İnsan evriminin biyolojik tarafını araştırabilir, öğrenebilir, kabul veya reddedebilirsiniz. Ortaya konmuş bir teori, bilimsel kanıtlar, teorideki açıklar, inançlar perspektifi gibi birçok faktöre göre farklı yorumlanabilen biyolojik evrimi bir tarafa bırakırsak, diğer tarafta çoğumuzun hemfikir olacağını düşündüğüm farklı bir evrim yaşanıyor.

Teknolojinin gelişmesi ile birlikte hayatımıza etki etmeye başlayan yapay araçlar ve yazılımlar, sadece hayatımızı değil, insani yetilerimizi de en az evrim kadar (belki de daha fazla) etkiliyor. Evrim süreci artık doğanın insana müdahalesinin yanında, insanın kendisine ve doğaya etkilerini de kapsar bir hal aldı. Ne demek mi istiyorum? İrdeliyoruz.

En basit teknolojik ürünlerden biri olan gözlüğü ele alalım. Bugün tüm gözlüklerin yok olması durumunda kaç milyon kişinin ciddi görme problemleri yaşayacağını düşünün. Yahut bir grup insanın saat kullanmasının yasaklandığını ve modern hayata entegre kalmaya çalıştıklarını hayal edin. Bilgisayar, akıllı telefon, yazılımlar veya mobil uygulamalar dünyasına girmeden, henüz en ilkel icatlardan birkaçını hayatımızdan çıkardığımızda dahi yetkinliklerimizi ciddi oranda kaybedebileceğimizin farkında mısınız? Şimdi bu durumu bir ofis ortamına taşıyalım ve neler olacak izleyelim.

Çağımızda aktif olarak çalışan bir beyaz yakalı ofis çalışanını ele alalım. Günümüzün tüm teknolojik imkanlarına sahip olsun ancak seçmece birkaç küçük şeyi elinden alalım. Bilgisayar ve akıllı telefon gibi araçlara erişimi olsun fakat Office programlarını kullanmasını yasaklayalım. Bir mühendisin autocad, bir tasarımcının photoshop veya illüstratör, bir yayıncının video editör olmadan iş görmeye çalıştığını düşünün. Bunu kendi mesleğiniz ve yaşantınız için de düşündüğünüzde ciddi sorunlar ve yetkinlik kaybı yaşandığını fark edebilirsiniz. Silahsız asker, kramponsuz futbolcu, röntgensiz ortopedist… Örnekler çoğaltılabilir. İnsanoğlunun gücünü artık sadece biyolojik ve psikolojik varlığından ibaret sayamayacağımız, güç çarpanının insanın sahip olduğu araç ve bilgilerle birlikte değerlendirilmesi gerektiği bir dönemdeyiz. Bu döneme adım adım geldik ve teknolojinin ilerlemesi ile birlikte adımlarımız hızlanıyor. Şimdi ise, insanoğluna belki de bugüne kadarki en büyük adımlarından birini attıracak olan, yepyeni ve muazzam bir teknoloji ile karşı karşıyayız: Yapay zeka!

“Oğlumu yapay zeka ile tanıştırdım” isimli yazımda da aktarmaya çalıştığım gibi; yeni teknolojileri kuşanan insanların muazzam farklar yaratacakları, adapte olamayanların ise büyük zorluklar yaşayacakları bir eşikteyiz. Sadece gözlüğü ve saati elinden alınan insanın modern dünyada yaşaması muhtemel sorunları düşündüğümüzde, hemen her yeni şeyin üzerine inşa edileceği ve mevcutların ilişkilendirileceği yapay zeka evrenine yabancılaşan insanın biçareliğini tahayyül edebilmek zor değil. Buna blockchain veya quantum bilgisayar gibi diğer köklü değişkenleri de ekleyerek senaryoyu mutsuz sona daha da yatkınlaştırabilirsiniz.

Ben ve benim gibi düşünenler, böyle devrim niteliğindeki keşiflerle birlikte tüm sistemlerin yeniden ele alınmasını ve gerekli adaptasyonların daha yolun başındayken gerçekleştirilebilmesi için adımlar atılmasını bekleriz. Ne gibi mi? Devletin ilgili mekanizmalarının devreye girerek eğitim, finans, hukuk vb. tüm kamusal alanlarda gerekli ön hazırlıkları yapmasını… Üniversitelerin bu konulara eğilerek bilimsel çalışmalar yürütmesini ve yayınlar oluşturmasını… Fakat bizim gibi ülkelerde maalesef işler öyle yürümez. Yaşayarak öğreniriz ve çözüm üretmekte gecikiriz. Teknolojik donanımlara sahip olan ve olmayan insanların arasında olduğu gibi, devletler ile toplumlar arasındaki fark da gitgide açılır. Bir tarafta çağı inşa etmiş devletler ve toplumlar, bir tarafta çağa uyum sağlamış devletler ve toplumlar, bir diğer tarafta ise çağa ayak uyduramayarak geri kalmış devletler ve toplumlar kalır. Bilin bakalım biz hangi tarafta kalırız?

Yeni nesil mesleklerin hiçbiri yapay zekadan bağımsız olmayacaklar ve mevcut tüm meslekler bu teknolojilerle birleşerek bambaşka haller alacaklar. Kişisel gelişiminiz için yapay zeka ile adapte olmanın bir zaruret olduğunu ve bunu kendi çabalarınızla gerçekleştirmek zorunda kalabileceğinizi aklınızdan çıkarmayın. Çünkü, görünen o ki eğitim sistemimiz T cetveli ile mühendis yetiştirmeye devam edecek. Yazık…