Adliyelerdeki icra dosyası sayılarının artması sık sık haberlere konu oluyor.

Son habere göre 1 Ocak 2023 ile 18 Ağustos 2023 tarihleri arasında icra dairelerine gelen dosya sayısı geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 59 artarak 8 milyon 947 bin oldu. Önceki yıllarda açılan ve halen devam eden icra dosya sayısının da 21 milyon 783 bin olduğu belirtildi.

Bu bilgiye göre her dört kişiden biri icralık… 18 yaşından küçük gençler çıkarıldığında ülkenin yarısı icralık demektir…

İcra dosyalarındaki artış sık sık gündeme gelmesine rağmen mahkemelerdeki dosya sayısı ile ilgili çok fazla haber olmuyor. Mahkemelerin yoğunluğu biliniyor ancak yeni açılan dava sayısı hakkında çok bilgi yok.

İcra dosyalarındaki artış ekonomik sıkıntılarla açıklanabilir. Ancak mahkeme dosyalarındaki artış sadece ekonomik gerekçelerle açıklanamaz.

Toplumda uzlaşma kültürü ortadan kalktı. Hoşgörü ve saygı neredeyse kalmadı. En küçük olayda bile insanlar kavga ediyor, konuyu mahkemeye taşıyor.

Komşu komşunun tavuğuna kış dedi diye neredeyse davalık oluyorlar.

Sadece komşular değil, akrabalar arasındaki davalar da çok arttı. Eskiden akrabalar arasında miras ve mal konusunu konuşmak ayıp sayılırdı, şimdi eski bir kilim için bile mahkemeyi aşındırıyorlar.

Kamu kurumlarının yanlış uygulamaları ve toplumun yapısına aykırı çıkarılan kanunlar sebebiyle uyuşmazlıklar daha da artıyor.

Kamu kurumlarında siyasi ayrımcılık had safhaya ulaştı. Bu sebeple idare mahkemelerinin iş yükü her geçen gün artıyor.

Son zamanlarda çıkarılan bazı kanunları uygulama imkânı neredeyse yok.

En son konut kiralarına yapılacak zam yüzde 25 ile sınırlandırıldı.

Ev sahibi kiracı uyuşmazlıkları zirve yaptı. Kanun yüzde 25 ile sınırlandırdığı için kiracılar daha fazla zam yapmak istemiyor. Enflasyon almış başını gitmiş, ev sahipleri de haklı olarak yüzde 25 zamla yetinmiyor.

Her gün basında ev sahibi kiracı kavgası haberleri yer alıyor. Son bir yılda kira anlaşmazlığı sebebiyle kaç cinayet işlendiği bilinmiyor.

İstediği kirayı alamayan ev sahipleri, kiracısını evden çıkarmaya çalışıyor. Kiracısını çıkaramayınca daha çok zam istiyor. Her şartta konu yine mahkemeye taşınıyor.

Sadece İstanbul’da değil, Türkiye’nin her köşesinde ev sahibi kiracı anlaşmazlıkları yaşanıyor.

Bu sebeple özellikle sulh hukuk mahkemelerinde aşırı yığılma oldu. Sulh hukuk mahkemeleri adeta tıkandı. Özellikle İstanbul’da neredeyse bir yıl sonrasına duruşma günü veriliyor.

Her gün yeni mahkemeler kuruluyor ama yine de mahkemelerin iş yükü azalmıyor. Yetmiyor aynı mahkemeye iki hakîm atanıyor, yine yoğunluk bitmiyor.

Saygı ve hoşgörüyü hakim kılmalı, en azından basit sorunları kendi aramızda çözebilmeliyiz. Her şey mahkemeye taşına hastalığından kurtulmamız lazım…

****

 Kayadaki hazine

Bir zamanlar bir mahallede yolun orta yerinde kocaman bir kaya dururmuş. Gelip geçenleri rahatsız edermiş. O mahallede oturanlardan biri “Bu kayayı buradan kaldırıp insanları rahatlatacağım” demiş ve eline balyozunu alarak kayaya darbeler indirmeye başlamış.

Kayaya doksan dokuz darbe indirdiği halde kaya kırılmamış. Adam yorulunca dinlenmek üzere oturmuş. O sırada oradan geçmekte olan biri adama; “Ver birkaç darbe de ben vurayım” diyerek elinden balyozu almış.

Bir darbe indirmiş ki kaya parçalanmış. Kayanın içinden altın dolu bir küp çıkmış. Son darbeyi indiren adam “Kaya benim darbemle parçalandı. Bu küpün içindekiler tamamen bana aittir” demiş.

İlk darbeleri vuran adam ise “Benim de bu hazinede payım var” diye itiraz etmiş.

Sonunda mahkemeye gitmişler. Kadı olayı dinledikten sonra “Bu hazinenin yüzde doksan dokuzu, kayaya doksan dokuz darbe indiren ilk şahsa aittir, yüzde biri de son darbeyi indiren şahsa aittir” demiş.

Son darbeyi indiren şahıs “Ama kayayı ben kırdım, ben olmasam kırılmayacaktı” deyince hâkim ona “Diğer şahıs doksan dokuz darbe vurmasaydı o kaya senin bir darbenle kırılacak mıydı?” diye sormuş ve hükmünü vermiş.

***

 TEBESSÜM

  Maaş

Eskiden kadıların maaşı olmazmış. Davasına baktıkları kişilerden aldıkları ücretle geçinirlermiş.

Bir gün kadının birisini, ahalisi gayet sakin, kavga etmeyen bir yere tayin etmişler. Aradan uzun zaman geçmiş, kadıya hiç dava gelmemiş. Para bakımından sıkıntıya düşmüş. Mübaşiri çağırmış, yoldan geçen iki kişiyi zorla mahkemeye aldırtmış.

Adamlardan birine sormuş:

- Senin şu adamdan bir şikâyetin var mı?

- Hayır yok.

Diğerine sormuş:

- Ya senin?

- Ne münasebet Kadı Efendi, benim de yok.

- O halde şimdi bir karar yazıyorum. Belki ilerde lâzım olur. Verin bakalım kararı harcı onar kuruş!

****

 GÜNÜN SÖZÜ

 Ahlâkın olmadığı yerde kanun bir şey yapamaz.

Napoleon