Alt işveren kimdir? (Faaliyet sırasında aktif çalışan)

“Alt İşveren” kavramı, 4857 sayılı İş Kanunu’nun, Tanımlar başlıklı 2. maddesinin 6. fıkrasında açıklanmıştır.

4857 sayılı İş Kanunu / Madde 2 / Fıkra 6: Bir işverenden, işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerinde veya asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerde iş alan ve bu iş için görevlendirdiği işçilerini sadece bu işyerinde aldığı işte çalıştıran diğer işveren ile iş aldığı işveren arasında kurulan ilişkiye asıl işveren - alt işveren ilişkisi denir.

Aynı kanunun İşyerini Bildirme başlıklı 3. maddesinde ise, alt işverenin işyeri sicil işlemini ne şekilde yapması gerektiği tarif edilmiştir.

 4857 yayılı İş Kanunu / Madde 3: (Değişik ikinci fıkra: 15/5/2008-5763/1 md.) Bu Kanunun 2 nci maddesinin altıncı fıkrasına göre iş alan alt işveren; kendi işyerinin tescili için asıl işverenden aldığı yazılı alt işverenlik sözleşmesi ve gerekli belgelerle birlikte, birinci fıkra hükmüne göre bildirim yapmakla yükümlüdür.

 Özetlemek gerekirse, alt işverenlik ilişkisinin kabulü için aşağıdaki şartların gerçekleşmesi gerekir:

- Bir asıl işverenin var olması

- Üstlenilen işin, işyerinde yürütülen üretime ilişkin olmakla birlikte, “yardımcı işlerden” olması veya “işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerden” olması

- Üstlenilen işin asıl işverenin işyerinde yapılması

- İşi üstlenen alt işverenin, işçilerini sadece işi veren işverenin işyerinde çalıştırması

- Asıl işveren ile alt işveren arasında yazılı bir “Alt İşverenlik Sözleşmesi” olması

- İşyeri tescil işleminin, asıl işverenin sicil numarasına bağlı bir aracı kodu üzerinden yapılması

Örnek: Türkiye Cumhuriyeti Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’nın köprü şantiyesinde, yapım işini üstlenen Müteahhit (Yüklenici) A firması ile yapılan Alt İşverenlik Sözleşmesine binaen, şantiyenin temizlik işlerini üstlenen C firması alt işveren olur. Aynı durum, Asıl İşveren olan Türkiye Cumhuriyeti Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’nın köprüyü kendi imkânları ile yapması ancak temizlik işlerini C firmasına devir etmesi durumunda da geçerlidir.

Tespit

Ülkemizdeki çoğu özel sektör firması, alt işverenlik ilişkisinin müteselsil / birlikte sorumluluk ilkesinden kaçınmak amacıyla, uygulamada net bir alt işverenlik ilişkisi olduğu halde, doğru yapılandırılmış bir alt işverenlik ilişkisi inşa etmek yerine, taşeronluk veya müteahhitlik (yüklenicilik) ilişkisi varmış gibi düzenlenen hizmet sözleşmelerini tercih etmektedir. Bu durumun ise hem alt işveren hem de asıl işveren açısından son derece ciddi sonuçlar doğurması muhtemeldir. Durumun herhangi bir şekilde tespiti halinde muvazaa veya butlan hükümleri başta olmak üzere birçok farklı cezai müeyyide ile karşılaşılabilir, sendikal ortamlarda kapsamlı mevzuat sınırlamalarına ve risklere maruz kalınabilir.

Öneri

Doğru yapılandırılmış bir alt işverenlik ilişkisi, mevzuata uygunluk, çalışma barışı, denetlenebilirlik, sürdürülebilirlik, hesap verebilirlik, verimlilik, geliştirilebilirlik ve ikame hizmetlere erişim gibi birçok açıdan son derece önemlidir. Alt işveren firmalardan verim alabilmenin ilk adımı olan bu olmazsa olmaz politik kural, bir firmanın hayatı boyunca alt işverenlerle olan ilişkisinde belirleyici rol oynayacaktır.