Şemsi Belli, ağabey olarak benimsediklerim meslek büyüğümdü. Çıkardığı gazetelere ufak tefek katkılarım olmuştu.  Ankara’da yayınladığı günlük Memleket gazetesinde tefrika roman bile yazmıştım.

Ağguvan. İnsanları, türküleri ile sevdiğim yurt köşelerinden biri. Şemsi Belli, 1925 yılında Malatya ilinin Arguvan ilçesine bağlı Kızıluşağı Köyü'nde (yeni ismiyle Yenisu köyü) dünyaya geldi. Niçin değiştirirler köy isimlerini bilmem. 1947 yılında Haydarpaşa Lisesi’nden mezun olduktan sonra Ankara Hukuk Fakültesi’nde başladığı yüksek öğrenimini 1956'da tamamladı.

Avukatlık, gazetecilik (Vakit, Cumhuriyet, Ulus, Son Havadis, Milliyet, Hürriyet, Dünya gazeteleri), edebiyat öğretmenliği (Vefa Lisesi, İstanbul Kız Lisesi, Çapa Öğretmen Okulu ve Gazetecilik Yüksek Okulu’nda öğretim görevlisi) gibi değişik görevlerde bulundu, radyo ve televizyon programları yaptı (1953’ten 1960’a kadar Ankara Radyosunda Adım Adım Anadolu, Kırk Gözlü Heybe, İçimizden Biri; 1959 / 1960 yıllarında Kıbrıs Radyo ve Televizyonunda Adım Adım Türkiye, 1988 / 1989 yıllarında TRT’de Şiir Bahçesi), dergiler Kervan, Çadır, Anayasso, Şiir Defteri ve gazeteler (Memleket, Son Posta) çıkardı.

Belli'nin "Öksüz" adıyla sinemaya da uyarlanan, Hakkari'de Zap Suyu'nun kıyısında yaşayan ve tel gererek tehlike içinde suyun öte yanına geçmek zorunda olan insanların çaresizliğini anlatan "Anayasso" adlı şiiri, ilk defa 15 Mart 1968 tarihli Savaş Gazetesi'nin bir haberinde bahsedildi.

Dönemin Milliyet gazetesi köşe yazarı Hasan Pulur, 3 Nisan 1968'de şiiri haber yaparak şairini aramaya başladı. Boğaz Köprüsü inşası hakkında tartışmaların sürdüğü bir dönemde Zap Suyu'nu tel üzerinde geçen insanların çilesini şiir yoluyla öğrenmek toplumda büyük yankı oluşturdu.

“Gara dağlar gar altında galanda,

Ben gülmezem,

Dil bilmezem,

Şavata'dan Hakkari'ye yol bilmezem,

Gurban olam, çaresi ne, hoooyyy Babooovvv?

 

 Bebek yaniir, bebek hasda, bebek ateş içinde,

Ben fakiro,

Ben hakiro,

Dohtor, ilâç, çarşi, bazar, tam-takiro,

Gurban olam, bu ne işdir, hoooyy Babooovvv?

 

 Çonciğ ağliir, çonciğ öliir, geçüt vermiy Zap Suyi,

Parasizo,

Çaresizo,

Ben halsizo, ben dilsizo, şeher uzak, yolsizo,

Bu ne haldır, bu ne işdir, hoooyyy Babovvv?

 

Gara dağda gar altında ufağ ufağ mezerler,

Yeddi ceset hetim hetim Zap Suyinde yüzerler.

Hökümata arzeylesem azarlar,

Ben ketumo,

Ben yetimo,

Ben ne biçim vatandaşım, hoooyyy Baboooovvv?

 

Şavata'dan Angara'ya ses getmiir,

Biz getmeğe guvvatımız heç yetmiir.

Malımız yoh,

Yolumuz yoh,

Angara'ya ses verecek dilimiz yoh,

Ganadımız, golumuz yoh,

Bu ne biçim memlekettir, hoooyyy Babooovvv?

 

Yerin, yurdun, adresesin bilmirem,

Angara'da: Anayasso

Ellerinden öpiy Hasso

Yap bize de iltimaso,

Bu işin mümkini yoh mi hoooyyy Babooovvv?”

Şimssi Belli, Bir ara siyasetle de uğraştı.  1969 yılında Adana milletvekili adayı olduğu Birlik Partisi’nin genel sekreterlik görevinde bulundu. 1958 yılında Gülsen Hanım’la evlendi. Orhan, Bengü, ve Yağmur adlı üç oğlu oldu.

Sık okuduğum şiirlerinden biri şöyle:

Sana türküler yazmalıyım

Mendil mendil

Nakış nakış deyişler söylemeliydim sana

Dağların doruğunda Sana alafranga şiirler değil

Nevruzdan Karçiçeğinden söz açmalıydım

Heybemin bir gözünde tutkularım

Bir gözünde sen varsın

 

Tezek yaparsın doğan güne karşı her sabah

Kilim dokursun ağlarsın

Sana sevgiden çok önce

Okuma-yazma öğretmeliydim Dağkuşum

Ellere okutmamalıydın betiklerimi

Sana alafranga şiirler değil

Fistanındaki çiçekler gibi türküler demeliydim

Bestelenmiş şiirlerinden birkaçı şöyle: Yok Artık Tahammülü Bu Ateşe Gönlümün; Gözümde Özleyiş; Gönül Penceresinden, Bu Sevgiye Gönlüm Dar Sanmıştım; Bağ-I Hüsnün O Güzel Gülleri Soldu; Anayaso…

Şemsi Belli, 11. Ekim 1995 tarihinde geçirdiği bir kalp krizi sonucunda İstanbul'da yaşama veda etti ve Karaca Ahmet Mezarlığı'na defnedildi.