Bir önceki yazımda Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) 2024 mart ayında açıkladığı “İstatistiklerle Kadın / 2023” verilerine değinmiş ve kadınların iş gücüne katılım oranlarının toplamda %35, yükseköğretim mezunu kadınlarda ise %68,8 olduğunu iletmiştim.
Bu ifadelerin aynı zamanda “kadınların %65’i iş gücüne katılmıyor” ve “kadınların %31,2’si yükseköğretim eğitimi aldığı halde çalışmıyor” ifadelerini de barındırdığını söyleyerek, toplumun işsizlik üzerine yaptığı tartışmaların yanlış yerlere odaklandığını belirtmiştim. “Bir sorunun doğru tespit edilememesi durumunda o soruna çözüm getirilemeyeceğini” ifade etmiş ve “çalışma hayatında yapılacak birkaç düzenlemeyle kısmi iyileşme sağlanarak yapısal reformlara fırsat penceresi oluşturabilmek için zaman kazanılması mümkün olabilir” iddiasında bulunmuştum. Bu yazıda ise bir durum tespitinde bulunacak ve bahsettiğim birkaç düzenleme konusunu irdeleyeceğiz.
Tüm toplumsal rollerden ve adaletsizliklerden müstesna olarak, doğuran, bebek bakan, çocuk büyüten, her gün okula gönderip karşılayan, ev işlerini yüklenen kadınların çalışma hayatına katılabilmesi için önceliğin esnek çalışma olduğunu düşünüyorum. Esnek çalışma büyük bir başlık ve altında uzaktan çalışma, çağrı üzerine çalışma, serbest (freelance) çalışma, çevik çalışma, esnaf modeli, proje bazlı çalışma gibi birçok alt başlık barındırıyor. Bu yazıda değinmek istediğim ise kısmi yani parttime çalışma.
Ülkemiz çalışma mevzuatında:
a- Çalışmalar saatlik olarak hesaplanır. Örneğin aylık çalışma süresi 225 saattir veya haftada 45 saati aşan çalışmalar mesai olarak kabul edilir.
b- SGK bildirimleri hesabında gün dikkate alınır ve bir günlük bildirim 7,5 saat olarak kabul edilir. Örneğin 3 günde toplam 17 saatlik bir çalışma yaptıysanız 17 saatlik sigorta bildirimi yapamazsınız. Ya 15 saat (2 gün) ya da 22,5 saatlik (3 gün) bildirimde bulunmanız gerekir.
c- Çalışma süreleri haftalık olarak hesaplanır. Örneğin haftada 45 saat çalışan hafta tatilini hak eder veya haftada 45 saati aşan çalışmalar mesai olarak kabul edilir.
d- Maaş ödemeleri, SGK bildirimleri ve bazı yasal gereksinimler hesabında aylık süre dikkate alınır. Örneğin deneme süresi 2 aydır, aylık çalışma süresi 225 saattir, yıllık kıdem tazminatı hakkedişi bir aylık brüt maaş tutarına denk gelir vb.
e- Bazı hesaplamalarda yıllık süre dikkate alınır. Örneğin yıllık mesai süresi 270 saati aşamaz, bir yılını tamamlayan personel kıdem tazminatı hakkeder vb.
Özetle; saatlik çalışmayı, haftalık hesaplayıp, günlük bildirip, aylık ödeyip, yıllık takip ediyoruz. Külliyen saçmalık! Bu da günde 4 saatlik bir çalışma için ya 7,5 saatlik sigorta ödenmesi ya da hiç sigorta yapılmaması anlamına geliyor. Genellikle ikinci seçenek ağır basıyor. Bu durum kısmi yani parttime çalışmanın bizzat mevzuat engeline takılmasına neden oluyor, dolayısıyla parttime çalışma gelişemiyor ve kayıt dışı cazip hale geliyor.
Çocuklu bir kadını, haftada sadece 3-4 defa yarım gün okula giden bir üniversite öğrencisini, maddi imkansızlıklar nedeniyle akşamları veya hafta sonu çalışmak isteyen bir emekçiyi, yapabileceği işlerde çalışmak isteyen bir emekliyi, özetle hemen her kesimi iş gücüne katabilmenin yolu, işverenlerin kendi şartlarına uygun işlere personel temin edebilmesinin ve insanların kendi şartlarına uygun işler arasından seçim yapabilmesinin önünü açmaktır. Bunun en etkin yollarından biri de parttime çalışmanın cazip hale getirilerek yaygınlaştırılmasıdır.