Nesimi Çimen’den söz edeceğim. Madımak olayında can verdiğinde altmış iki yaşındaydı. Aradan otuz yıl geçti. Bu menfur olayda çoğu hayatlarının baharında 37 kişi yok olmuştu. Yazarlarımız, şairlerimiz, ozanlarımız da vardı. Onlar hayatta olsaydı kim bilir ne eserler vereceklerdi. Ne güzel çiçekler hatta çiçeklerin çiçekleri açacaktı.
Elimizde olmadan kendimizi bir ajite sarmalına teslim ediyoruz. Bu duygudan uzaklaşıp, asıl konuma döneyim.
Nesimi Çimen 1931 yılında Adana’nın Saimbeyli ilçisinin Fatmakuyu Köyü’nde doğdu. On yaşındayken ailesiyle birlikte Kayseri’nin Sarız kasabasına bağlı İncemağara Köyü’ne göçtü.
O yıllarda Sarız’ın köyleri, Sivas, Tunceli, K.Maraş gibi illerimizden göç alan, birçok Alevi-Bektaşi ozan ve yerel sanatçının yaşadığı, şelpe tekniği çalınan ırızva, yani curanın kullanıldığı bir ilçeydi.
Çevrenin etkisiyle. Nesimi on üç – on dört yaşında cura çalmaya başladı. Yetenekliydi. Belleği kuvvetliydi. Daha çocuk denilebilecek bir yaşta, ustalığa ulaşmıştı.
İleride kendi adı ile anılacak bir şelpe düzeninin sahibi olacaktı.
Öte yandan hayatını kazanması gerekliydi. Köy ağasının yanında maraba olarak çalışmaya başladı. Başladı ya, Ağanın kızı Dilber’e de abayı yaktı.
Birlikte kaçmaktan başka çareleri kalmayınca, Sarız’dan kaçıp, Elbistan’ın Sevdili Köyü’nde soluğu aldılar.
Elbistan Nesimi'nin kısa ince hayat yolunda bir kilometre taşıydı. Sanatının olgunluğa yüz çevirdiği günleri burada yaşadı.
Burada Mücrimî, Hasretî, Melulî gibi değerli ozanların şiirleri, dünya görüşleri ile tanıştı. Eserleriyle hemhal oldu. Onlardan etkilendi. Ancak bazı durumlar iyi gitmemeye başlamıştı:
Bozuldu dünyanın lezzeti tadı
Gel göçelim gönül gidelim burdan
Sevginin saygının kalmadı adı
Gel göçelim gönül gidelim burdan
Gerçeğe değer yok soytarı gözde
Ahlaklar bozuldu rezalet dizde
Edep haya kalktı kalmadı yüzde
Gel göçelim gönül gidelim burdan
Arifler azaldı kalmadı kâmil
Hani sohbet ehli nerde ehl-i dil
Her ne arar isen bir güruh cahil
Gel göçelim gönül gidelim burdan
Bari sen idrak et gerçekte düşün
Dününden beter geliyor her günün
Burda yeri kalmadı Nesimi’nin
Gel göçelim gönül gidelim burdan
Ailesi ile birlikte Elbistan’dan Kadirli Kozan arasındaki Faydalı Köyü’ne yerleşti. Bir süre tarlalarda çapacılık yaptı. Dayısından kalaycılık ve bakırcılık öğrendi. Onunla birlikte köy köy dolaşıp kalaycılık yaptı. 1953-1956 yılları asker ocağında geçti. Terhis olunca, Kadirli’ye yerleşti. Geçim sıkıntısı içindeydi. Almanya’ya işçi olarak gitmeye çabaladı. Ancak, sağlık engelini bir türlü geçemedi.
1959’da oğlu Mazlum doğdu. Mazlum, ileride hem hayrül halef hem ülkemizin önemli sanatçılarından biri olacaktı.
Nesimî Çimen bir gün Kadirli’de Yaşaɾ Kemal ile tanıştı. İstanbul’a gitti. Yaşar Kemal’i bilmek için Türkiye İşçe Partisine gitti. Ne yatacak bir yeri, ne parası vardı. Orada yatıp kalkmasına izin verdiler. Memlekette ailesi meraklar içinde ve yolunu gözlüyordu. Ancak imkânı yoktu. Duygularını dizelere, ve curasına döktü:
İşittim feryadını, kırıldı belim
Gelmek mümkün değil, bağışla beni
Didindim, çırpındım, kapalı yolum
Gelmek mümkün değil, bağışla beni.
Hıçkırığın yaktı beni bitirdi
Özümden ruhumu aldı götürdü
Yüzünü görseydim bana yeterdi
Gelmek mümkün değil, bağışla beni.
Orda olsaydım silerdim gözyaşını
Döşüme alırdım güzel başını
Gelseydim öperdim toprak taşını
Gelmek mümkün değil, bağışla beni.
Izdırabın çoktur, büyük acın var
Senden uzak kaldım, yanıyorum yar
Gelirdim kuş gibi uçsaydım eğer
Gelmek mümkün değil, bağışla beni.
İsterdim ben o an orda olmayı
Silerdim gözünden akan damlayı
Çok arz ettim azmeyledim gelmeyi
Gelmek mümkün değil, bağışla beni.
Bilirim ki orda yıkıldın kaldın
Tek teselliyi göz yaşlarından aldın
Yaktın bu sinemi ateşe saldın
Gelmek mümkün değil, bağışla beni.
Nesimi kalbinde saklıyor seni
Sensiz dünya zindan, nidem cihanı
Gelmek için de satardım ben beni
Gelmek mümkün değil, bağışla beni…
YARINKİ YAZIMDA YAŞAR KEMAL’İN NESİMİ ÇİMEN’İN ELİNDEN TUTUŞUNU VE İÇİMİZDE DİNMEYEN SIZIYA DOĞRU YOLCULUK YAPACAĞIM.