Balat Gezi Rotası
Özel Fener Rum Erkek Lisesi (Kırmızı Mektep)
Kırmızı Lise veya Kırmızı Mektep olarak da bilinen Özel Fener Rum Erkek Lisesi, bilinenin aksine bir kilise değil özel bir lisedir. İlk görüşte bir kiliseye benzetebileceğiniz bu lise, görkemli yapısı ve eşsiz mimarisiyle tüm manzaraya hakim bir noktada bulunuyor. Sancaktar Yokuşu’nu çıktıktan sonra karşınıza çıkacak olan bu yapının tarihi ise, üzerindeki kitabeye göre 1881 yılına kadar uzanıyor. Fener Rum Patrikhanesi ile karıştırılabilen Kırmızı Mektep, Haliç’ten bile görülebiliyor. Tüm görkemiyle şehri yukarıdan selamlayan yapı, ilk kurulduğu yıllarda 500’den fazla öğrencinin eğitim gördüğü bir yer iken, günümüzde bu sayının 50’lerde olduğu söyleniyor.
Marsilya’dan getirilmiş kırmızı tuğlalar ile inşa edilmiş olan lisenin içerisini ancak özel izinle gezebiliyorsunuz. Dış mimarisiyle de kendisini sevdiren yapının bulunduğu yerden, güzel fotoğraflar kareleri de çekebilirsiniz.
Fener Rum Ortodoks Patrikhanesi
Ortodoks dünyasının merkezi olan Fener Rum Patrikhanesi, çok detaylı süslemeye ve mimari bir yapıya sahip olmasa da, dünya çapında 250 milyon Rum’un inanç üssü olmasıyla oldukça ünlü. Hz. İsa’nın havarilerinden olan Aziz Andrea tarafından 4. yüzyılda kurulmuş olan Patrikhanenin içerisinde kütüphane ve Aya Yorgi Kilisesi de bulunuyor. Özellikle kilisesi ile ziyaretçilerin dikkatini çeken Patrikhane, Fener Balat’ta gezilecek en önemli yerler arasında. Patrikhane, kapısıyla da oldukça ünlü tarihi bir yapı. Sebebi ise, Osmanlı döneminde patriğin Osmanlı devletine ihanet ettiği anlaşılmış ve bu yapının orta kapısının önünde idam edilmiş. Bu orta kapı o günden beri kapalı. Hatta Kin Kapısı olarak da bazı kaynaklarda geçiyor. Sadrazam Ali Paşa ve İncebel Sokağı arasında yer alan Fener Rum Patrikhanesi’deki kilise içerisinde günümüzde azizlerin kemiklerini ve tabutlarını görebilir, altın varaklarla süslü duvarlara göz atabilirsiniz.
İstanbul’un Eyüp-Balat semtinde konumlanıyor. Fener Balat gezi rotasının en önemli tarihi eseri olan Ortodoks Patrikhanesi, tarihsel açıdan çok önemli bir yer. Bu yazıda Fener Rum Patrikhanesi’nin tarihi hakkında bilgi vermek için biraz uzun bir yolculuğa çıkacağız. Roma İmparatorluğu’ndan ve erken Hristiyanlık döneminden bahsederek, patrikhanenin neden bu kadar önemli olduğunu vurgulayacağız.
Fener Rum Ortodoks Patrikhanesi, aşağıdaki resimden göreceğiniz üzere birden fazla yapıdan oluşuyor. İçinde gezilecek en önemli tarihi eser ise, patrikhanenin kalbindeki Aya Yorgi Kilisesi. İlerleyen satırlarda Aya Yorgi Kilisesi’nin altın renkli eserlerini paylaşacağım. Ancak biraz sabredip giriş kısmını da okursanız, patrikhane hakkında derinlemesine bilgi edinebilirsiniz.
Patrikhane Tarihi
Hristiyanlık öğretisi, Hz. İsa‘nın ardından havarileri tarafından yayılmaya devam etti. Havariler, Antik Çağ‘da dünyanın merkezi olan Akdeniz kıyılarında Hristiyanlığı yaymak için gayret sarf ettiler. Aziz Petrus ve Aziz Paul, Antik Çağ’ın en önemli kenti olan Roma‘ya kadar gittiler. Bu sebeple, Roma, Hristiyanlar için her zaman önemli bir şehir olagelmiştir. Bunun yanında Antik Çağ‘ın kültürel merkezleri olan İskenderiye, Kudüs, Antakya, İstanbul gibi şehirler de Hristiyanlığın önemli merkezleriydi.
Roma İmparatorluğu içinde varlık gösteren Hristiyanlar, yaklaşık 300 yıl boyunca zulme uğradılar. Kapadokya‘da olduğu gibi, derin vadilere veya sarp kayalıklara kiliseler ve manastırlar inşa eden Hristiyanlar, sert uygulamalara rağmen varlıklarını sürdürmeyi başardılar.
Hristiyanlık öğretisinin önlenemez yükselişini fark eden ilk Roma İmparatoru, Konstantin oldu. İmparator Konstantin, bu yeni ve güçlü inanışı, çöküşte olan Roma İmparatorluğu’nu birleştirecek bir itici güç olarak kullanmak istedi. Hristiyanlığı kabul ettiğinde ilk olarak, güçlü bir örgütlenme kurmak istedi. Bu amaçla da Birinci İznik Konsili‘ni topladı. Bu konsilde Roma, Konstantinopolis (İstanbul), Antioch (Antakya), Jerusalem (Kudüs) ve Alexandria (İskenderiye) beş önemli Hristiyanlık merkezi olarak kabul edildi.
Devamı haftaya…