Hıfzı'nın ünlü Emmim Kızı ağıtını Ziyade için değil de Sona için yazıldığı da öne sürülüyor. Ancak, Sona'nın o günlerde yaşadığı," Emmim kızı aç kapıyı gireyim", "Kocaldın mı on beş yılın sonrası", "Ergen kıza beyaz bezler uyar mı?", "Körpe maral idin dağlarımızda" mısraları ve Ziyade'nin cevabi kıtalarında "Cehiz düzemedim ömrüm az idi" demesi bu iddiayı çürütüyor.
Bazı kayıtlarda ağıt, "Şeyda bülbül ne yatarsın bu yerde" diye başlamakta ufak tefek farklılıklar göstermektedir.
Hıfzı:
Sefil baykuş ne gezersin bu yerde
Yok mudur vatanın ellerin hani
Küsmüş müsün selamımı almadın
Şeyda bülbül şirin dillerin hani
Ziyade:
Emmimzade küsmemişim ben senden
Ölüm lal eyledi dillerim yoktur
Eydi kametimi büktü belimi
Kalkamam ayağa hallarım yoktur
Ecel tuzağını açamaz mısın
Açıp da içinden kaçamaz mısın
Azat eyleseler uçamaz mısın
Kırık mı kanadın kolların hani
Ziyade:
Ecel tuzağını açamaz oldum
Açıp da içinden kaçamaz oldum
Azat eylediler uçamaz oldum
Kırılmış kanadım kollarım yoktur
Hıfzı:
Bir kuzu koyundan ayrı ki durdu
Yemez mi dağların kuş ile kurdu
Katardan ayrıldın şahan mı vurdu
Turnam teleklerin tellerin hani
Ziyade:
Ben kuzuydum ayırdılar sürümden
Dağlar kan ağladı ah u zarımdan
Şahan vurdu şol kanayan yerimden
Döküldü teleğim tellerim yoktur
Hıfzı:
Aç mısın yok mudur ekmeğin aşın
Odan ne karanlık yok mu ataşın
Hanıdır güveğin hanı yoldaşın
Hani kapın bacan yolların hani
Ziyade:
Zehir eylediler ekmeğim aşım
Tütmüyor dumanım sönmüş ataşım
Ne bir güveğim var ne de yoldaşım
Yoktur kapım bacam yollarım yoktur
..............
Biz Sona'nın ölümünden sonra üç çocuğu ile kalan Hıfzı'yı bir an için bırakıp, o günlerde ki memleket ahvaline dönelim. Kağızman işgal altındaydı. Ermeni çeteleri ve Rus çeteleri halka zulmediyordu.
Ermenilerin yerleşmesi için Türk köylerine baskı yapılıyordu. Enver Paşa'nın Sarıkamış harekâtından sonra Ruslar, Kars ve çevresinde katliam yapmaya başlamışlardı. Kağızman'da beş toplu katliam yapılmıştı.
1914'de 'Milli mücadelede bulunuyorlar' diye Çarlık Rusya'nın yakalayarak sürgüne gönderdiği 150 Karslının arasında bulunan Kağızmanlı İsmail Beyzade, Ali Rıza ve arkadaşları, 1917 ihtilalinde sürgünden dönerek Ermenilere karşı yerli halkını teşkil andırıp silahlandırma başlatmışlardır.
Şubat 1918 de Erzincan'ı kurtaran ordumuzun önünden çekilen Mart 1918 de Erzurum'u bırakıp Kars'a kaçan Taşnak Ermeni kuvvetleri eski çarlık ordusu mensuplarıyla da birleşerek katliama devam etmişlerdi.
3 Mart 1918'de imzalanan Brest-Litowsk Anlaşmasını tanımayan Ermeniler Kars'ta Kağızman'da yerli halkı katliama uğratmışlardır. Mart ve Nisan aylarında Ermeniler'in Kağızman'da giriştikler mezalime silahsız Kağızmanlılar ve güçleriyle direnirlerse sonuç itibariyle 400'ün üzerinde şehit vermişlerdi.
Kazım Karabekir komutasındaki Osmanlı kuvvetlerinin Kars'ı kurtarmaya geleceği müjdesi yayıldı. Hıfzı bu müjdeyi şöyle saza ve söze aktarıyordu.
İslam'a bir müjde dünyalar kadar
Reisimiz Ali Osman'dır gelen
Hazreti Ali'dir binmiş Düldül'e
Şah Merdan Şir-i Yezdan'dır gelen
Cengi cihan sesi bizi uyarttı
Dostlar ağır geldi düşmanı tarttı
Açıldı dünyamız ömrümüz arttı
Taze bir mehtii zamandır gelen
Veliyül İslam'dır nazır Allah'tır
Bize şefaatçi Resulullah'tır
Yol ver yüce dağlar bu aht billah'tır
Kaplasın dünyayı dermandır gelen
Yarın Hıfzı'nın şahadetini anlatacağım.