Artan kiralarla birlikte her kafadan başka başka sesler çıkıyor. Birileri devlet ev yapsın ucuz kiraya versin diye bağırmaya başladı.

İsterseniz önce şu konuda anlaşalım; devletin ne parası vardır ne de malı. Devlet ortak ihtiyaçlar için halktan topladığı parayı adil bir biçimde halka hizmet için kullanır. Her ne kadar “yasal” olarak gösterilse de yürütme halktan topladığı parayı birilerine “yardım” adı altında dağıtamaz.

Bir ülkeye kötülük yapmak istiyorsanız bir kesime yardım adı altında uyduruk maaş bağlayın, kömür ve gıda yardımı yapın ki daha tembel olsunlar. Hitler de halka bedava kömür dağıtmış ve kendine bağımlı bir kitle yaratmıştı. Kendisine oy ve destek olarak geri dönecek kömür yardımının sloganı da hiçbir Alman çocuğu üşümesindi.  Kampanya sloganına bakar mısınız? Kim itiraz edebilir ki böyle yüce bir amaca.

İdeale yakın demokrasi ve devlet anlayışında bireyler eşittir ve siz birilerine yardım yapıyorsanız diğerlerinden çalıyorsunuz demektir. Bu ülkede bedava dağıtılan kömür, uyduruk nedenlerle bağlanan saçma sapan maaşlar çocukların daha iyi eğitim ve sağlık hizmeti almasını engelledi örneğin. Devlet benim hakkımı başkasına veremez. Bu saçma sapan oy uğruna dağıtılan paralar, yardımlar olmasaydı belki de SMA hastası bebeklere ilaçları verilerek kurtulmaları sağlanacaktı.

Şahit olduğum bir olayı paylaşmak isterim. Yanında 6 kadın işçi çalıştıran arkadaşım sigorta girişlerini yapmak için kimlikleri istiyor. Gelen kimlik sayısı bir. Diğer beş kişi kaymakamlıktan yardım aldıklarını; sigorta olursa yardım kesilir diye sigorta istemediklerini söylüyor.

Bakın gelecekteki hayatları için çok önemli olan SGK girişini istemiyorlar. Üç kuruş yardım; alana da ülkeye de devasa zarar veriyor.

Ayrıca onlara yapılan yardım kayıt altında çalışanların maaşlarından yapılan kesintilerle sağlanıyor.

Şu yazdıklarım linçe uğramama neden olabilir. Bu mecrada bir neden bulayım ve insanlara saldırayım diyen ve hazır kıta bekleyen birileri var. İlk saldırı cümleleri de "ne yani insanlar aç mı kalsın, kışın soğuktan donsun mu, sokakta mı kalsın" olur herhalde.

Tabi sokakta kalmasınlar ama önce bu duruma düşmemek için ne yapmak gerektiğini öğrensinler. Örneğin ben borca girdim ev aldım borcumu ödemek için 10 yıl tatile gitmedim, dışarı çıkmadım; hem ruhen hem de maddi bir bedel ödedim ve ev sahibi oldum. Devlet neden benden aldığı paralarla daha az çalışanı ya da har vurup harman savuranı desteklesin? Benden kesilen paralarla neden birilerinin kirası ödensin?

Bu ülkenin eşit vatandaşı olmam nedeniyle evim olsa dahi yapılan kira yardımını herkes kadar almaya hakkım yok mu?

Devlet tarafından birilerine yapılan yardım aslında yardım almayanları cezalandırmaktır. Birileri kömür yardımı alırken bizler doğalgaz faturasını ödemek için ya boğazımızdan kısacağız ya da kombiyi. Bana ve çocuklarıma ceza değil mi bu? Devlette toplanan paralarla kömür dağıtılmasa belki benim doğalgaz faturam yarı yarıya düşecek ve ben artırdığım paramla çocuklarıma daha sağlıklı bakabileceğim.

Ne yazık ki kimse yoksulluğu ortadan kaldırmaya çalışmıyor. Herkesin tek amacı yoksulluktan ve yolsuzluktan doğan aksaklıkları geçici ve gizli amaçlara hizmet edecek şekilde kapatmak. Uzun süreli ve zor olansa ahlaksal bir devrim yaratmak.

Kurtuluş yardımları kesmek, engellemekle olmaz. Kurtuluş hakkı olmayanı aç kalmak uğruna bile olsa almayan insanlar yaratmakla olur.

Belki de en güzeli adil ve akılcı bir yönetimle yoksulluğu, muhtaçlığı ortadan kaldırmaktır.