“Kadın-erkek ilişkileri bitmiş kardeşim, bu gidişle evlilik zor, yalnızlık gibisi yok…” cümleleri tanıdık mı? Bu cümleleri kurmuyorsak dahi yakın çevremizden oldukça sık duyuyoruz. Evli olanlar evliliği tavsiye etmiyor, bekarlar evlenmek istiyor, duygusal ilişki için partner arayışında olup, uygun adayı bulamayanlar ise insanlar çok bozulmuş diyerek sorumluluğu kendisinden atıyor.
Neden yürütemiyorum? ya da Neden hep aynı şeyleri yaşıyorum? sorusunu kişi kendine yönelttiği anda farkındalık başlıyor ancak alışmışız devamını getirmemeye… Bu soruyu kendimize sorup yine kaldığımız yerden devam ediyoruz ve böylece döngüyü de devam ettiriyoruz. İletişim teknolojileri çağındayız. Bilgi kirliliği çok fazla bazısı eski sevgiliyi döndürme ritüellerinin peşinde giderken, bazısı dişil enerjimde mi sorun var diye düşünüyor. Bazısı yuvayı dişi kuş yapar, ne olursa olsun kocanı elinde tut diyerek insanın erdemli yapısını unutup, Freud’un id kavramı çerçevesinde önerilerde bulunuyor.
İNSANI ASIL GÜDÜLEYEN ŞEY BAŞARILI BİR İLETİŞİMDİR
Hiç kimse de demiyor ki her şeyin bir formülü, bilimi var da insan ilişkilerinin bir formülü yok mu?
Tabii ki var. Ancak insanı ve insan ilişkilerini anlayan bilim dallarında dişil enerjiyi arttırma veya sevgilinin ağzını dilini bağlama ritüelleri yok. Öncelikle kendini sorgulama var, gerçeklerle yüzleşme ve hataları kabullenme var. Bu yüzden de bu işin bilimsel yanını tercih etmek pek kolay olmuyor sevgili okurlarım.
Birey kendi aile kökeninde yer alan çözülmemiş çatışmalarını, yeniden yaşamasına fırsat sağlayacak kişilerle evlenmeye yatkındır. Aile içerisinde çözümlenmemiş çatışmalar bireyde iç ruhsal problemlere dönüşür. Bu da kendini ikili ilişkilerde daha kolay açığa çıkarır. Bu sebeple partnerinizin ailesiyle olan ilişkileri, size büyük ipuçları verecektir.
ANLATSANA NEDEN BEN?
Evet gerçekten anlatsanıza neden O? Nedir onu size cazibeli kılan? Mesleği, fiziksel özellikleri, maddi olanakları, iyiliği ya da size iyi hissettirmesi mi? Yoksa sizi sahiplenmesi ve ilgi göstermesi mi? Tüm bu yapı içerisindeki gizlenen bencilliğinizin ne kadar farkındasınız peki? Yaz tatili için çıktığınız yolda aniden kar tatili yapmaya karar verir miydiniz? Peki valizinizdekiler bu kararınız için ne derdi?
Ne istediğinizi bilmek kadar neyi istemediğinizi bilmek de oldukça önemlidir. Hatta istemediklerinizi belirlemek, partnerinizi seçmenizde gerçekleri görmeniz açısından yol gösterecektir. Ancak burada en önemli anahtar davranış “görmezden gelmemek”tir. Geçmişinizle bağlantınız, partneriniz aracılığıyla geleceğe dönüşmemelidir.
Eğer ilişkiniz geçmişinize bir köprü oluyorsa burada düzelmesi gereken ilişkiniz değil geçmişinizin onarımıdır.
Mutsuzluğunuzu yapay nesnelerle gölgelemeyin. Partneriniz ya da eşiniz sizin hayal ettiğiniz yaşama ulaşmak için birer nesne değildir… Gerçeklerden kaçan ve kendiyle ilgili sorumluluk almak istemeyenlerin sözüdür “yok kanka bu kez de olmadı!”.