13 Ağustos 1921 de yeniden harekete geçen Yunanlılar, 14 Ağustos’ta Sivrihisar´ı işgal etti. 15 Ağustos’ta da Yunan Kralı, askerlerine, Ankara´yı hedef olarak gösterdi. İngiliz İrtibat Subaylarını, Ankara´da vereceği ziyafete çağırdı.
Türk Ordusu Sakarya hattına çekilirken Başkomutan Mustafa Kemal´in Karargâhı ile Batı Cephesi Komutanlığı Karargâhı Alagöz´deki çiftlik binasına yerleşti. 22 Ağustos´tan 13 Eylül 1921 tarihine kadar 22 gün, 22 gece aralıksız devam eden savaşı bu binadan idare etmişti. Bütün planlarını burada hazırlamış, tarihi kararlarını burada almıştı.
Yunanlılar Porsuk Çayı´nın kuzeyinden ve güneyinden, doğuya doğru yürümüşler, 17 Ağustos 1921´de Sakarya´nın batısındaki Türk Kuvvetleri ile karşılaşmışlardı.
Buradaki Türk Kuvvetlerinin görevi, Yunan ileri hareketini durdurmak ve mümkün olduğu kadar geciktirmekti. Onun için bu birlikler yavaş yavaş oyalama muharebeleri yaparak geri çekiliyorlardı.
Düşman ordusu 22 Ağustos 1921 sabahı bütün gücüyle Türk ileri mevzilerine hücum etti. 24-25 Ağustos muharebeleri her iki taraf içinde çok kanlı oldu.
Yunanlılar, Sakarya Nehri’ni geçtiler. Muharebenin 3. gününde Mangal Dağı ve Türbetepe Yunanların elindeydi. Türk savunmasının temel direği adeta çökmüştü. 4. gün Başkomutan Mustafa Kemal Paşa, Milli Savunma Bakanı Refet Bey’e telgraf çekerek Meclis’in Kayseri’ye taşınmasını istedi.
Yunanlılar, 30 ve 31 Ağustos’ta yeniden taarruza geçtiler. Fakat bugünden sonra Yunanlılar, Türk sol kanadına giriştikleri taarruzdan vazgeçerek, 1 Eylül 1921 de Türk Kuvvetlerinin sağ kanadı ile merkezine taarruz ettiler. 2 Eylül’de aynı hareketi tekrarladı. Ama, başarılı olamadı. Türkler, Yunan taarruzlarını kırarak cephe bütünlüğünü bozmadı.
14. günden sonra Türk cephesinin merkezine yapılan Yunan saldırıları giderek azaldı. Kaybedilen toprakların geri alınması için taarruza başlandı.
10 Eylül 1921´de ilk defa ele geçen Polatlı’nın batısındaki Dua Tepe, muharebenin sevk ve idare edildiği yer oldu. Duatepe, Mustafa Kemal Paşa’nın attan düşmesi sonucu kaburga kemiklerinin kırılmasına rağmen görevini ısrarla sürdürdüğü ve bu nedenle Türk’ün azim ve kararlılığının simgesi oldu.
Türk Komuta Heyeti, 10 Eylül 1921 de genel taarruz kararı aldı. Yapılan bu karşı taarruzda başarı çok büyük olmuş ve düşman geri çekilmeye başlamıştı. 12 Eylülde sürdürülen ileri yürüyüş karşısında ise yunan kuvvetleri, düzensiz bir şekilde, kaçmak zorunda bırakılmışlardı.
Mustafa Kemal Paşa’nın direktifleri ve Türk ulusunun kanıyla yazılan Sakarya destanı, 22 gün 22 gece sürdü. Savaş, Yunanların Sakarya doğusunu tamamen terk etmesiyle 13 Eylül’de sona erdi.
Fevzi Paşa, muharebe alanının hemen her noktasında gece ve gündüz hazır bulunmuştu. İsmet Paşa’nın yorulmaz gücüyle orduyu üstün bir biçimde yönetmesinin savaşın kazanılmasındaki payı büyüktü. Cesur ve yetenekli kolordu ve tümen komutanları ile ölümü hiçe sayan, gözü pek subaylar ve ordunun asıl kitlesini oluşturan Mehmetçiğin gösterdiği kahramanlıklar ve özveriler, Türk Tarihinin altın sayfalarından birini oluşturdu.
Sakarya Meydan Muharebesi sonunda 5.713 şehidimiz, 18.480 yaralımız 828 esirimiz ve 14.258 kaybımız, vardı. Yunan ordusunun zayiatı ise; 3.758 ölü, 18.955 yaralı, 354 kayıp olmak üzere toplam 23.067´dir. Türk Ordusundaki subay zayiatı % 80 olmuştu. Bu nedenle Mustafa Kemal, Sakarya Muharebesi için “Subay Harbi” demişti.
Yarın sizlere İsmet ve Fevzi Paşaların müjdelerini ve bir yüce Türk anasının şerefli telgrafını aktaracağım.