Bizler Anadolu’nun en ücra köşelerinden çıkıp, bulunduğumuz yerlerde çoban ateşi yakan alçak gönüllü kimselerdik. Dağdan dağa, kentten, ilçeden ilçeye yaktığımız ateşlerle birbirimizi ısıtıp, aydınlattık.

İşte onlardan biri benden iki yaş büyük olsa da, Söke’de Abdülkadir Güler olmuştu.  Bir birimizi göremesek bile varlığımızı bilmek, hissetmek, güç ve moral kaynağımızdı. Bizler kadim dostlardık.

Abdülkadir Güler’in şu dizelerini özüyle müsemma, diyebiliriz. Bizatihi kendi niteliklerini başkaları için öğütlüyor:

“İnsanlarla barışık zeytin dalı gibi ol

Hanende eli açık yiğit malı gibi ol

Namert eli değmemiş, kinden garezden uzak

Harama bulaşmamış Anzer balı gibi ol!”

Abdülkadir Güler’in ailesi, Diyarbakırlıydı. 1 Ocak 1946’da Mardin’in Kızıltepe  ilçesinde doğdu. İlk ve ortaokulu Kızıltepe’de okudu. 1964’de Diyarbakır Erkek İlk Öğretmen Okulu’nu bitirdi. Daha sonra Diyarbakır Eğitim Enstitüsü Türkçe Bölümü’nden mezun oldu. Yurdun birçok il ve ilçesinde Türkçe öğretmenliği ve idarecilik yaptı.

Tanışıklığımız Kızıltepe’deki öğretmen ve yöneticilik günlerinde başlamıştı. Aynı dergilere yazıyor, sayfa komşuluğu yapıyorduk.

1985’de Söke’ye tayin olmuştu. On yıla yakın zaman Millî Eğitim Şube Müdürü olarak görev yaptı. Daha sonra Ordu ili Çamaş İlçe Millî Eğitim Müdürlüğüne Şube Müdürü olarak atandı. Aynı yıl bu görevde iken emekliye ayrıldı. Tekrar Söke’ye dönüp yerleşti.

Sökenin yakın tarihi ile ilgili araştırmalar yaptı. Atatürk’ün Söke’ye gelişi ile ilgili bilinmeyenleri aydınlattı. Söke ovası destanıy ünlendi.

Abdülkadir Güler, 1962’den itibaren şiir, folklor ve deneme gibi çeşitli türlerdeki yazılarıyla Anadolu basınında, sanat ve kültür dergilerinde sık sık göründü. İlk şiirleri Diyarbakır Mücadele gazetesinde Sonraki yıllarda belli başlı dergilerde yazıları okuyucuyla buluştu. Özellikle folklor, araştırma, incelmeme ve şiir dallarındaki ödüller, bir birini izledi. Şiir ve kültürel yazılarından dolayı yüzün üzerinde plaket, onur ve teşekkür belgeleri aldı.

Şiir kitapları arasında Dicle Köprüsü, Harran’da Atatürk Çiçeği, Bir Başka Türkü, Bahar Düşü, Yaz Güneşi Bengisu adlı eserlerini hatırlıyorum. Sökeli Şairler ve Yazarlar, Yerli ve Yabancı Gözü ile Yunus Emre gibi deneme kitapları var. İnceleme ve araştırma kitapları arasında şunları sayabiliriz:  

Başka hazırladığı kitaplardan, araştırmalardan bir film şeridi sıralayabiliriz: Konularına Göre Manilerimiz, Çamaş Notları, Mardin Folkloru Gelenekler-Görenekler, Sökeli Bir Güzel Adam-Ahmet Güçsav, Aydın(lı) Yazar Mahmut Özay, Çanakale İçinde Aynalı Çarşı, Hayatı ve Eserleriyle Umurlu’dan Mustafa Kemal Yılmaz, Aydın’a Gönül Veren Şairlerimiz, 12. Uluslararası Hazar Şiir Akşamları, Aydın ve Yöresinde Söylenen Yöresel Fıkralar (Bildiri), Kuşadası Şiir ve Öykü Günleri (Sanat ve Turizm konulu bildiri, Türk Halk Edebiyatımızda Mâniler ve Konularına göre Yansımaları. Abdülkadir Güler’in hayatı, sanatı ve eserlerini inceleyen tez hazırlandı.

Anadolu'nun birçok kent ve ilçelerinde yapılan Şiir ve Kitap Günlerine katıldı. Öğrendiklerini sanatçı dostlarıyla paylaştı. Bilir ve inanır ki, güzellikler paylaştıkça çoğalırlar.

Abdülkadir Güler’in 60. Sanat Yılı münasebetiyle yayınladığı “Sanat ve Edebiyat Dünyasında 60 Yıl Nasıl Geçti?” adlı kitabının "Neler Yazdılar” bölümünde ondan söz eden yazar ve dergilerden alıntılar yapmış. Diyor ki, “Cümlesine minnettarım. Bir vefa borcu bağlamında çoğunun adını ve benim için yazdıklarına yer verdim, bu saygıdeğer insanları anmadan geçemedim.”

50. yılını da dostları, öğrencileri ile kutlamıştı. “Hatta bu konuda "Sanat ve Edebiyat Dünyasında "Ellli Yıl Böyle Geçti” adını taşıyan bir kitap yayınlamıştı. Umuyorum ki 60. Sanat yılı içinde güzel ve anlamlı bir tören yapılır.

Sanat ve Edebiyat Dünyasında Altmış Yıl Nasıl Geçti, Özetle, Abdülkadir Güler’in altmış yıldır yürüdüğü gül dikenli yolun öyküsünü içeriyor.