Zeytin hasadı başladı. Kötü geçen bir yılın sonunda zeytinler toplanıyor. Mevsim normallerinin üzerinde seyreden hava sıcaklığı ne yazık ki bazı zararlıların çoğalmasına ve ürünlerin zarar görmesine neden oldu.
Zeytin ve zeytinyağı gençlik iksiridir. İçinde barındırdığı amino asitler hücrelerin kireçlenmesini önleyip hücreleri gençleştirdiği için birçok hastalığı engeller. Antiseptik özelliği vardır. İçinde mikrop barındırmaz. Salçanın üzerine konulması da bu nedenledir. Mikrop ve bakteri üreyemediği için küflenmeyi engeller.
Zeytin yetiştiriciliği yapılan yerlerde insanlar yaralarını zeytinyağıyla temizleyip sarmaya devam ediyorlar.
Bu özelliklerini kaybetmemesi için doğru şekilde hasat edilmesi ve sıkılması gerekiyor. Toplanırken kasalara konulmalı. Ne yazık ki kasaların maliyetli oluşu nedeniyle birçok insan çuvallara dolduruyor topladığı zeytini. Çuvala giren zeytin ısınıyor; bahçeden sıkılacağı yere gelene kadar yarı yarıya içindeki değerli bileşenlerini kaybediyor.
İlaç niteliğinde yağ elde etmek için zeytinlerin erken hasat yapılarak kasalarla toplanması; kasaların da yarım doldurulmasına dikkat etmek şart. Toplanan ürünlerin aynı gün sıkılması pek mümkün olmasa da en ideali bu.
Normal şartlar altında zeytin dört kiloda bir kilo yağ veriyor. Erken hasat yaparsanız bu on iki kilo zeytinden bir kilo yağ almanız demek. Tabi bu durumda maliyeti dört katına çıkarıyor. Karşınıza çıkan şişelerde erken hasat yazılarına itibar etmeyin. Tam anlamıyla erken hasatın ülkemizde yapıldığını düşünmüyorum.
Sıkım genelde otuz beş ila kırk derece arasında sıcaklıklarda gerçekleşiyor. Yağ ısındığı için daha kolay ve çok miktarda ayrılıyor posadan. Ne yazık ki yirmi yedi dereceyi geçen sıcaklıklarda yapılan sıkımlarda zeytinin içindeki amino asitler kayboluyor. Lezzetli ve sağlıklı olsa dahi yağ ilaç özelliğini kaybediyor.
Soğuk sıkım verimi düşürdüğünden üreticiler tarafından tercih edilmiyor. Karşınıza çıkan şişelerdeki soğuk sıkım ibarelerini de çok dikkate almayın.
Zeytin sıkıldıktan sonra elde edilen yağ hava almayan bir düzenekte saklanırsa tazeliğini uzun süre korur. Havasız, ışık görmeyen bir ortamda saklayıp kullanılacak kadarını küçük şişeler ve yağdanlıklara doldurarak kullanmak gerekiyor. Kullanmak ve saklamak için konulan şişeler yağı güneş ışığından korumak için koyu renk seçilmeli.
Erken hasat ve soğuk sıkım zeytinyağının maliyeti normal üretimlerin yaklaşık beş katı. Yani bu ibareleri taşıyan yağların litresi bin beş yüz lira civarında satılmalı. Çok mümkün görünmüyor değil mi?
İklimsel değişiklikler, kuraklık birçok tarım ürününe zarar verdi. Zeytin de bütün dünyada etkilendi bu durumdan. Bu sene rekolte yaklaşık % 50 azaldı. Tabi bu durum fiyatlara yansıdı çok yükseltti.
Küresel ısınma birçok insanın umurunda değil. Bu konuyu gündemde tutanlarla da dalga geçiliyor. Oysa küresel ısınma kıtlık demek.
Köylüler önceki yıllarda tarım ilaçlarına çok ihtiyaç duymadıklarını anlatıyor ve ürünlere zarar veren haşerelerin çok arttığını söylüyor. Bunun nedeni ısınmadır. Isınmanın artması zararlıların yaşaması için ideal ortamı da hazırlıyor ve bizler de onlarla mücadele edebilmek için tarımsal ilaçlar kullanarak kendi ömrümüzü kısaltıyoruz.
Buzullar eriyor. Buzulların erimesiyle milyonlarca yıl o buzlara saklanan bakteriler, virüsler, mikroplar serbest kalacak farkında mısınız?
İnsanlar doğayı koruyarak ayakta kalabilir.