Santorini’de mutlaka yapılması gerekenler
Santorini diğer Yunan adaları ile karşılaştırıldığında daha az gezilecek görülecek noktaya sahip. Bu durum Santorini’ye kısa süre ayıranlar için avantaj aslında. Tüm adayı keşfetmek için dolu dolu 2 gün yeterli.
Santorini’yi hakkını vererek keşfetmek için Hem Oia hem de Fira bölgesini gün batımında ziyaret etmek, muhteşem ada manzarasını fotoğraflamak gerekli. Fira, gece hayatı açısından adanın en canlı noktası. Eğlenceyle aranız varsa bu bölgeyi es geçmeyin. Yerel kafe ve restoranlarda oturup frappe ve deniz ürünleri deneyin, Yunan salatası söyleyin.
Santorini’ye nasıl gidilir?
Uçak ve feribot kombinasyonu ile adaya ulaşmak isteyenler, Marmaris-Rodos arası 1 saatlik feribot yolculuğu sonrası, Rodos-Santorini arasında uçak bileti alabilir. Havayoluyla Yunanistan‘ın başkenti Atina’ya gidip, buradan Santorini’ye uçmak da mümkün.
Adaya yapılan cruise gemi turları ise, diğer bir alternatif. İstanbul, Bodrum, Kuşadası gibi noktalardan başlayan turlarla Santorini’ye gidilebiliyor. Bu tarz gemi gezileri ile Schengen vizesi gerekmeden ziyaretler yapılabiliyor. Limandan teleferik veya eşeklerle ada merkezine ulaşmak mümkün. Ada içerisinde ise araç ya da ATV kiralayarak ulaşım sağlanıyor.
Santorini’ye ne zaman gidilir?
Santorini’yi ziyaret için en uygun dönem mayıs-haziran ile eylül-ekim ayları arası. Bu dönem daha az kalabalık oluyor. Temmuz-ağustos ayları ise en yüksek dönem. Bu dönemde otel bulmak zorlaşıyor. Yunanistan, Türk vatandaşlarından vize istiyor.
Santorini’de nerede kalınır?
Santorini, Yunan Adaları arasında yaz sezonunda en yüksek otel fiyatlarının görüldüğü birkaç yerden biri. Bu güzel adada konaklamalı bir tatil düşünüyorsanız mümkün olan en erken zamanda rezervasyon yaptırmanız şart. Ada merkezinde deniz manzaralı butik oteller bir hayli pahalı. Otele fazla bütçe ayırmadan konaklamak isterseniz Karterados bölgesinde uygun fiyatlı oteller var. Santorini otelleri için şu linke bakabilirsiniz.
Santorini hakkında kısa bilgi
Santorini ve Mykonos, Yunanistan’ın Kiklad ada grubunda yer alıyor. Atina’dan kolayca ulaşılan bu adalara Antik Yunan coğrafyacıları tarafından Kiklad denmesinin sebebi, tüm bu adaların kutsal Delos Adası’nın etrafında varsayımsal bir daire (kyklos) oluşturdukları düşüncesi. Efsaneye göre adalar, devler arasındaki bir savaşın ardında kalan parçaları temsil ediyor. Gerçekte, deprem ve volkanik patlamalar gibi dev jeolojik olaylar sonucu ortaya çıkan bu adaların tamamında turizm çok yaygın.
200’den fazla ada ve adacıktan meydana gelen Kiklad Adaları topluluğunda en bilinen adalar: Amorgos, Anafe, Andros, Antiparos, Delos, Eschate, İos, Kea, Kimolos, Kythnos, Milos, Mykonos, Naxos, Paros, Folegandros, Serifos, Sifnos, Sikinos,Syros, Tenos ve Santorini. Bu adalardan en büyüğü Naxos. Kiklad Adalar Grubu’nun başkenti Emoupolis, ve Siros Adası’nda mola vermenin zamanı geldi mi?
Komşumuz Santorini Adası, eğlenceli ve romantik bir balayı tatil geçirmek isteyenler yanında, yeme-içme-eğlence üçlüsüne düşkün tatilcileri de kendine çekiyor. Kristal berraklığından denizi, güneç ve kum düşkünü olanların da listesine alması gereken bir ada. Görülmeye değer…
DİPNOT: Gemimiz; 21,30’da Santorini Adası’ndan ayrıldı ve ertesi gün sabah saat:6.00’da, Atina’ya 67 km uzaklıkta bulunan, Doğu Attika Şehri LAVRİON Limanı’na demir attı. Kendilerini gezi süresinde hiç göremediğimiz Türk rehberlerin, extra tur yolcularına odaklanması sonucu, Atina Akrapolis Şehir Turuna katılamadık. Gidebilenlerin gemiye binmesinin ardından; Mykonos Adası’na doğru yol aldık ve saat: 18.00’de, Ege Denizi’nde bir turizm cenneti olan, bir şirin ada; MYKONOS gezimiz başladı…
Devamı haftaya…