Öneri

Doğru yapılandırılmış bir alt işverenlik ilişkisi inşa edebilmek için; alt işverenliğe dair mevzuatın yeterince anlaşılması, kapsamlı sektörel analizler yapılması, tesisin yapısal olarak tanınması, doğru alt işveren seçimi, alt işverenlik sözleşmelerinin uzmanlıkla hazırlanması, iş tanımlarının mevzuata uygun şekilde tasnif edilmesi, iş akışlarının yeniden yapılandırılması, gerekli fiziki alanların bölümlenmesi, alt işveren denetim mekanizması oluşturulması ve buna benzer onlarca farklı yeteneğe gereksinim vardır. Bu yeteneklerin kurum içerisindeki tek bir kişide toplanmasını beklemek, hele ki bunu bir orta veya alt kademe profesyonelinden beklemek muhtemelen abesle iştigal etmektir. Çünkü alt işverenlik ilişkisi sadece bir iş ilişkisi değildir ve hukuki, ticari, yönetsel birçok farklı yönü vardır. Ciddi araştırma, planlama ve tecrübe gerektirir.

Alt işverenlik ilişkisi metaforik anlamda evlilik ilişkisine benzer. Sadece sözleşmenin iki tarafını değil, (çocuklar, aileler, akrabalar gibi) çok sayıda tarafı direkt yahut endirekt biçimde etkiler. Sağlıklı bir evlilik için birçok farklı iç ve dış unsurun bir araya gelmesi gerekir. Tek başına aşk yetmez, sabır, vefa, karşılıklı yardımlaşma gibi sayısız gereksinim mevcuttur. Tarafların müteselsil (birlikte) sorumlulukları vardır ve biri kredi ile borçlanmak istediğinde diğerinin de rızası aranır. Tek sorumluluk sözleşmenin taraflarına karşı da değildir, aksine bu ilişkiden etkilenen tüm taraflara karşıdır. Evlilik bir gün bitebilir ancak sözleşmenin sona ermesi bağlayıcılığını sona erdirmez. Çocukların bakımı, nafaka gibi zaman aşımından müstesna yükümlülükler hayat boyu devam eder.

Alt işveren, asıl işveren adına işçi çalıştırır, vergi öder ve çeşitli şekillerde borçlanır. Asıl işverenin sahalarında, asıl işverene ait makinelerle ve asıl işverenin ekibiyle iş birliği içinde çalışır. Müteselsil sorumluluk ilkesi gereği bir asıl işveren, alt işverenin o ilişkiden doğan tüm faaliyetlerinden sorumludur. Bu sorumluluk alt işvereni birçok alanda asıl işverenin imza sirküleri sahibi gibi bir konuma yerleştirir. Alt işverenlik ilişkisine mevzuat ve uygulama yönünden hâkim olduğuna inanılan tek bir profesyonelin kurum içerisinde var olduğuna inanılmıyorsa (ki bu inanç %100’e yakın bir oranda yanlıştır), bir alt işverenlik ilişkisi kurulmadan önce etraflıca araştırmalar yapılmalı ve birçok farklı alanda danışmanlıklar alınmalıdır. Bunlar yapılmadan başlatılan alt işverenlik ilişkilerinin tamamına yakınında asıl iş ve yardımcı iş ayrımlarının doğru şekilde yorumlanmadığı ve sağlıklı bir alt işverenlik kurulamadığı tecrübe ile sabittir.

Asıl iş ve yardımcı iş ayrımının doğru yorumlanmaması, mevzuatın “alt işverene devir edilemez” dediği asıl işlerin alt işverene devir edilmesine neden olacaktır. Bu durumda ise alt işverenlik sözleşmesi muvazaalı ve butlandır. Yani aldatıcı ve yok hükmündedir. Olası bir denetimde alt işverenlik sözleşmesinin muvazaalı olduğuna karar verilecek, idari para cezaları uygulanacak, alt işverenlik ilişkisi derhal sonlandırılacak, müteselsil (birlikte) sorumluluk ilkesi devreye girecek ve tüm alt işveren çalışanları ilk işe giriş tarihinden itibaren asıl işverenin işçisi sayılacaktır. Bu durum iş akışını, planlamayı, bütçeyi, çalışma barışını ve daha birçok şeyi tehdit edebilecek kadar önemli bir olumsuz gelişmedir ve ciddi zararlara neden olmadan çözülmesi neredeyse imkânsızdır. Bu nedenle konu en başından ele alınarak asıl iş ve yardımcı iş tanımları yapılmalı ve alt işverenlik ilişkisinin sağlıklı temeller üzerine inşa edildiğinden emin olunmalıdır.