Naklen yayınlanan bir savaşın daha sonunu izledik evlerimizde. Sizlere de biraz kurguymuş gibi gelmiyor mu gözümüze sokulan görüntüler? Derme çatma araçların, Çin malı 100 cc motosikletlerin üzerinde askere hiç benzemeyen insanlar birkaç günde kazandılar savaşı.

Günümüzde babadan oğula geçen devlet başkanlığının gerçek anlamı diktatörlüktür. 2024 yılında diktatörlerin olması utanç nedeni olmalı hepimize.

Dünyanın neresinde olursa olsun diktatörlerin ortak özelliği şiddet, işkence, baskı ve eleştirenleri hapse atmaları, lüks içinde yaşamaları ve ülkesini soyarak değerli olan ne varsa başka bir ülkeye kaçırmalarıdır. Gücü ele geçirenler ve bu yolla diktatörleşenler karşısında olanları mutlaka baskı altına almaya çalışıyor. İşkence, şiddet, baskıyla yetmezse de cinayetlerle diktatörlüğünü garanti altına almaya çalışıyor.

Karşı çıkan en küçük sese tahammülleri yok. İnsan olmamızı, insanca yaşamamızı sağlayan anayasayı askıya alıyorlar.

Kendi gücüyle ayakları üzerinde duramayan ülkeleri gördükçe 1923 yılında kurulan cumhuriyetimizin bize kazandırdıkları için cumhuriyeti kuranları sonsuz bir minnetle anmalıyız. O günlerde yenilmedik ve yenilmezliğimiz, bağımsızlığımız yüz yıldır devam ediyor.

Bunca karmaşa içinde, parçalanan ülkelere baktıkça cumhuriyetimizin ne kadar sağlam temeller üzerine kurulduğunu bir kere daha anlıyoruz. Etrafımızdaki ülkeler emperyalizmin eliyle parçalanıp dizayn edilirken biz sapasağlam ayaktayız. Şunu da belirtmeliyim ki 1.Dünya Savaşından sonra şimdi parçalanan ülkeleri o tarihteki çıkarları doğrultusunda aynı emperyalistler cetvelle sınırlarını çizerek kurmuştu.

Üzerinden zaman geçti ve o ülkelerin hiçbiri kurulduğu gibi kalmadı. Şu anda yapılan savaşların kışkırtıcıları anlık çıkarları doğrultusunda komşumuz olan ülkeleri yeniden dizayn ediyor. Dünyaya sahip olduğunu sananlar dizayn ettikleri ülkelerin zenginliği bitene kadar o ülkeleri sömürmeye devam edecekler.

Korkuncu da en büyük paylaşım savaşı olan 2.Dünya savaşı sonunda yapılan paylaşımın artık 2.Dünya Savaşının galiplerine yetmemesi. İki binli yıllara kadar korudukları “lider” sıfatını yavaş yavaş kaybediyorlar. Çin’in ve diğer Doğu ülkelerinin akıl almaz büyüme hızı çoktan Batı devletlerini geride bıraktı; Amerika ile Çin her alanda başa baş yarışıyor. İşte tam da bu nedenden dolayı emperyalist ülkeler Doğu’ya gidecek petrol ve doğalgaz akışını durdurmak amacıyla Büyük Ortadoğu Projesini başlattılar.

O gün bu gündür yaşadığımız coğrafyada kan gövdeyi götürüyor.

İnsanlık tarihi savaşlar tarihidir. İlk çağdan günümüze barış içinde geçen zamanımız çok ama çok azdır. Yapılan savaşların tamamı da zenginlik ve güç için yapılmıştır. Kısacası altını olan kuralı koyuyor kuralı koyan altını alıyor.

Önemli olan bundan sonrasında neler olacağı. Acaba parçalanma sırası hangi ülkede? İran’ın mı üzerine gidecekler yoksa Türkiye’nin mi? Vakıf değiliz planlarının ayrıntılarına. Kaba taslak amaçlarını bilsek de yaşamadan göremeyeceğiz.

Ortadoğu’da dengeleri değiştiren savaş sona erdi. Filistin en büyük destekçisini kaybetti. Hizbullah Suriye topraklarını terk etti. İsrail Suriye’de bir tepeyi daha işgal ettiğini açıkladı. Hava bombardımanı da aralıksız devam ediyor. Öncesinde yetersiz de olsa bir ordu vardı karşılarında artık o da yok.

İçimden bir ses durmadan “Kıbrıs” diyor. Sanki Kıbrıs’ta da kurulan bir zemberek var. Kıbrıs üstüne kurulan oyunlara çok dikkat etmeliyiz.

2011 yılında başlayan iç savaş 2024 yılının Aralık ayında son buldu. Bakalım önümüzdeki günler bizlere neler getirecek.