Devrim’in tasarımı, üretimi ve sonu (!)

1961’de Cumhurbaşkanı Orgeneral Cemal Gürsel, çeşitli şirketlerde çalışan 24 mühendise, tamamen Türkiye’de tasarlanmış ve üretilmiş bir otomobil üretmesini emretti. 29 Ekim 1961’deki Cumhuriyet Bayramı kutlamalarında gösterilecekti. Eskişehir’deki atölyede 130 günlük aceleci işten sonra, daha sonra TÜLOMSAŞ fabrikasını oluşturacak mühendisler, otomobilin dört prototipini yapmayı başardılar. Biri siyah, diğerleri krem rengindeydi. Otomobil Devrim olarak adlandırıldı.

Program son derece sıkıydı; Bununla birlikte, ikisi krem diğer ikisi siyah renkli dört araba tamamlanabildi. Otomobiller, sigortalı ve güvenli bir şekilde, Cumhuriyet Bayramı kutlamaları için, Ankara’ya gönderildi. Hatta, siyah otomobilin cilası Ankara giderken, trenindeyken yapıldı. Kömürle çalışan lokomotifin bacasından çıkacak kıvılcımların yaratacağı güvenlik tehdidi sebebiyle, araçlara sadece manevra yapabilecek kadar benzin konmuştu. Motor performansını artırmak için, sıkıştırma oranı artırıldığından, motorları motor vuruntusu olmadan çalıştırmak için, yüksek oktanlı benzin gerekiyordu. Yüksek oktanlı benzin, o zamanlar sadece Ankara’da mevcuttu. Kutlamalar gününde, Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel tören için yakıt ikmali yapılmadan önce, siyah araca bindi. Yaklaşık yüz metre ilerledikten sonra araç durdu. Sonra Başkan siyah arabadan indi ve arkada (daha önce benzini doldurulmuş olan) krem renkli arabaya bindi ve onunla Anıtkabir’e gitti. İki araba daha sonra törensel koşuları sorunsuz tamamladı. Ertesi gün gazete manşetleri: “Devrim 100 metre gitti ve durdu” şeklinde yazılmıştı ve araba uzun yıllar alay konusu oldu. Oysa, tören sırasında Devrim otomobiline benzin koymayan dış merkezli karanlık güçler, daha sonraki yıllar, hemen kendi ürettikleri otomobilleri satışa sundular… Devrim ile ilgili pek çok kitap yazıldı, film ve belgeseller çekildi…

İzmir İktisat Kongresi kararları ve Cumhuriyet Devrimleri hamlesi olan milli sanayi atılımlarının bir kıvılcımı olan, Eti ve Sümerbank ışığı; ağır sanayi, tank, madencilik, şeker fabrikaları, tekstil, traktör ve uçak sanayinden sonra, Milli Otomobil Sanayi’nin ilk adımı olan Devrim Otomobili tasarım, üretim ve yapımını düşünen, planlayan, karar veren ve uygulayan ve emeği geçen herkese teşekkür borçluyuz…

Devrim otomobili proje atılımına ışık kaynağı olan bir başka kişi ise; M. BEHİÇ ERKİN hakkında kısa bilgi vermek istiyorum. Mustafa Kemal Paşa’yı Eskişehir’de evinde konuk eden ve Milli Mücadelede ön saflarda savaşan bir başka Eskişehirli kişi olan YEŞİL EFENDİ Konağını ve Yeşil Efendi hakkında daha geniş bilgi edinmeniz ve Atatürk’ün Eskişehir hakkındaki bilgi ve belgeleri görmek istiyorsanız, bu konağı mutlaka ziyaret ediniz. Yılmaz Büyükerşen Mumya Müzesini de görmeyi unutmayınız. Bu müzede özellikle, Atatürk ve ailesinin mumyaları dikkat çekmektedir…

Atatürk’ün şu veciz sözü ve Onuncu Yıl Marşı’na da giren; “Demir ağlarla ördük bu yurdu, bir baştan başa…”  ve daha sonra ise; “Demir Ağlar” kitabı yazarı, çok değerli arkadaşım, şair-ressam Ümit Sarıaslan’ın araştırmasına esin kaynak olan,

“Demiryollarının Babası: M. Behiç Erkin” kimdir?

Mehmet Behiç Erkin: (5 Nisan 1876, İstanbul - 11 Kasım 1961, İstanbul), Türk düşünür, bilge, asker, siyasetçi, diplomat.

Çanakkale Harbi bittikten sonra müttefikimiz Almanların savaşın kazanılması payından dolayı Alman Devleti’nin en önemli nişanı olan Demir Haç Madalyası’nın en üst mertebesi olan 1. Dereceden Demir Haç Madalyası ile onurlandırdıkları iki komutandan biri. Diğeri ise Mustafa Kemal Paşa.

Gerek Çanakkale Harbi’nin Savunma Seferberlik Planı’nı hazırlayan, gerekse de Ordu Dairesi Reisi yapıldığı için hazırladığı savunma seferberlik planını başarı ile uygulayarak savaşın kazanılmasında cephe gerisindeki sevkiyatları kusursuz olarak yöneterek gerek Osmanlı’nın iki madalya ile, gerekse de Almanların iki madalya ile kahraman ilan ettikleri komutan.

Türk Kurtuluş Savaşı’nın Mustafa Kemal tarafından: “Siz sevkiyatlarda başarılı olun ki, ben cephelerde başarılı olayım” diyerek, tüm İstiklal Harbi cephe sevkiyatlarını güvenerek emanet ettiği ve tarihte Mustafa Kemal’in yakın arkadaşı olarak bilinen bir komutandır. Kurtuluş Savaşı sonrasında gerek İstiklal Madalyası, gerekse de TBMM Özel Takdirnamesi ile onurlandırılan Kurtuluş Savaşı kahramanı.

Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları’nın kurucusu ve ilk genel müdürü (1920-1926) olan Erkin, “Demiryollarının Babası” olarak anılır.

TBMM’de II. (Ara Seçim) ve III. (22 Kasım 1928 tarihinde istifa etmiştir) dönem İstanbul, VII. dönem Çankırı milletvekilliği ile 1926-1928 yılları arasında Nâfıa Vekili (bugünkü bayındırlık bakanı) olarak görev yaptı. Bakanlığı sırasında İcra Vekilleri Heyeti’nin bir azası olarak “Millî Emniyet Hizmetleri Teşkilâtı” (Milli İstihbarat Teşkilatı-MİT) hem fikir babalığını yapan, hem de kurucu sıfatı taşıyan imzalardan birinin sahibi. 1926 yılında Cumhuriyetin ilk emekli sandığını teşkil eden “İmalat-ı Harbiye Teâvün ve Sigorta Sandığı”nı kurdu.

Atatürk’ün en yakın ve en eski (1907’den itibaren) çalışma arkadaşlarındandır ve özel mektuplarla düşüncelerini en açık surette paylaştığı, ülke ve dünya meseleleri üzerinde fikir alışverişinde bulunduğu sayılı kişilerden biridir. Osmanlı İmparatorluğu’nda demiryolları hakkında bir eser yazan ilk ve tek Müslüman Türk’tür.

M. Behiç Erkin; II. Dünya Savaşı sırasında Paris Büyükelçiliği esnasında, binlerce Yahudi’yi Nazi soykırımından kurtarmasıyla da tanınmaktadır… Eskişehir Tren Garı yakınında bulunan Tülomsaş Fabrikası Müzesinde, Devrim Otomobilini ve “Demiryollarının Babası Mehmet Behiç Erkin” bölümünü görmenizi öneriyorum…

 

Devamı yarın…