Hani “Sağ ellin verdiğini, sol el görmemeli” diye bir sözümüz var. Ne güzeldir Ata sözümüz: “İyilik yap denize at, balık bilmezse Halık (yaratan) bilir.”
Cemil Meriç, şöyle yazmıştı: “İyilik eden mükâfat beklediği an tefecidir.” Şeyh Edebali’nin “İyiliğe iyilik her kişinin, kötülüğe iyilik er kişinin, iyiliğe kötülük ise şer kişinin işidir,” sözün deki hikmet de budur. Ne güzel sözdür: “Ne verirsen elinle o gider seninle.”
Evet, yaşadığı sürece yoksula, yetime, yolda kalmışa, öğrenciye yardım eden, onları doyurup giydiren, barındıran, yolunu açan, gözeten, koruyan kimselerin armağanı, öbür dünya için sevap, bu dünya için huzur olacaktı.
İnsan, hayatı boyunca ihtiyaç sahiplerine ve toplum yararına çalışanlara destek olmalıydı. İnsanoğlu için kalıcı olan, bir hadis-i şerifin öğretisiydi: “Bir insanın gerçek zenginliği, onun bu dünyada yaptığı iyiliklerdir.”
İyilik etmek için maddi gücünüz olmayabilir, Eliniz, ayağınız tutmayabilir. Ama bir tatlı sözünüz, bir tatlı tebessümünüz, bir sevecen bakışınız da mı yoktu, diye sorabilirsiniz.
Efendim, bunalımlarla darlanırken, bu iyilik muhabbeti nereden çıktı?
Notlarımın arasında, 5 Mart 2000’de İzzet Baysal’ın vefat ettiğini okudum.
İzzet Baysal’ın altın öğütlerini merak edip araştırmıştım, sizinle paylaşmak istedim:
“Düşünmeye vakit ayır, düşünce güç için kaynaktır.
Eğlenmeye vakit ayır, eğlence gençliğin sırrıdır.
Okumaya vakit ayır, okuma bilginin pınarıdır.
Duaya vakit ayır, dua güç anlarda direnmenin desteğidir.
Sevmeye vakit ayır, sevme yaşamı tatlı kılan şeydir.
Anlaşmaya vakit ayır, anlaşma yaşama güzel bir tat verir.
Gülmeye vakit ayır, gülme ruhun güzelliğidir.
Vermeye vakit ayır, verme günün aydınlığıdır.
İşini iyi yapmaya vakit ayır, iyi işi kişiyi saygın yapar.
Teşekküre vakit ayır, teşekkür yaşam pastasının kremasıdır.”
İzzet Baysal, 1907 yılında Bolu’da doğdu. İlk ve orta öğrenimini Bolu’da, yüksek öğrenimini İstanbul Güzel Sanatlar Akademisi’nde Mimar olarak tamamladı.
İş hayatına devlet memuru olarak başladı. 1949 yılında Temper Döküm Fabrikası’nı kurdu. Türkiye’de döküm sanayisinin gelişmesinde öncü rolü oynadı.
"En büyük eserimdir" dediği İzzet Baysal Vakfı’nı, vergisi ödenmiş kazançlarından tahsis ederek 1987 yılında kurdu.
İzzet Baysal’ın yaptırdığı hayırlar, köy sağlık evlerinden tam teşekküllü hastanelere, camilerden huzurevlerine, kreşlerden üniversiteye kadar uzandı.
Baysalların yaptırdığı kreşe giren bir çocuk; ilk, orta, üniversite hatta doktora seviyesine kadar vakfın eserlerinde eğitim görebilir, yaşlılıkta huzurevinde kalabilirdi.
1994 yılında Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel tarafından "TC Devlet Üstün Hizmet Madalyası" ile onurlandırıldı. Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi, ODTÜ, Mimar Sinan Üniversitesi, Hacettepe Üniversitesi ve Anadolu Üniversitesi senatoları "Eğitimde Onursal Doktora" payesi vermişti. TBMM 2006 Yılında İzzet Baysal Vakfına TBMM Üstün Hizmet Ödülü vermişti.
Bolulular, İzzet Baysal’a "Bolu’nun Babası" unvanını vermişti. Şehrin en işlek caddesine "İzzet Baysal Caddesi" ayrıca Bolu ve Gerede’de birer mahalleye "İzzet Baysal Mahallesi" ismi verilmişti. Kentin en merkezi yerine ve Üniversite kampüsüne sağlığında heykeli dikilmişti.
İzzet Baysal 5 Mart 2000 tarihinde İstanbul’da hayata gözlerini kapattı. Bakanlar Kurulu kararı ile kampüsteki anıtmezarına, çok sevdiği üniversite gençliğinin ve halkımızın kalbine defnedildi.