Deprem’in ilk gününden itibaren, bilim, önlem, kader, alınyazısı gibi kavramlar arasında gelip gidiyoruz. Kimi tevekkül, kimi tedbir, diyor.

Tevekkül, Allah’a güvenmeyi, O’nun hükmünün yerine geleciğine kesin olarak inanmayı gerektirir. Aması var. Aması, tedbir yanı önlem almak koşuluyla.

Tevekkül, kader, alınyazısı, nedenlerini ortadan kaldırmaya çaba harcamadan “Allah'ın dediği olur." diyerek kenara çekilmek değil.

Öyle olsaydı, Hz. Peygamber, devesini salıvererek Allah'a tevekkül ettiğini söyleyen bedeviye "Onu bağla da öyle tevekkül et,” demezdi.

İnsan önce, gerekli önlemleri almakla yükümlü. Yüce Allah, doğal afet riskini hesaplamayı, zemin, malzeme ve inşa teknikleri başta olmak üzere gerekli tüm iş ve işlemleri kurallara göre yerine getirmeyi buyurur. 

İslâm, alınması gereken tedbirleri aldıktan sonra, tevekkül ister.

Hz. Ömer’e ilişkin bir kıssa anlatırlar: Medine'de boşta birilerine "Siz necisiniz?" diye sorar. Onlar da: "Biz mütevekkilleriz", derler. Hz. Ömer: "Hayır, siz mütevekkil değil, müteekkil (yiyici)lersiniz. Siz yalancısınız, tohumumu yere atıp sonra tevekkül edene mütevekkil denir," diye karşılık verir.

Tevekkül ya da kadere inanmak, tembel tembel oturmak, her şeyden el etek çekmek değildir. Gerçek mütevekkil, çalışmadan kazanamayacağını, ekmeden biçemeyeceğini, amelsiz cennete girilemeyeceğini bilir.

Bir ata sözümüz var: “Tedbirde kusur eden takdire bahane bulur,” sözünden ne anlıyoruz?

İşlerinize başlamadan önce gereken önlemleri almalısınız. Bu da kusur ederseniz, sonuçlarını şanssızlığınıza, kaderinize yüklemeniz yanlıştır. Suçlu aramadan önce, önleminizi noksansız alınız.

Atalarımızın bir sözü daha var: “Balık ağa girdikten sonra aklı başına gelir,”

Yerim elverse, Aşık Veysel’in şu dörtlüğünü tahlil etmek isterdim:

Tedbir-i Hudâ lemyezel

Takdirini bozar imiş

Cümlesin levhi mahfuza

Her ne vardır yazar imiş

Bir deyimimiz var. “Derler ki felek Mustafa’ya yar olmadı. Bu deyim bir Karacaoğlan şiirinde de geçiyor:

“Karac’oğlan der ki sözün bilmişi

Tedbirle görülür dünyanın işi

Ne etsin neylesin âlemde kişi

Felek Mustafa’ya yâr olmayınca…”

Eskiden beri tartışır dururlar: Tedbir, takdiri bozar mı?” Din adamı değilim. Ama anlayabildiğim kadarıyla Müslüman’ın tedbirinizi alıp, aklını kullanarak yaptığı her iş önlemdir.  Siz tedbirinizi alınız, takdirini Allah’a bırakınız.

Mehmet Akif Ersoy tevekkül sığınışında bir yanlışlıktan söz ediyor:

“Çalış” dedikçe Şeriat, çalışmadın, durdun,

Onun hesabına birçok hurafe uydurdun!

Sonunda bir de “tevekkül” sokuşturup araya,

Zavallı dini çevirdin onunla maskaraya!

Anadolu insanı deve yerine eşeği örnek gösterir ve der ki, “Eşeğini sağlam bağla, sonra Allah'a ısmarla.” Öte yandan eşek bile bir düştüğü yere bir daha düşmez, diyenler, insan için de “Akıl insan içindir. İnsan önce aklını kullanarak işlerinin iyi yürümesi için tedbir almalı, sonra da tevekkül etmeli, yani o konuda yüce Allah`a güvenmelidir.”