Üretici firmaların asıl meziyetleri üretmektir. Fakat bir işletmenin başarılı olması için sadece üretmesi yetmez. İşletmenin üretimine sorunsuz devam edebilmesi için üretime yardımcı işlerin de kusursuz işlemesi gerekir.

Üretime yardımcı işlere örnek olarak lojistik, stok kontrol, temizlik, paketleme ve gündelik işleri sayabiliriz. Üreticilerin alt işveren ile çalışmalarının ana sebeplerinden birisi, tüm bu yardımcı işleri yönetim ve denetimleri ile birlikte alt işveren firmalara devir ederek asıl işleri olan mal veya hizmet üretime odaklanmak istemeleridir.

Örnek olay

Bir havalimanının işletmesini de yürüten XJET Hava Yolları şirketinin genel müdürü Nalan Ş, büyüme hedeflerine ulaşma konusunda beklentileri karşılayamayacak olmaktan son derece rahatsızdı. Yıl sonu büyüme hedefi %5’ti ancak ilk 3 aylık performans bu hedefe ulaşılmasının neredeyse imkânsız olduğunu gösteriyordu. Büyüme ana hedefti ancak büyümeye giden yolda birçok farklı gereksinim vardı. Filo kapasitesi ve kalitesi, hizmet kalitesi ve müşteri memnuniyeti, işletme yöneticiliği ve muhasebesi gibi birçok farklı alanda sorunlar mevcuttu. Filo yetersizdi ve büyümek için filonun genişletilmesi gerekiyordu. Havalimanı işletmeciliği uzmanlık alanlarından değildi ve rötar, bagaj kaybı, otopark işletme sorunları gibi nedenlerle müşteri memnuniyeti son derece düşüktü. Havalimanındaki işyeri kiraları emsallerinin oldukça altında olmasına rağmen kiralama, yönetme ve tahsilatlar konusunda ciddi sorunlar yaşanıyordu. Bu gereksinimlerin çoğu yapısaldı ve yapısal sorunların çözülmesi radikal kararlar gerektiriyordu.

Tüm sorunların tespiti için kapsamlı bir gözden geçirme gerekiyordu ve ekibinden tüm bölümleri teker teker ele alarak SWOT analizleri oluşturmalarını istedi. Ayrıca, tüm çalışanları kapsayan ve görev tanımlarını da içeren kapsamlı bir çalışan listesi talep etti. Tüm depoları, makineleri, araçları ve çalışanları iki farklı gruba ayırarak ilişkilendirdi ve yeniden listeledi. İlk grup asli iş olan uçuş faaliyetlerinin yapıldığı gruptu ve bu grupta 90 adet uçakta görevlendirilen 200 pilot ile 370 kabin görevlisi çalışıyordu. Bu gruba yönelik müşteri şikâyetleri yok denecek kadar azdı. Çoğu yolcu uçağa girdiği andan uçaktan indiği ana kadar aldığı hizmetten son derece memnundu. Uçaklar yeni ve konforluydu. Kadro eğitimliydi, güler yüzlüydü ve iletişim becerileri yüksekti. Uçak içi eğlence sisteminden sunulan ikramlara kadar hemen her unsur müşterilerin beğenisini kazanmıştı.

İkinci grup ise uçuş faaliyetlerine bağlı olan ancak uçuş dışı diğer faaliyetleri içeren gruptu. Bu grup uçak bakımı, shuttle, güvenlik, otopark işletmesi, kontuar, temizlik, mağazaların yönetimi, bagaj yönetimi ve kayıp eşya servisi gibi hizmetleri kapsıyordu. Bu grubun toplam çalışan sayısı 2300’den fazlaydı ve bu hizmetlerin sürdürülebilmesi için gerekli olan shuttle araçları, uçaktan terminale nakil otobüsleri, bagaj nakil arabaları, bakım makineleri veya temizlik ekipmanları gibi araçların sayısı 1100’ün üzerindeydi. Müşteri şikâyetlerinin büyük çoğunluğu bu gruptaki hizmetlerden kaynaklanıyordu ve neredeyse hiçbiri sağlıklı çalışmıyordu.

Shuttle araçları yaşlanmıştı ve yenilenmeleri gerekiyordu. Araçlar ve servis şoförleri sağlıklı bir denetim mekanizmasına tabi değillerdi. Servisler geç kalkıyor, klimaları çalışmıyor, şoförlerle yolcular arasında sıklıkla tartışmalar yaşanıyordu.

Bayram veya tatil gibi yoğun dönemlerde güvenlik personeli ihtiyacı artıyordu, ardından yine azalıyordu ve insan kaynakları bu durumu yönetmekte oldukça zorlanıyordu. Çünkü şirket işe alım politikaları, belirli süreli veya acil ihtiyaçlara cevap verebilecek kapasitede ve esneklikte değildi. Bu durum yoğun dönemlerde havalimanı girişinde uzun kuyruklar oluşmasına ve yolcuların uçuşları kaçırmasına neden oluyordu.

Otopark son derece bakımsızdı, yeterli çalışanı yoktu, fiyatlar gereğinden yüksekti ve bu nedenlerle sadece %30 kapasite ile çalışıyordu. Havalimanı çevresine kurulmuş olan birçok özel otopark tam dolulukta olmasına rağmen havalimanı otoparkından verim alınamıyordu.

Temizlik ekibi yetersizdi, eğitilemiyordu, yanlış kimyasal ürünler kullanılıyordu ve ekipmanlar eskimişti. Profesyonel bir temizlik yönetimi ve takip sistemi oluşturulmuştu ancak sağlıklı şekilde işletilemiyor ve denetlenemiyordu.

Havalimanı içerisindeki mağazaların %20’si boştu. Yaşanan alt yapı sorunları nedeniyle yönetim ile kiracılar arasında sürekli bir çekişme hâli vardı. Mağaza yönetim politikaları, kiracıların gereksinimleri ile örtüşmüyordu.

Kontuarlarda veya uçağa nakillerde bagaj yönetimi sorunları çok fazlaydı. Bagajlar gecikiyordu, hasar alıyordu, yanlış uçaklara yükleniyordu ve telafisi uzun sürüyordu.

Devamı sonraki yazıda…