türkiye'nin terör örgütü ilan ettiği PKK uzantısı PYD-YPG ile ittifak kurmuş durumda. Rusya Hatay sınırındaki Afrin'de PYD-YPG teröristlerine eğitim vermek için üs bile kurmuş bulunuyor..
Türkiye bu gelişmeden son derece endişeli. Afrin'e konuşlanan Rus birliğinin komutanı Tümgeneral Andrey Volkov ise, "Türkiye sınırına yakın bölgede yer alan şehirde Rus bayrağının göndere çekilmesi bizim Suriye yönetimine destek veren kuvvet olarak bölgede güvenliğin garantörü olduğumuzu gösteriyor. Yerel halk Kürtlerle de temas halinde Suriye sınırının güvenliğini sağlayacağız" dedi.
Rus komutanın "güvenliği sağlayacağız" dediği Suriye sınırından ise Türkiye'ye ateş açıldı. Saldırıda bir askerimiz şehit oldu. Son olarak Halep'teki Nevruz kutlamalarına katılan Rus askerleri, PKK'nın Suriye kolu YPG'nin flamaları ile objektiflere poz verdi.
Bölgedeki Rus askerlerinin komutanı olan Tümgeneral Andrey Volkov da kutlamalar sırasında koluna YPG arması taktı.
ABD'den Rusya'ya Almanya'dan Norveç'e kadar Haçlı dünyasının tüm aktörleri Türkiye'ye karşı harekete geçti. Bu dünya çeşitli yollarla Türkiye'yi hedef alıyor.
Gelişmeler ülkemizin topyekûn bir saldırı altında olduğunu gösteriyor. ABD Başkanı Donald Trump sekiz ülkeden ABD'ye yapılan uçuşlarda yolcuların, boyutu cep telefonundan büyük elektronik cihazları yanlarına almalarını yasakladı.
Yasaklı ülkeler arasında Türkiye de buluyor. Listedeki diğer ülkeler Kahire (Mısır), Amman (Ürdün), Kazablanka (Fas), Doha (Katar), Riyad ve Cidde (Suudi Arabistan), Abu Dabi ve Dubai (Birleşik Arap Emirlikleri) ve Kuveyt buluyor. ABD'nin başlattığı kısıtlamayı Avrupa ülkeleri de hayata geçirmeye başladı. İlk adım İngiltere'den geldi.
Avrupa'da son zamanlarda tırmanışa geçen Türkiye karşıtlığının başını çeken ülkelerden olan Almanya'nın ise Türkiye'ye bir süredir silah ambargosu uyguladığı ortaya çıktı. Almanya, Türkiye'ye son 5 ay içinde 11 kez silah gönderimine onay vermedi.
Aynı Almanya bugüne kadar PKK terör örgütüne kapılarını açmış, onları korumuş ve kollamıştı. Bugün de değişen bir şey göremiyoruz.
Almanya Ekonomi Bakanlığı'nın muhalefet milletvekillerinin soru önergesine verdiği cevaba göre Alman Hükümeti, Kasım 2016'dan bu yana 11 kez Türkiye'ye silah sevkiyatına onay vermedi. Alman basınında çıkan habere göre ambargoya skandal bir gerekçe gösterildi.
Buna göre, Almanya silahların sevkiyatına Türk hükümetinin bu silahları Türkiye içerisinde baskı unsuru olarak kullanmasından endişe ettiği için izin vermedi. Almanya'nın silah ambargosu uyguladığı Türkiye ile NATO müttefiki olması ve aynı zamandan İncirlik Üssü'nü kullanması dikkat çekiyor.
FETÖ terör örgütü ile mücadelede de ne Amerika'yı, ne Rusya'yı ne de diğer Avrupa ülkelerini yanımızda göremiyoruz. Tam aksine Amerika FETÖ terör örgütü lideri Gülen'in iadesine yanaşmıyor. İpe un seriyor. AB ülkeleri de Gülen'in terörist olmadığını iddia ediyorlar.
Türkiye karşıtı adımlar atan ülkeler arasına Norveç de dahil oldu. NATO'da görevli dört Türk subayı ile bir askeri ataşenin 15 Temmuz darbe girişiminden sonra Norveç'e yaptıkları sığınma başvuruları Norveç Göçmen Dairesi tarafından kabul edildi. Karar ile birlikte sığınmacı subaylar Norveç'te oturma ve çalışma hakkı kazanmış oldular.
FETÖ mensupları Almanya başta olmak üzere Türkiye'nin NATO'da birlikte olduğu diğer ülkelere de sığınma başvurusu yapmıştı. Almanya'daki NATO üslerinde görev yapan yaklaşık 40 Türk askeri personel de Almanya'ya iltica başvurusunda bulunmuştu.
Almanya İçişleri Bakanı Tomas de Maiziere, Türkiye'nin askerlerin iade edilmesi çağrısını reddetmişti. Yine aynı şekilde Yunanistan 15 Temmuz'dan hemen sonra helikopterle kendilerine sığınan 8 darbeciyi Türkiye'ye iade etmiyor.
Türkiye karşıtı adımlardan biri de kısa bir süre önce 26 Mart'ta yapılacak seçimlere müdahale edildiği iddiasıyla Ankara büyükelçisini çeken Bulgaristan'dan geldi. Bulgarlar aynı zamanda Türkiye vatandaşı olan soydaşlarımızın oy kullanmasını engellemek için çağdışı bir yönteme başvurdu. Bulgaristan bayrakları taşıyan yaklaşık 100 kişilik grup, Kapıkule Sınır Kapısı karşısındaki Kapitan Andreevo Sınır Kapısı çıkışındaki yolu otomobil lastikleri ve zincirlerle kapattı.
Kuzey Irak'ta Barzani gelişen olayları fırsat bilerek Kerkük üzerindeki baskını artırmaya başladı. Kerkük'e Kürt bayrakları dikildi.
Özetleyecek olursak etrafımız iyice sarılmış durumda. Dostumuz ve güvenebileceğimiz bir ülke kalmadı. Her ülke kendi çıkarları doğrultusunda hareket ediyor. Bizim her zaman yinelediğimiz "Türk'ün Türk'ten başka dostu yoktur" sözünün doğruluğunu bugünlerde daha iyi görebilmekteyiz.